4 Ekim 2016 Salı

Okudum Bitti-107 : Piyon || Aimee Carter






                   Herkese merhaba. Günün kitabı Tanrıça serisinin yazarı Aimee Carter 'ın yeni üçlemesinin ilk kitabı Piyon. Tanrıça serisi hakkında yazdığım yazılara buradan ulaşabilirsiniz.


                Çok severek okuyup bitirdim. Yazarın akıcı anlatımına zaten aşinaydım ama bu kitap çok güzel olmuş gerçekten. Kitty Doe ile tanışmanızı tavsiye ediyorum size de.  Biraz bahsedeyim ondan : Kitty  Heights 'ta yaşayan kendisiyle aynı kaderi paylaşan diğer Ekstra'lar gibi Doe soyadını taşır. Çünkü var olan sınıflandırma sistemlerine göre onlar aslında gereksizdir. Bir grup evinde yaşamaya mecburdurlar. Bildikleri tek aile kalabalık evde birbirleridir. Hayatlarına yön veren sınavda yüksek bir sınıfa dahil olup, biraz daha insanca yaşamak isterler. 

               Kitty sevgilisi Benjy 'den önce sınava girer ama işler istediği gibi gitmediği için zor bir karar vermesi gerekir. Benjy'den ayrılmamak için kendini satmaya bile razı olur. Sırf ondan vazgeçmemek için her şeyi göze alır , hem de Benjy'nin tüm itirazlarına rağmen. Tek istediği Benjy'nin bir VI. sınıf olması ve sonsuza kadar beraber olabilmeleridir. (Aşka bak ya!!)


              Kitty'nin yolları ülkenin sözüm ona seçimle iktidarda olan yöneticileri Hart ailesi ile kesişir. Kendisine sunulan teklifi,  hakkında çok bir şey bilmeden kabul eder. Ve bir yatakta gözlerini açtığında işler çok ama çok değişik bir şekil almış olur. Bundan sonrası sırlar, entrikalar, yüksek dozda macera... Hiç sıkılmadan, şaşırarak okudum. Devam kitabı için şimdiden sabırsızlanıyorum. Temposu hiç düşmeyen , Kitty ve Benjy 'i sevdiğiniz kadar gıcık olacağınız başka karakterler de olan çok güzel bir kitaptı. Kapağındaki mavi gözü ilk bakışta fark ettiyseniz bravo size. Göz önemlidir. :) 






... On yedi yaşında ölmek... Ne büyük rahatlık...



... ''Bensiz daha iyi olursun, bunu sen de biliyorsun,'' diye mırıldandım.

       Bana bakmak için kendini çekti; mavi gözleri gözlerimi aradı. Uzun bir andan sonra bana doğru uzandı ve beni yeniden öptü. Bu sefer daha uzun... 
''Sensiz asla iyi olamam,'' dedi. ''Bu işte beraberiz. Seni seviyorum ve bu hiçbir zaman değişmeyecek. Rütben ne olursa olsun seninim. I olsan bile seni bulmak için Başkayer'e gidebilirim.''



... ''Benimle gelemezsin. Bana bir şey olmaz,'' dedim ve kendi kelimelerime inanabilmeyi diledim.

    ''Ben rütbesiz kalıp seninle olmayı, VI olup da sensiz kalmaya yeğlerim,'' dedi. 




... ''Yani herkesin eşit şartlara sahip olduğunu söyleyen düzen büyük bir palavra mı?'' diye çıkıştım.
     ''Evet,'' dedi Celia. ''Buna inanan birilerinin olması beni şaşırtıyor.''

Herkes buna hâlâ inanıyordu. Yoksa sefalet içindeki hayatlarımızı nasıl savunabilirdik ki?




... Ödlek değildim. Ölmekten korkmuyordum. İstemiyordum ama korkmuyordum da. Korktuğum şey Benjy'nin öldürülmesiydi ve bu korku kanımı donduruyordu.




... Kimse geleceğinin kontrolünün başka birinin elinde olmasını hak etmiyordu.







EPHESUS YAYINLARI

Çeviren: Melda Dinçel
2016
384 Sayfa






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder