15 Nisan 2018 Pazar

Okudum Bitti- 47: Kırık Şeyler Ansiklopedisi || Akın Çokuğurluel






               Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı yine ilk defa okuduğum bir yazara ait: Akın Çokuğurluel'in yazdığı Kırık Şeyler Ansiklopedisi. Mutlaka yazdığı başka bir şeyleri de okumam lazım. Çok sevdim kalemini.

           Kırık Şeyler Ansiklopedisi hem kırık şeylerin hem de bir kadının, bir annenin ardından yaralı kalan hayatların hikayesi. Çok vurucu bir giriş yapıyor. Annesini kaybeden bir oğulun hissettikleriyle, yaşadıklarıyla başlıyor. Gencin hikayesi numaralandırılmış bölümler halinde ilerliyor. Sayfa kenarlarında yazara ait olan çok tatlı çizimler var. Bu çizimlerin de altlarında aynı tatlılıkta açıklamalar var. Mesela Orhan Gencebay çiziminin altında şöyle yazıyor: Ünlü Türk düşünürü ve filozof. Orhan Baba. Bknz. Batsın Bu Dünya. Gündüz kuşağının, beyin yakan programlarına da ufak dokunuşlar yapmış sevgili yazar. Çok sevdim.


    ''Bir Eylemcinin Aşık Olmadan Önceki Son Sekiz Günü'' diye başlayan bölümler ise geri sayım olarak ilerliyor. Başlıktan da belli olduğu üzere bir eylemcinin hayatına misafir ediyor, 80'lerin siyasi karmaşaşının göbeğine atıyor bizi. İki ayrı hikayede de bir sonraki sayfalarda ne olacak diye merak ederek okudum. Okumaya başladığım zaman aynı karakterin geçmişi, bugünü diye düşündüm ama çok geçmeden aydınlanma yaşadım. :) 

         Kısaca çok keyif alarak okuduğum kitaplardan biri oldu. Hem hüzünlendim, hem güldüm. Yalnız çok Galatasaraylı olduğunu düşünmeden edemedim ama o kadarı da artık olsun . Mesela 'Bunlar Gerçekten Oldu' kısmında Beşiktaş'ın 1982 yılında 15 yıl sonra şampiyon olduğu bilgisi vardı. 1992 yılında da namağlup şampiyon oldu bilgisi olabilirdi. :) 





''Annem öldü benim. Ölümü çok ani oldu. Her ölüm biraz anidir belki ama onunkisi, var ile yok gibi, dün ile bugün gibi, şimdi ile sonra gibiydi. Fark edilebilir, acı ve sarsıcı. Gittiği an, geçmişim ve geleceğim gözlerimin önünde dağılıverdi.''


''Fakirlik her şeyi çabucak kabullenmeyi kolaylaştırıyor.''



''Benim kızdığım iki şey vardı: Birincisi; çevrelerindeki hiçbir şeyle ilgilenmeyen ve hiçbir şey düşünmeden kendilerini güvenli tarafta tutmaya çabalayan tepkisiz ve kaymak kesim; ikincisi ise yaşanan tüm kötü şeylere karşı gözlerini kapatıp, uyuşmuş beyinleri ile hiçbir şeyin farkına varmayan, fikir yürütmeyen akılsız kesim. Aslında, daha çok haksız bir hayatı dayatan otoriteye kızgındım ben, onlara değil. Yolun büyük kısmında sessizdim bu sebepten.''




''İmtiyaz, insanı hemen içine çekebilen, kolaylıkla alışılan tehlikeli bir şeydir. Zaten sonradan, bunun da toplumdaki sınıf ayrımından ve fırsat eşitsizliğinden farklı olmadığını anladım.''




''Çocuklar en acımasız yetişkinden daha acımasız olabiliyorlar...''




''Meydanda  güvercinler yemleniyordu. Biraz onları izledim. Küçük çocukların önce yem atıp sonra kovalamaları üzücüydü. Belki de gaddar insanlar olmayı çocukken öğreniyorduk; zayıf zorlamayı, yenmeyi, verip sonra almayı, gülüp sonra ağlatmayı, yaklaşıp bir anda kaçmayı...'' 





EVEREST YAYINLARI


1. Basım Haziran 2017

222 Sayfa



2 yorum:

  1. Kitabın ismi ilginç gelmişti. İçeriğini de sayenizde öğrenmiş oldum. Emeğinize sağlık:)

    YanıtlaSil
  2. duymadım amaa olabileer sempatik geldiiii :) fotolar ise minnoş :)

    YanıtlaSil