11 Ekim 2016 Salı
Okudum Bitti-110 : Kuşlar Yasına Gider || Hasan Ali Toptaş
Herkese merhaba. Hasan Ali Toptaş ile Ben Bir Gürgen Dalıyım ile tanıştım. Yazısı burada. Geç kalınmış ve çok güzel bir tanışma oldu. Bundan sonra arayı kapatmaya çalışacağım. Benim gibi yazarın büyülü kalemiyle tanışmak için geç kaldıysanız lütfen daha fazla ertelemeyin.
Aslında Heba ile devam edecektim ama son kitap olduğu için torpil yapıp başladım hemen. Aynı gün bitti, çok güzeldi. Sırada Heba var.
Romanın anlatıcısı da yazarın kendisi gibi Denizlili bir yazar. Her roman biraz otobiyografidir, diye bir söz vardı kimin olduğunu unuttuğum. İşte öyle kendi coğrafyasının seslerini, kokularını, yaşantısını dolu dolu içeren bir kitap Kuşlar Yasına Gider.
Bolca ezgi barındıran, türkü dinleme isteği uyandıran; sık sık da burnumun direğini sızlatan cinstendi. Bazen anlatıcımızın çocukluğuna gittim, bazen sigara molalarında uzaktan bakıp, içmesen keşke demek istedim. En çok da babasına ve annesine olan duygularına ortak oldum. Korkularıyla ürperdim. Ecel atı hiç görünmesin istedim. Dedemi özledim, fedakar anneannemi özledim. Kendimden bir şeyler, hatta çok şeyler bulduğum için birkaç ağlama molası vererek bitirdim.
İnsanların duyarsızlaştığı, kimsenin kimseye kolay kolay yardım etmediği yerlerde yaşayan bizlere üzüldüm. Eskiden hayat ne kadar da güzeldi, iki bisküvi arası lokum seven çocuklardık. Şimdi otobüslerde yaşlılara yer vermemek için uyuyor numarası yapanlarla dolu etrafımız. Bu yüzden de rampa yaparken Gülfem Yenge ve Eyüp Amca da ağlattı beni. Saygı, sevgi, aile bağlarıyla örülü ; hüzünlü bir okuma oldu benim için, okuyun mutlaka derim.
Kapak fotoğrafı Nuri Bilge Ceylan 'ın ''Yağmurdan Sonra Üç Kaz'' isimli fotoğrafıymış. Fotoğrafın hüznü de uymuş bence kitaba. Sıradaki kitaplar için sabırsızlanıyorum.
... Bir vakit, ikimiz de sustuk. Neden sustuğumuzu bilmiyorum ama o an telefondaki sessizlik ikimizden doğmuyormuş gibi geldi bana. Sessizlik kılığına bürünmüş başka bir şey vardı sanki, aramızda, öylece duruyordu.
... Temelli'yi geçip Ankara'ya yaklaştığımızda artık hava iyiden iyiye kararmış, arabaların farları yanmaya başlamıştı. Bazı sürücülerin hâlâ yakmadığını görünce, elini torpido gözünün üstünden cama doğru sallayarak, şunlara bak, dedi babam, farları yakınca ertesi gün adreslerine elektrik faturası gelecek sanki!
... Siktiret, dedi birden; dava mava açma! Kazansa da kaybetse de fark etmez, her iki sonuç da rahatlatır onu. Çünkü hesap bu dünyada görülmüş olur. O sana söz verirken Allah orada değil miydi, ona ne şüphe, ona ne şüphe, elbette oradaydı! Amacı her neyse, onu elde edebilmek için Allah'ı da aldattı yani o şahıs. Bu sebeple sen onu Allah'a havale et! En münasip zamanda, en isabetli silleyi Allah'tan başka kim vurabilir?
... Boş laf ağız kurutur yahu, dedi sonra, başka bir boka yaramaz.
... Dünya gözyaşlarımın içindeydi artık, dünya bulanıktı, dünya ıslaktı ve dünya kalın uğultular eşliğinde, etrafa buğular saçarak, hafif hafif titriyordu.
... Hey gidi yalan dünya hey, işte, bizim vaziyet böyle artık, dedi.
Ee, dedi Zübeyir, babama doğru dönerek; büyük ihtiyaçların küçüldüğü, küçük ihtiyaçların büyüdüğü döneme yaşlılık diyorlar Aziz Amca, ne yaparsın, başa gelen çekiliyor.
Başka bir açıdan da, diye atıldı Cavit kapının ağzından; yaşlılık, kısa mesafelerin haddizâtında ne kadar uzun olduğunu görme vakti.
Yaşlılığı ben yaşıyorum, siz de oturmuş, karşımda ahkâm kesiyorsunuz dercesine, gözlerini ağartarak ters ters baktı onlara babam. Hayatı üç beş cafcaflı cümlenin içine sığdırmaya çalışan, aklı havada, iki yeniyetmeye bakar gibi baktı. Bilmiyorum, belki de bana öyle geldi o sırada. Dönüp Cavit'le Zübeyir'e, tıpkı babamın baktığı şekilde ben de baktım bu yüzden; ağızlarını açmadılar bir daha, sustular.
EVEREST YAYINLARI
1. Basım Ekim 2016
248 Sayfa
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hasan Ali Toptaş hiç okumadım nasıl olur bilmiyorum :)
YanıtlaSilHasan Ali Toptaş hiç okumadım nasıl olur bilmiyorum :)
YanıtlaSilÇok güzel olur.
SilÇok güzel olur.
SilYazarın kitaplarını okumadım, tarzı nedir bilmiyorum ama kapağa bakarak garibanlık üzerine olduğunu tahmin ediyorum. Nette az gezindim ''şu dağlar kömürdendir'' türküsünden esinlenilmiş deniyor. Dinlediniz mi, birbirini çağrıştırıyor mu?
YanıtlaSilZaten türküden iki mısra kitabın başında not gibi düşülmüş.Türkü de yazarın coğrafyası da esin kaynağı olmuştur. Garibanlık üzerine diyemem, aile üzerine daha çok. Baba merkezli. Ölüm odaklı.
Sil