22 Mart 2019 Cuma

Okudum Bitti- 16: Son Şura | Sevinç Kuşları 3 || Sezgin Kaymaz




          Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı yine pek kıymetlilerimden. Sevinç Kuşları üçlemesinin son kitabı Son Şura. Sezgin Kaymaz'ı zaten çok sevdiğimi her fırsatta söylüyorum, okuduğum bütün kitaplarını çok sevdim ama en özeli bu üçleme oldu. Okumadığım kitaplarını da yavaş yavaş okuyacağım. 

         Serinin ilk kitabı Deccal'in Hatırı hakkındaki yazım burada ,

İkinci kitap Kısas hakkında yazım da burada

          Çok sevdiğim biriyle, çok sevdiğim bir seriyi beraber okumak çok güzeldi. Hem de Sezgin Kaymaz'ı hiç okumamış birine koca üçlemeyi okuttum. Çok da güzel oldu bence.

         Şimdi öncelikle yayıncı farklı olunca boyut farklı, o biraz sinir bozucu. Şimdi bu kitabı bana alan çok değerli olmasaydı 10 gün bekletip lekeli kitap gönderdiler diye Babil.com'un kulağını epey çınlatırdım da işte, açar açmaz çok tatlı bir not olunca değerinin de üstünde değerli oldu. Hadi yine iyisin Babil. Kapak seriyle uyumsuz olsa da bağımsız olarak düşününce bence güzel. Özel rafımda yerini alacak kitap. Bitirince garip hissettim, üzüldüm de...


             Aradan geçen zamanla son kitapta herkes yaşlanmış, İrfan delikanlı olmuş olarak huzurlarımızday. Deccalciğim köşesine çekilmişken bir Japon belası çıkıyor ortaya. Zila'nın apartmanına göz dikince, yaşanan bazı olaylardan sonra 'Son Şura' toplanıyor mecburen. Zaten bir dolu karakterimiz vardı yine çoğu arzı endam ediyorlar, işin ilginci Sezgin Kaymaz artık finale geldik, yeni oyuncu alamam dememiş. Yeni tipler de var: Ramazan Şerif, sevimsiz Turna gibi gibi... Veda kitabıydı adı üstüne. Ben veda etmeyi hiç sevmem. Üzüldüm ama sanki hani Sezgin Kaymaz'ın içinden gelse devamını yazayım dese, okurum. Belli mi olur.




       Bu arada biz son kitaba başlayınca acaba tüm bu olaylar nasıl bağlanacak diye meraktaydık. En en sonuna doğru birazcık eee hadi dükkan kapanıyor moduna girmişti. Hatta şöyle bir şey söyledi canım, okuma arkadaşım: ''Son 40 sayfada gerçekten bir zorlama vardı bence, ama nasıl bir zorlama: Mesela dolabını düzeltiyorsun, her şeyi indirdin aşağı neyi nereye koyacağını biliyorsun. Güzel güzel yerleştirirken işin çıktı ama dolabı da öyle bırakmak istemiyorsun son birkaç parçayı attın içine, öyle bir şey...'' :) 


         Özetle hem güldüren, hem hüzünlendiren bir kitaptı benim için. Okuduğum için çok mutluyum. Seri baştan sonra öyleydi tatlı, ilginç, saçma ama çok güzel. Can acıtan, üzen ama kahkaha da attırabilen. Sezgin Kaymaz işte... İyi ki okuduk... 





'' 'Kâbus oldu bu gece, kâbus.'
Ki kâbus uyanmıştı belki, evet, ama pijamalarını bile çıkarmamıştı henüz.''


''İlk darbesi boksörü nakavt eden yumruk gibi gelir utancın; öpücük mü almışsın yumruk mu yemişsin anlayamazsın pek...''


''Kendin rahat değilken başkasını rahatlatmak? I ıh. Zor...''




APRİL YAYINCILIK

1. Baskı Kasım 2015
540 Sayfa






1 yorum: