23 Ekim 2016 Pazar

Okudum Bitti- 116: Hayal Meyal || Tarık Tufan





                    Herkese merhaba. Tarık Tufan okumalarıma ara ara devam ediyorum. Hatta okunmamış iki kitabı kaldı elimde. Okuduğum kitapların hepsini çok sevdim. İyi ki kitapları set olarak almış ve Tarık Tufan 'ın kalemiyle tanışmışım diyorum.


    İlk okuduğum kitap Ve Sen Kuş Olur Gidersin 'in yazısı burada

   İkinci olarak okuduğum ve beni çok ağlatan Şanzelize Düğün Salonu ise şurada. Kraliçenin Pireleri de okundu, blog için sırada bekliyor. 



        Hayal Meyal de yine kalbime dokunan satırlarla doluydu. Kahramanımızın erken yaşında kanser olduğunu öğrenmesiyle başlıyor kitap. Kabulleniş sürecinin ardından, uzun zaman önce ayrıldığı, daha doğrusu ayrılmak zorunda kaldığı baba evine, eski mahallesine dönmeye karar verir. 

    Mahalleye döndükten sonra Nefes Saatçisinde alır soluğu ve biz de Nurettin Efendi ile tanışırız. Gizemli bir hikayesi olan, dolu dolu bir insan Nurettin Efendi. Dükkanındaki çalışan tek saat hariç diğer hepsi aynı zamanı gösterir. Bir yandan isimsiz kahramanımızın hikayesini merak ederken,  bir yandan da Nurettin Efendi'nin ne yaşamış olabileceği merak ettim. :) Ve İlknur var elbette...


        Zaten incecik bir kitap, bütün olanlar su gibi aktı bitti ve şaşırtıcı bir finalle kapandı. Bir sürü alıntılanacak cümle ile doluydu kitap, diğerleri gibi. Ben hep kendimden bir şeyler buluyorum ya da kalbime dokunuyor satırlar bir şekilde. Kısaca okumadıysanız Tarık Tufan'ı okuyun. Hatta okuyamama dönemindeyseniz ilaç etkisi bile gösterebilir. 





    
...  ''Bize olanaksız gibi gelen onlarca şey başkalarının günlük hayatının bir parçası değil mi?''



... İnsanın bir şeyi önemli bulması da tamamen kendisiyle ilgili. Senin için önemliyse, dünyanın en önemli şeyi demektir.



... Ne kadar garip! Bütün insanlar öleceğini bildiği halde mutlu olmayı becerebiliyorlar. Ama ölüm tarihi ile ilgili bir zaman diliminden söz edildiği anda bir daha o mutluluğu yakalamanın imkânı yok.



... Gerçeği yaşamak, söylemek kadar kolay olmaz hiçbir zaman. 




... Bazı sorulara verilebilecek cevapların tümü insanlar için yaralayıcı ve hatta öldürücüdür. Çünkü öldürücü bir soruya verilebilecek hiçbir cevap, kendi içinde hayat barındırmaz. 



... İnsan bazen doğru kelimeleri, doğru cümleleri bulabildiğini zannediyor, henüz yaşanmamış anlara ilişkin. Oysa yaşanan an kendi sözlerini dayatıveriyor insana. Ağzınızı kitleyip, hiçbir planlanmış söze fırsat bırakmıyor. Bir fırtınanın ortasında buluveriyorsunuz kendinizi ve bir fenerin cılız ışığını görebilmek için gözlerinizi delice yorup etrafa bakınıyorsunuz.



... Masanın üzerinde her annenin kendi çocuğunu karşılarken gerçekleştirebileceği en içten selamın görüntüleri duruyordu. Sevdiğim yemekler. Annelerin kendi elleriyle çocuklarının sevdiği yemekleri yapması gibi bir hediyeden, hoşgeldinden daha güzel ne hayal edilebilir. Bana kalırsa da hiçbir şey bunun yerini tutamaz.




... Umut küçük çocukların hevesi gibidir. Bir anda gelir ve bir anda kaybolur. Çocuğun oyundan vazgeçmesi gibi. Umudun artması ya da eksilmesi de bu kadar gelgeçtir.




PROFİL YAYINCILIK

11. Baskı Mayıs 2016

126Sayfa



4 yorum:

  1. Kitap okumak güzel şey. Bitirip buraya yazmak da cok keyiflk birsey

    YanıtlaSil
  2. OKUMA LİSTEME EKLEDİM PAYLAŞIM İÇİN TEŞŞEKKÜRLER
    NE GÜZEL OKUYAN KİŞİLERİN BLOGLARINI TAKİP EDİP TANIMADIĞIMIZ OKUMADIĞIM ESERLER İLE BULUŞMAK...

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel bir kitaptı. Teşekkürler :)

    YanıtlaSil