Herkese merhaba. Gecenin kitabı soluksuz okuduğum Ölüm Adası. Devamı için sabırsızlıkla beklemeye başladım bile. Gece uyumadan önce şöyle bir bakayım dedim yarısından çoğunu okumadan uyuyamadım. Uykuya yenik düşmeseydim biterdi , mecbur uyudum. Gün içinde de okuyana kadar aklım hep kitapta kaldı. :)
Haksızlığın karşısında sessiz kalamadığı için başı beladan kurtulmayan Carl, 16 yaşında çıkarıldığı mahkeme tarafından cezasını çekmek için dış dünyadan izole edilmiş, yeri bile belli olmayan bir adaya gönderilir. Bu ada kendisi gibi kimsesi olmayan çocuk suçluların atıldığı bir yerdir. Carl adaya iner inmez işlerin hiç de kolay olmayacağını anlar.
Üstelik adadakilerin amacı onları eğitmek, ıslah etmekten çok farklıdır. Feniks Adası 'nda av olmamak için, kesimhaneye gitmemek için diken üstünde mücadele etmek zorunda kalır. Bu arada güzel arkadaşlar da edinir. Octavia isimli cesur bir kızla yakınlaşırlar, artık ada şartları ne kadar izin verirse. Tek amacı bu kabustan kurtulmaktır, mümkün olacak mı merak ediyorsanız, okuyun kitabı. :))
Alcatraz Adası gibi görünen, Nazi kampları dehşeti barındıran bir ortamda, Açlık Oyunları 'na ufaktan göz kırpan kitabı severek okudum. Temposu düşmeyen, merak uyandıran bir kitaptı.
... ''Dış dünyayla temas kurmanız yasak,'' dedi Oteka.
''Telefon yok. Mesaj yok. E-posta yok. Mektup yok. Haber izlemek, müzik dinlemek yasak. Televizyon ve internet de. '' Sert bakışlarını saflarda dolaştırdı.
'' Dünya siz olmadan dönmeye devam edecek. Burada olduğunuzu kimse bilmiyor, kimsenin umurunda da değilsiniz zaten. Feniks Adası'ndan başka eviniz yok.''
... Kaçmaya çalışan ölür, dedi içinden Carl. Kaçış yok, şartlı tahliye yok. Burası son durak.
... Ross, ''Çok aptalca,'' deyip yumruğunu başının üzerinde salladı. ''Asker tarzı reform. Kafamızı zorla tıraş ederek, botlarımızı parlatmaya ve günde yirmi saat antrenman yapmaya zorlayarak, bizi örnek birer vatandaşa çevireceklerini ciddi ciddi inanmışlar. Daha neler. Geçen gün, yemek kuyruğunda Decker ile fedailerinin arkasında kaldım. Uzun olan komşusunun kedilerini öldürdüğünü anlatmaya başladı. Korkunçtu. Ama o çocuklar kahkahalarla güldüler. Duydukları en komik hikayeymiş gibi.Düşünebiliyor musun? Kusura bakmayın ama yavru kedi katilini düzeltebilecek tek şey bir idam mangasıdır bence. ''
... Hayatta kalacak olursam Feniks Adası'ndan kaçacağım ve burayı bütün dünyaya anlatacağım. Bu insanları dize getireceğim.
... ''Bazen, Nobel Ödülü'nü kazanan biriyle savaş suçlusu arasındaki tek fark , coğrafyadır.''
... Bütün ada kanla lekelenmişti ve burada ölüm kol geziyordu. Bu korkunç adanın her santiminde, dehşet verici anılar yatıyordu. Her an, gizli bir vahşet, dalgaların arasından yükselen köpek balıkları gibi , Carl'ın korumaya çalıştığı inancından bir parça koparmak üzere yüzeye çıkabilirdi.
GO! KİTAP
Çeviren: Ebru Sürmeli
462 Sayfa
2016
Bayaa guzel ve surukleyici bir kitap oldugu kesin
YanıtlaSilFraklı bir konu. Kitabı henüz okumadım; ama ekli fotoğraf ve ön çalışması çok hoş. Kitapla bütünleşmiş. Çok beğendim.
YanıtlaSilhıım okunur evet böyle kitaplar :)
YanıtlaSil