İNDİGO KİTAP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İNDİGO KİTAP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Aralık 2015 Salı

Okudum Bitti -82: Benim Uzak Güneşim || M. O. Walsh






                       Yine uzunca bir aradan sonra biriken kitaplarla merhaba demeye geldim. Umarım okuyamama ve blogla ilgilenememe sorunumu en kısa sürede çözer , yeni yıla harika bir giriş yaparım. Keyifsiz olduğum için sanırım çok hızlı okuyamıyorum. 



                        O yüzden kolay okunabilecek, keyifli kitaplara kayıyor elim son aylarda. Benim Uzak Güneşim 'i de okuyalı epey oldu. Bu dönemime rağmen hızlı okuduğum kitaplardandı. Üstelik ismine ve arka kapak yazısına bakınca beklentim farklıydı. Beni şaşırtan, beklediğimden epeyce güzel bir kitaptı.



                       Kitaplarda, filmlerde görüp birçoğumuzun imrendiği herkesin birbirini tanıdığı, güzel bir kasabada başından korkunç bir olay geçen genç bir kız ve ona umutsuzca aşık bir oğlanın hikayesi diyebilirim. Ama biraz basite indirgemiş olurum. Çünkü sanki bir dedektiflik romanı gibi kitabın ilk cümlesinde okuduğumuz tecavüzü; karakterleri teker teker tanırken  kimin işlediğini düşünürken bölümlerin nasıl bittiğini anlamayacaksınız. Hem şaşırtıcı, hem sarsıcı detayların olduğu, umudun da arka planda göz kırptığı hoş bir kitap okumak istiyorsanız, şans verin derim. 


Ayrıca çeviri,kapak, sayfa tasarımı, puntosu , hepsi çok güzel.






... Bizi terk ettiği ilk yıllarda, annemin beni okul çıkışlarında alışveriş merkezlerine sürüklediği günlerde kendimi babama çok yakın hissettiğim anlar olurdu. Erkek reyonlarından geçerken duyduğum deri ayakkabı kokusunda ona dair bir şey vardı. Ve parfüm kokusu. Onun parfümünün kokusunu duyduğum anda, içim bir garip olurdu. O kokular burnuma değince belli belirsiz başımı kaldırır, etrafıma bakınırdım.

Ondan hiçbir beklentim yoktu. Halbuki ondan beklentim çoktu.





... Sevgi dışında tutunabileceğimiz başka ne var ki?




...Dünya üzerinde, insana kendini sorgulatmayan bir aşk, herhangı bir aşk var mıydı?




... Eskiler bir köpek yaşının yedi insan yaşına eşit olduğunu söylüyordu. O halde o zavallı köpek ormanda yaşadığı onca yıl boyunca nereye sığınmıştı? Bizi kaç kere oyun oynarken görmüştü? Etrafı, hali vakti yerinde ailelerle çevrili olmasına rağmen nasıl  bundan daha iyi bir hayat sürememişti? Bizi yemek yerken, gülerken ve onu görmezden gelirken gördüğünde içi acımamış mıydı? Bütün bunlar olurken hâlâ umutlu kalmayı nasıl becerebilmişti?

Sanırım umut o köpeğin hiç tadamadığı bir duyguydu.








İNDİGO KİTAP

Çeviren:Filiz Tülek
Ekim 2015
397 Sayfa





1 Nisan 2015 Çarşamba

Okudum Bitti -37 : Sevginin Büyüsü || Beth Hoffman





  İndigo Kitap yayın hayatına Sevginin Büyüsü ile merhaba dedi. İlk kitaplarını severek okudum, tekrar hoş geldin diyorum buradan. Umarım böyle hoş kitaplarla devam ederler, biz de severek okuruz.



CeeCee , küçücük yaşta bin zorlukla mücadele etmek zorunda kalan , akıllı, başarılı ama mutsuz bir çocuktur. Annesi Camille 'nin rahatsızlığı, babasının ilgisizliği yüzünden çocukluğu kabusa döner ve bu kabus bir gün gerçekleşen kaza ile daha da karmaşık hale gelir. 

Bundan sonraki hayatına büyük teyzesi Tootie ile devam etmek zorunda kalır. Hayatında yeni başlayan bu dönem için duyduğu en belirgin sıkıntısı hayatı boyunca tek arkadaşı olan ,yaşlı ve yalnız komşusu Gertrude 'ı geride bırakmaktır, bir de çok sevdiği kitaplarından ayrılmak.Yeni yaşantısı, yeni evi hiç de korktuğu gibi çıkmaz. Teyzesi Tootie , yardımcısı Oletta ve bir sürü yeni insanla tanışarak , kitabın vaadettiği gibi 'Sevginin Büyüsü''ne kapılır .

Tüm bu zorlukları, mücadeleyi okurken, arka planda da kadının gücüne , yaşamlara bıraktığı sihirli dokunuşa şahit olduğumuz, az da olsa ırkçılığın çirkinliğini bir kez daha anmamıza sebep olan, gözlerim dolu dolu okuduğum ama yine de eğlenceli, keyifli bir kitaptı. 








... Kitaplarım hayatım olmuştu, daha doğrusu kitaplar sayesinde hayattan kaçıyordum.





... On beş kelime, saymıştım. Bana söyleyecek sadece on beş kelimesi vardı. On beş anlamsız kelime, o kadar...



... '' Cecelia Rose , '' diyerek elimi tuttu. '' Çevresindeki hiçbir şeye gerçek bir ilgi duymadan, yoğun bir tutku duymadan yaşayıp ölen o kadar çok insan var ki... Bence duyarsız bir kalple bu dünyadan göçüp gitmek çok korkunç bir şey! Hayat bize muhteşem fırsatlar sunar, ancak bu fırsatların farkına varabilmek için hep uyanık olmak zorundayız.'' 

    Ellerimi omuzlarımın üstüne koyup gözlerimin içine baktı. ''Seninle ilgili en büyük dileğim ne olur, biliyor musun? Umarım neden bu dünyaya geldiğini, buraya seni çağıranın ne olduğunu anlarsın. Onu anladığın zaman gerçek mutluluğa erişir ve hayat amacını keşfedersin. Belki amacın evsiz hayvanlara sahip çıkmaktır, belki eski evleri yıkılmaktan kurtarmaktır, belki de kör insanlar için kitap okumaktır. Bunu ancak sen bilebilirsin. İçini yakan ateşin, gerçek tutkunun ne olduğunu bulmalısın, tatlım.''




... Bayan Odell bir keresinde bana affetmenin af dileyen kişiden çok affedecek kişiyle alakalı olduğunu, affetmenin aslında affedecek kişi için gerekli olduğunu söylemişti. Söylediğine göre, öfke ve acıya tutunmak kendi kafana çekiçle vurulurken, karşındaki kişinin başının ağrımasını beklemek gibiymiş. Ancak içimde yılların kırgınlığı ve öfkesi varken, babamı affetmek benim için imkansızdı.




... İşte, bu Tootie Teyzem'in sonsuz iyimserliğinin sinirlerime dokunduğu anlardan biriydi. Doğası gereği o kadar neşeli ve iyi kalpliydi ki insanların iyi taraflarını bakmayı tercih edip kötü yönlerini görmezden geliyordu. Bazı kötü taraflar affedilmez ve onarılmazdı. O kötü tarafların açtığı yaralar da hiçbir zaman kapanmazdı.










                                                            İNDİGO KİTAP

                                                         Çeviren: Esra Yüksel  
                                                                 Mart 2015
                                                                 398 Sayfa