30 Mayıs 2018 Çarşamba

Okudum Bitti- 70: Masaldan Adam || Nisa Dede





                     Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı İnstagram üzerinden tatlı bir grupla beraber okumaya başladığımız 'Masaldan Adam'. Ne yazarı daha önce duydum ne de kitabı. Hal böyle olunca biraz çekinerek başladım. Beğenmeme korkusu diyelim. Yazarın ilk kitabıymış. Okuyup bitirdikten sonra, öykü yazdığını ve yeni bir romanı daha olacağını öğrendim. Özellikle öyküleri merak ediyorum. Çünkü kitabı hiç ummadığım kadar çok beğendim. Benim için sürpriz bir kitap oldu yani.

          Birden çok hayata konuk olup hepsinin acılarına, korkularına, kayıplarına yakından tanık oluyoruz. İçimi sızlatan, burnumun direğini sızlatan yerler, anlar bile oldu. Gece başladım, ufak bir mola harici elimden bırakamadan okudum bitirdim. Çok da ince bir kitap değil, iki yüz elli altı sayfa.

         Yaşadığı kötü bir olaydan sonra adı yarım akıllıya, deliye çıkan güzeller güzeli Senem'in hikâyesiyle başlıyor her şey. Ailesinin durumu yüzünden eğitimine devam edemeyen ama ne bulsa okumaya devam eden, kitaplara olan aşkı sayesinde gerçek aşkı da öğrenen Senem'in yaşadıkları öyle üzüyor ki okurken köyüne koşup onu bulup sarılmak istediği uyandırdı bende. Senem'den sonra oğlu Adem ve çocukluk aşkı Aslı'nın hayatlarına dalıyoruz. Oradan oraya sürüklenirken hep bir yarım kalmışlık hissi de peşinizden geliyor. 

     Ben severek, hüzünle okudum. Devamı da olur gibi gelmişti ama dediğim gibi yazarımızın sırada bir öykü kitabı ve şu an yazmakta olduğu yeni romanı varmış. 

      Güzel şarkılar ve Metin Fidan'ın zamanında çok sevdiğim Ayrıntılar köşesindeki 'Severim' bölümünü de hatırlamak güzel oldu benim için.





'' Gülen adamdan zarar gelmez. Kafasının içinde ne varsa okunur yüzü gülen insanların, ya hiç gülmeyenler öyle mi? Ne fenadır onların içi; geceden karanlık. Hiç kestiremezsin ne zaman ne yapacaklarını. Susarlar öyleleri, bir konuşsalar dökülüvereceğini sanırlar içlerinde barınan kötülüklerin; susarak gizlenirler. Kötü insan rengini belli etmez, öfke dahil bütün duyguları gölgelenmiştir kötülüğün karanlık perdesinde.''



''Derin sularda nefesini tutup da su yüzüne çıkınca aldığım ilk nefes gibiydi onu sevmek; öylesine güçlü, öylesine zaruri...''



''Büyümek ne çirkin bir şeydi, hissizleştiriyordu insanı...''




''Eski eşyaları tavan arasına kaldırmak kadar kolay olsaydı keşke bazı anıları unutmak.''




''Ölüm kurtuluş oldu onlara, bizim gibi olmayan herkese nasıl da güzel yakışıverir ölüm. Kanserli hastaya, özürlüye, deliye, meczuba, eşçinsele. Onlar ölünce kurtulur, kurtuluştur çünkü onlar için ölüm,ikram gibi, hediye gibi, özlenip istenilen, arzu edilen bir emel gibi; elde edilince de herkesi sevindiriverir. Yaşamak normal olanların hakkıdır. Ancak onlar ölürse üzülür, ağlarız...''




''Geçmişi geride bırakamıyorsa insan eğer, neden kaçmakta ısrar eder?'





PENGUEN YAYINLARI


1. Baskı Şubat 2018 
256 Sayfa



2 yorum:

  1. Evet yeni bir yazar ve ilk kitapsa şans vermek gerek her zaman . Kalemi sağlam gibi anlattığına ve alıntılara bakılırsa. Huzurlu geceler :)

    YanıtlaSil
  2. Anlattıklarına ve alıntılara bakılırsa ilk kitap için başarılı görünüyor. Alıntılar hoşuma gitti. Listeme ekliyorum. 🤗 Sevgiyle kal...

    YanıtlaSil