Dün gece başladığım kitap bu gece bitti, aslında uykum gelmese bir oturuşta, daha doğrusu bir yatışta bitirirdim. Kitabın kapağını ilk gördüğümde sıradan bir aşk hikayesi biraz da noel teması vardır diye düşündüm ama konuya hakim olunca çok daha iyi bir kitap olduğunu anladım. Kapak da iç sayfaların tasarımı da harika. Bayıldım.
Debbie'nin bir Noel günü verdiği karardan sonra bütün yaşamı hiç tahmin edemeyeceği bir biçimde değişmiştir; o günden sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Bizi gerçekten biz yapan nedir? Yaşamayı tercih ettiklerimiz mi, ardımızda bıraktıklarımız mı? Yaşadığımız anlar mı, yoksa geride bırakmaya çalıştıklarımızın acısı mı?
Senden Sonra pişmanlıkların, acının, hayal kırıklıklarının nasıl da insanın yaşamını gölgelediğinin hikâyesi…
diyor arka kapak. :)
Duygu yüklü bir mektupla başlıyor kitabımız. Debbie tarafından Simon'a yazılmış mektuplar. Uzun bir süre meçhul Simon 'un kim olduğunu çözemedim. Netleşince de çok üzüldüm. İç döküşler öylesine içten ki kalbinizin ta içinde hissedeceksiniz.
Debbie 'nin hayatı o kadar zorluklarla dolu ki yaşadığı onca şeye rağmen ayakta kalabilmesine hayran kalacaksınız. Zor bir hayat tanımını dibine kadar hak eden şeyler yaşayan , düşse de kalkmasını becerebilen ; hayran kalınası bir kadın Debbie. Kitapta bulunan birçok karaktere bayıldım. Özellikle kadınlara. İnsanın güzel arkadaşlarının olması ne kadar güzel, öyle değil mi ? Tabi boğmak isteyeceğiniz, nefret edeceğiniz tipler de var. Kızacaksınız, üzüleceksiniz... Her türlü duyguyu yaşatan , güzel bir kitap istiyorsanız okuyun, hazır tam da zamanıyken.
Debbie 'nin hikayesi geçmişte ve günümüzde dönüşümlü ilerliyor. Bölümleri hep merakla okudum, hep acaba neler olacak diye elimden zor bıraktım.Üstelik Debbie 'nin tatlı bir kitabevi de var. Bu da bir artı. :)
Bu güçlü kadınla tanışıp, kadın olmanın güçlükleri üzerine düşünüp, umudunuzu kaybetmemenin gerekliliğini hatırlamak istiyorsanız ; okuyun , okuyun. ;)
... Söyleyeceğim hiçbir şeyin anlamı olmadığını biliyorum. Yaşam da böyle değil mi zaten? Sürekli bir şeylerin değiştiğini görmeyi bekliyoruz, her şey değişiyormuş gibi görünüyor, ama aslında hiçbir şeyin değişmediğini fark ediyoruz.
... Seni bırakıp gitmek belki de hayatım boyunca verdiğim en kötü karardı, çünkü senden sonra hep eksik kaldım, hep yarımdım, sanki evimi kaybetmiştim. İçimde kocaman bir boşlukla kocaman bir boşlukta asılı kaldım.
... '' İnsanın hayatta değer vereceği birileri olmalı,'' derdi büyükannesi birlikte bahçedeki şeftalileri toplarken. '' O zaman insan yaşamanın ne demek olduğunu anlar.''
... Acaba her şeyi olan insanlar, tıpkı geçmişte kendisinin de yaptığı gibi neden hep daha fazlasını isterlerdi? Neden hep daha fazlası için umut ederler ve umut etmekten de asla vazgeçmezlerdi?
... İş, insanlar ya da başka bir şey değildi, omzunda taşıdığı yüktü onu yoran, bir türlü peşini bırakmayan geçmişiydi.
... Senden sonra hep çirkindim, bir daha hiç ama hiç güzel olmadım.
... Keşke hayat filmlerdeki gibi olsa dedi kendi kendine...
Gitmeden bir de Every Time We Say Goodbye dinleyin. Ella Fitzgerald
maşallah , hızlı ve güzel okumaların olmuş daim olsun :D
YanıtlaSil