31 Ekim 2016 Pazartesi

Okudum Bitti- 121: Kraliçenin Pireleri || Tarık Tufan





                               Herkese merhaba. Sene bitmeden Tarık Tufan kitaplarımı bitirme sözümün arkasındayım. Severek okuyorum zaten hepsini. Şimdiye kadar sevmedim ben bunu, dediğim olmadı.


Şanzelize Düğün Salonu burada , 

Hayal Meyal burada ,

Ve Sen Kuş Olur Gidersin burada .


                Kraliçemin Pireleri de kısa kısa denemelerden oluşan, her oturuşta birkaç bölüm okuyup ; bazılarını çok sevdiğim bir kitap oldu. Yine bolca altı çizilesi cümlelerle doluydu. Arada sırada elime alıp rastgele bir sayfasını açıp okuyunca beni mutlu edecek kitaplardan. Konular hep mutluluk verici olmasa da , joker kitap etkisi çok güzel. 

              Tarık Tufan'ın anlatımını sevdiğimi artık söylememe gerek yok. Geç kalınmış bir tanışma oldu ama olsun. Bu arada o kraliçenin pireleri yüzünden kaşınmaktan uyuyamadım. :)) 







... Bir sabah kalktığınızda yatağınızdan, hayatın yaldızlarının dökülmeye başladığını fark edersiniz. Yaşlı ve umutsuz bir yüze  bakar gibi bakakalırsınız kendi gözlerinize. Lavabodan akıp giden boyalar, üstü örtülmüş bir gerçeğin hazin yüzünü ortaya çıkarır. Eskiden kalma bir tedirginliğin gizlenemez titreyişleriyle dolar avuçlarınızın içi. O bildik kaçışların yolüstü öyküleri gözlerinizden süzülen damlalara karışır.
   Radyoda okunan haber bültenlerinde, Ortadoğu'nun herhangi bir coğrafyasından dökülen kanlar odanıza sızar ve kan rengi rüyaların ortasında korkuyla ayağa fırlarsınız gece yarısı.
     Bir sabah uyandığınızda Gregor Samsa'dan daha talihli olmayabilirsiniz. 
                         *Tüketilmiş Yaşamlar ya da  ''Yeniden''





... Etrafında yüzleşmeye başladığın otoritelerin, seni hizaya sokma biçimlerinden ilkidir üç numara kesilmiş saçlar. Yargı açık; onlar senin için yararlı ve güzel olanın ne olduğunu hiçbir kuşkuya neden olmayacak bir kesinlikle bilirler. Saçlarının kesilme biçimi buna dahil.
                               *Üç Numaralı Saçlar




... Şimdi yaşamak, ucuz ekmek kuyruğunda bekleyen bir genç kızın saklamaya çalıştığı yüzüdür.
                                 *Nisan Yüzlü Sevgilim




... Bazı adamlar, kendi mezarlarını gösterişli hale getirmek için harcadıkları parayı bir yoksula vermeye razı gelmiyor. Çünkü gösterişli bir mezarın vereceği prestiji yoksulların duasına tercih ediyor. Bir öğrenciye üç kuruş burs verdiğinde, akaidinden, imanından tut, saçına sakalına kadar o çocuğun hayatına karışma hakkını elinde tutuyor.
                           * Bir Omzu Çaydanlığa Yaslamak Gibi




... Asalet, kokuşmuş bir hayatın ortasında, orospu uzlaşıların arasında, mutlak gerçekliğin arkasında dik durabilmektir. Asalet, düşmanların saldıracağı bir gece dostunun yerine yatağına girip, yorganı üzerine çekebilmektedir. Asalet, çöl sıcağında, üzerinde kemiklerini kıracak kadar ağır bir kayanın altında, O'nun adını sayıklamaktır.
                            *Asalet Benim Adımla Başlar!




... ''Yaşama sanatı, yalanlara inanmayı bilme sanatıdır,'' diyor Cesare Pavese. ''Bunun korkunç yanı, doğrunun ne olduğunu bilmememize karşın, bir yalanın yalan olduğunu hâlâ anlayabilmemizdir.''  Göz göre göre, yalan olduğundan emin olduğun sözlere inanmaktır bazen yaşamak. Hayatın, üstüne üstüne gelen öfkeli adımlarına karşı, yalanın geçici mutluluğuna kendini kaptırıp mutlu olabilmeye çalışırsın çoğu zaman. 
                            * Bir Yalana Sığınmak







                   
         
PROFİL YAYINCILIK

11. Baskı Mayıs 2016
189 Sayfa







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder