#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti - 85 : Dank || Sinem Sal

17 Ağustos 2016 Çarşamba

Okudum Bitti - 85 : Dank || Sinem Sal








         Herkese merhaba. Çeşitli sebeplerden yine hem okuma hızım yerlerde hem de blog ile ilgilenemiyorum. Dank geçen ay okuduğum kitaplardan biriydi. 


                   Öykü sever bir okur olarak, okumadığım bir yazarla tanışmış olmanın da heyecanını üzerine ekleyerek merakla başladım, bitirdim. Farklı, sarsıcı, bazen garip öykülerden olaşan  kasvetli ama iyi bir kitaptı. Kasvetli diyorum çünkü sıkça ölüme göz kırpan , teğet geçen hikayeler okudum. Sinem Sal'ın yayımlanmış şiirleri de varmış, en kısa zamanda okumak ümidiyle. Belki anlatımındaki şiirselliği onlara borçludur.Ve umarım yine, yeniden öykülerini okumak kısmet olur. 



       YİV ve SET olarak iki bölüme ayrılan kitapta toplam  on üç öykü bulunuyor: 


Ama Ben Süper Kahramandım

Çöpleri Boşalt İlyas!
Cenaze Helvasını Anlamıyorum
Sadece Bir Yıldız Tohumunun Peşindeydim
Yumruklarımın Sıkı Tarihi
Nereye Döküldüm Böyle Dicle?
Bunu Asla Unutmayacağım
Bomba Günlükleri



Deli Derviş
Hissizlik Çağı
Kayıp İnsan Bürosu
Vaat Örgütü
Yaşasaydın Ölmezdin






...İnsan hayatı genellikle bir günü yaşamak için inşa edilir.


... Hayatımın en sarsıcı anılarını anlatırken, psikoloğum dakikaları sayıyordu. Bir saati dolduğu anda, ''Toparlayalım...'' diyordu. Toparlayamıyorduk. Psikoloğum bana hayattan ne beklediğimi sordu. Ben de ona , '' İntihar etmek için şartların olgunlaşmasını bekliyorum,'' dedim. İnsan geride kendisini sevenleri bırakırken, rahat rahat ölemiyordu.


... İnsan, bence , çok mutluyken ölmeli. Böylece yaşadım diyebilirdi.
                              *Ama Ben Süper Kahramandım



... Yaşlılara ve çocuklara aldırmamalıydı. Her iki kesim de kendi imparatorluğunda yaşar.


... Aşka inanmazsan, kalbinin varlığını da yok sayarsın.
                           *Çöpleri Boşalt İlyas!



... Erken yaşanan acılar zaman aşımına uğrar. Ve hayat sandığınızdan daha üretkendir. Ama yaratıcı değildir. Hep aynı acıları yaşatır insana. 
                            *Cenaze Helvasını Anlamıyorum




... Tıpkı adımlarının yavaşlaması gibi... İnsan yaşlandıkça hayatının başına dönüyordu. Doğduğunda dünyaya güvenmeyen insan , ölmek üzereyken de güvenmiyordu işte. Bu yüzden yavaşlıyordu her şey. Artık temkinli olmalıyım , diyordu belki de. Ne önemi varsa. 
                             *Bunu Asla Unutmayacağım 



... Fotoğraflar, anıların diri kalmasını sağlayan damarlar gibiydi. Hepsini yolmak ve yerinden koparmak istiyordum. Ölüler fotoğraflarda yaşadıkları anda oldukları gibi kalıyordu.
                           *Bomba Günlükleri



... İnsanlar aynı anda aşık olmadıkları sürece aşkın bir anlamı yoktur. Aşkta önlem alan kazanmaz. Aşkta önlem almanın hiçbir anlamı yoktur. İlk hamleyi yapan, kılıcı ilk çeken, karşısındakinin kafasını bir saniye bile düşünmeden ayaklarının dibine düşüren kazanır. Öteki mi? E, ölür işte. O kadar...
                                    *Hissizlik Çağı



... Hayat, sanki sadece ön sırada oturanların gördüğü bir şey. Biz arka sıradayız. Göremiyoruz. Duyamıyoruz. Sürekli bir işler karıştırdığımızı düşünüyorlar. Boyumuz uzun. Burası kısa boyluların fazla olduğu bir sınıf ve biz arka sıradayız. Duyamıyoruz işte. Sadece farklıyız. Sadece biraz. Çok değil. Göremiyoruz. Üstelik azar işitiyoruz.
                           *Kayıp İnsan Bürosu




... Terk edilmek insanı yarım bırakan bir felaket. Neyse ki ben kertenkele gibiyim. Kalbim... Kertenkele gibiydi hep, kopunca yeniden çıkıyordu.     
                      
... ''Kitaplar önemlidir. Birine bir kitabı hediye ederken de dikkatli olmalıdır insan. İçinde en mahrem yanların vardır. Altını çizdiğin satırlar, not aldığın dizeler... Kitaplar, önemlidir. Yaşayacağın evi seçemezsin belki ama okuyacağın kitabı sen seçersin. Yani... Kitaplar önemlidir. Okunmuş kitap hediye etmek mühimdir. Altını çizdiğiniz yerler size dair açıklar verir, gol yiyeceğiniz yerleri işaret eder. Mahremdir. Bilinen odur ki biri size okuduğu bir kitabı hediye ediyorsa ona ateş edilmemelidir. Şüphesiz ki o kişi size kendisini açmıştır. Sen de bütün zaaflarını imha edeceksin böylece.''
                       *Vaat Örgütü





              Bunlar altını çizmek istediğim cümlelerden birkaçı. Çizmiyorum elbette. :) Kitabı okuyup bitirdikten sonra Arka Kapak Dergisi'nde Kemal Varol 'un Hissizlik Öyküleri başlığıyla kitaba değindiği yazıyı da okudum. Cila oldu. Çok istememe rağmen Kemal Varol 'un hiçbir kitabını okuyamadım henüz. Mutlaka okuyacağım ama. Bol kitaplı günler dilerim.





APRİL YAYINCILIK

1. Baskı Haziran 2016
219 Sayfa







1 yorum:

  1. Bence de insan çok mutluyken ölmeli. Ölüm hüzün demek zaten. Mutlu yaşadım diyebilmek için mutlu ölmeli. Çok güzel anlatmışsınız. Kitaptan alıntılar çok güzel ve ben bu kitabı mutlaka okumalıyım dedim kendi kendime =) Paylaşım için çok teşekkür ediyorum. Sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil