28 Ekim 2016 Cuma

Okudum Bitti- 119: Heba || Hasan Ali Toptaş





   
           Herkese merhaba. Okuduğum üçüncü Hasan Ali Toptaş kitabı ile buradayım.

Ben Bir Gürgen Dalıyım hakkındaki yazım burada,

Kuşlar Yasına Gider hakkındaki yazım ise şurada.  

   En kısa zamanda okumadığım diğer kitaplarını da okumak istiyorum. Geç kalınmış bir tanışma oldu ama çok sevdim. İyi ki okumaya başlamışım. Okuduğum üç kitap da birbirinden farklı ama çok harikalardı. Heba ise biraz daha yoğun ve ağır geldi. Ama elimden bırakamadan okudum. Birçok farklı duygu barından bir okuma oldu benim için. İç içe geçmiş olaylar, kafa karıştırıcı detaylar, rüyaların gölgesinde şehirden ama en çok da Ziya'nın kendinden kaçışın öyküsü... 

    Hamile eşini , bebeğiyle beraber bir terör saldırısında kaybeden Ziya , şehrin boğuculuğundan kaçıp, asker arkadaşının köyüne yerleşmeye karar verir. Gitmeden önce ev sahibesi Binnaz hanım ile yaptığı akıllara zarar sohbetlerini okuyarak başladım maceraya. Suriye sınırındaki askerlik günlerini okurken ise sanki bambaşka bir roman okuyor gibi oldum. Kenan ile tanışıp; otuz yıl sonra onun köyüne huzur bulmak için gitmesine sebep olacak olan askerlik günlerini okumak  ürperticiydi. Üzüldüm, sarsıldım, sanki ben de bitlenmiş gibi kaşındım, susuz kalmış gibi hissettim. Buram buram kolonya koktum... Kahkaha attığım yerler de oldu ama bitirip kapatınca ... O son cümle yok mu ?! Öyle kalakaldım. Boğazım düğümlendi. 








... İyi görünmek için gerekli olan en önemli malzeme kötülük müdür bilemiyorum ama, şu yeryüzünde kötüler bazen iyilerden daha iyi görünebiliyorlar....



...  Şımarmak da, biliyorsunuz, çocukluğumuzdaki ruha misafirliğe gitmektir.




... Gelecek, geçmişin bok yemesinden başka bir şey değildir zaten.




... Ölülerin arkasından konuşulmaz biliyorsun, çünkü bir ölünün sessizliği, yeryüzünde yapılan konuşmaların topundan daha fazla ve daha derin bir şeydir.



... Bu akraba meselesi içinden çıkılmaz bir şeydir. Bazen için kopar dışın bağlı kalır mesela, bazen de için bağlı kalır ama dışın kopar. Ekseriyetle insanı muallâkta bırakan bir acayip hâldir yani. Ayrıca, hiç kuşkusuz, bir insanın ne kadar çok akrabası varsa o kadar çok ölüm görecek ve o kadar çok acı çekecek demektir.



... Şu askerlik bir an önce bitse de kurtulsak aslında... Bu arada dikkat ettin mi bilmiyorum, teğmen öküz, bugün dayak atan komutan da hayvan diye bağırdı bana. Karargâhtaki subay da it dedi. Bu fukaralar insanı yüce, hayvanı da aşağılık bir şey sanıyorlar.




... Bir insanın, kendisine zulmedene gülümsemeye mecbur bırakılmasından daha beter bir zulüm olamazdı yeryüzünde.




... Her inancın kıyısında köşesinde bir miktar şüphe olmalı ki inanç kendi içinde manevra yapıp varlığını tamamlayabilsin. Yoksa ne kıymeti kalır?



... İnsan içindeki canavarı öldürürse çöle dönüşür.






EVEREST YAYINLARI

3. Basım Ağustos 2016
376 Sayfa



 

4 yorum:

  1. Siz yazardan övgü ile bahsedince bende okuya karar verdim. Kayıp hayaller kitabı'nı indirdim. AÖF sınavlarından sonra okurum. Keyifle kalın.

    YanıtlaSil
  2. Kitaptaki alıntılar düşündürücü...

    YanıtlaSil
  3. insan bu geç tanışma kısmına istemeden de olsa yakılıyor değil mi, keşkeler hep dilimizde :D

    YanıtlaSil