5 Ekim 2016 Çarşamba

Okudum Bitti-108: Buradayım || Clelie Avit






             Herkese merhaba. Günün kitabı  duygu yüklü, farklı bir aşk hikayesi:  Buradayım.


           Elsa 'nın en büyük tutkusu dağcılıktır. Başarılı ve çetin bir dağcıdır. Zorluklar, aşılması gereken buzlu engeller onu mutlu eden yegane şeydir. Bir tırmanış sırasında düğümleri iyice kontrol etmediği için yüksek bir düşüş yaşar ve kazadan sonra komaya girer. Beş aydır komadadır. Onu sevenler de, doktorlar da uyanmasından yavaş yavaş umudu keserler. Elsa tüm bu süreç içerisinde etrafında olup bitenleri göremese de duyar. Sadece tepki veremez. 


         Hayatınızın bir döneminde ağır hasta bir tanıdığınız olduysa  (umarım olmamıştır) uzun hastane gecelerinde, hastanızın uyanıp sizi hatırlamasını, bir şeyler söylemesini beklersiniz ya; ellerini tutup : ''Beni duyduğunu biliyorum,'' ile başlayan cümleler kurarsınız. İşte bu kitap her iki tarafın da duygularını çok güzel yansıtıyor. 


      Elsa'nın elini tutup onunla konuşan ise bir yabancıdır: Thibault. O kardeşi için hastanededir. Annesini kardeşini görmeye getirir ama kendisi ona kızgın olduğu için yanına girmez. Çünkü alkollü araç kullanan kardeşi iki kızın ölümüne sebep olacak bir kaza yapmıştır ve kendisi de ağır yaralanmıştır.  İşte bu ziyaretlerinin birinde yanlışlıkla Elsa'nın odasına girer ve renklerden yoksun Elsa 'ya sesiyle gökkuşağı olur.  

     Bundan sonra sık sık ziyarete gelen Thibault ve Elsa 'nın duygularını peş peşe severek okudum. Aralarında olanların tek şahidi gibiydim. Elsa duysa da konuşamaz , Thibault konuşur ama cevap alamaz. 


     Yani tam da şöyle:

''Aynı Yıldızın Altında ile Uyuyan Güzel 'in mükemmel bileşimi.''
-ELLE


     Bakalım prensin sesi, uyuyan güzeli hayata döndürebilecek mi? 




... Bedenim üzerinde herhangi bir etkim var mı, bilmiyorum. Daha çok bir elektrikli alet gibi çalışıyor ya da duruyorum. Zihnim ne isterse onu yapıyor. Kendi bedenimin içinde kiracı gibiyim. Ve uyumaktan hoşlanmıyorum.
    Uyumaktan hoşlanmıyorum çünkü uyuduğum zaman artık bedenimde kiracı olarak bile kalamıyor, yalnızca izleyici olabiliyorum.



... Boş bir koza gibiyim. Hayır, boş bir kozanın içinde yaşıyor gibiyim. Ödünç kozanın içindeki krizalit!



... Elsa. Kablo ve tüplerle sarmalanmış yasemin çiçeği.




... Yeni bir ses. Işıl ışıl. Saf. Henüz düşmüş kar gibi. Bana doğru yaklaşan altından bir kar tanesi. Neredeyse hayatımda duyduğum en müthiş ses. Odada fısıldayan konuşan diğer sesten sonra. Bir gökkuşağı ve bir kar tanesi.




... Kendimi bu gezegenin insanlarıyla iletişim  kurmaya çalışan bir uzaylı gibi hissediyorum. Şimdilik sadece renkler aracılığıyla iletişim kurabilen bir uzaylı. 





GO! KİTAP

Çeviren: Dila Balça Öğün
260 Sayfa
2016





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder