Kitap seven herkese merhaba. Bu ay okuduğum güzel kitaplardan biriydi Aşka Dair Nesirler. Ümit Yaşar Oğuzcan'ı çok severim. Ben de özel bir yeri vardır.
İki Kişiye Bir Dünya ve Karanlığın Gözleri başlıklı iki bölümde şiirler var.
Daha sonra ise Sahibini Arayan Mektuplar başlığı altında iki ayrı bölümde yirmi beş tane mektup var.
Bir sonraki bölümde ise Hüzün Şarkıları ve Senden Seninle Senin İçin başlıklı iki nesir var.
Son kısımda ise Mihriban'a Mektuplar başlığı altında çok güzel mektuplar var. Mihriban'a Mektuplar'a Ümit Yaşar Oğuzcan kendi hazırladığı 'Bütün Eserleri'nde yer vermemiş. Oğlu Lütfi Oğuzcan yer vermek istemiş. Çok da iyi olmuş. Çok severek okudum.
''Verdiğin her kederin yüreğimde yeri var
Hangi kitabı açtıysam seni okudum yıllardır
Hangi aynaya baktıysam seni gördüm
Gel desen gelemem
Git desen gidemem
Öl desen kanım akmaz
Anladım artık seni sevmek yüce bir şey
Anladım seni sevmek Tanrı'ya yaklaşmak gibi...
...''
KARANLIĞIN ÇAĞIRIŞI
Ben böyle olsun istememiştim
Ya sana çok yakın
Ya senden çok uzak olmalıydım
Aramızda aşılmaz engeller olsun istiyordum
Büyük dağlar, derin denizler olsun istiyordum
Sana gelmeye gücüm yetmemeliydi
Çaresizliğimin bütün hıncını mesafelere yüklemeliydim
Dağda yanan bir çoban ateşi gibi
Gökte bir yıldız gibi
Seni görmeli
Seni yaşamalı
Ve senden çok uzaklarda olmalıydım
Biliyorum güzelliğin yer altı nehirlerine benzer
Biliyorum bir sır gibi güzelsin
Hani anlatılmaz duygular vardır
Hani şarkılar vardır
Sevip söyleyemediğimiz
Şiirler vardır unuttuğumuz
Aşina çehreler vardır hani
Zaman zaman hatırlayamadığımız
İşte sen o kadar güzelsin
Ve ben o kadar karanlıklar içindeyim ki
Şunlar ellerindir diyorum, tutamıyorum
Şunlar gözlerindir diyorum, bakamıyorum.
Düşün kahrımdan ölmeliyim artik
Ölemiyorum.
İnanmak var olmaktır,bilirsin
İnandiğimiz şeyler için yaşayalım
Nice sabahlar,nice aydınlıklar
Gelecek nice iyi günler için yaşayalım.
Sen sarı gülleri seversin
Sarı karanfilleri seversin
Sarı kasımpatılarını
Sarı bir dünyayi seversin
Ben sende olan bütün renkleri seviyorum
İşte tek farkımız bu
Yoksa, hiçbir şey önemli değil dünyada
Senden başka.
Ne zulumler
Ne kavgalar
Ne günler, ne geceler hiçbiri önemli değil
Sen yasadıkça
Ve yaşamak hiçbir zaman
Bunca güzel olmayacak
Sen yaşadıkça
Bir kalbim var et, kan, sinir
İki gözüm var seni görür
Ayaklarım sana gelir
Ellerim seni arar
Bir dünya ki kocaman
Bir evren ki sonsuz
Sen olmasan neye yarar?
Şimdi söyle bana bütün çirkinliğimi
Yalanlarımı
Kötülüklerimi yüzüme vur artık
Utandır beni yaşadığıma
Çaresizliği suratıma bir tokat gibi indir
Yanağımda beş parmağının izi kalmalı
Sonra geç karşıma
Olanları unutalım
İki eski dost gibi
Her şeye yeniden başlayalım
Yeniden yaşayalım geçmiş gelecek bütün yılları
Bütün kederleri ve sevinçleri paylaşalım
Sana sevinç düşsün, bana keder
Benim ellerimde kanlı diken yaraları
Senin ellerinde kanlı güller.
Bir yere yaklaşıyoruz
Kulağıma sesler geliyor
Bir gemi demir alıyor olmalı
Belki bir adam ölüyor
Ne biliyorsun
Belki de bir sona yaklaşıyoruz
Yum gözlerini her şeyi zamana bırak
Yum gözlerini nasılsa akşam olacak
Korkma yaklaş karanlığa
Orada ben varım
Çaresizliğimize, zavallılığımıza
Gel, beraber ağlayalım...
''Korkunun olduğu yerde aşk yok. Cesarettir sevmek. Düzenlere, oyunlara, kötülüklere meydan okumaktır. Sevmek; uzaklaşmaktır yalandan, bencilliği hiçe saymaktır...''
''Bir korku var içimde, atamadığım. Bir gün seni düşünememek korkusu. Seni ansızın unutuvermek kim bilir ne korkunç bir şey olurdu. O zaman acaba bir manası kalır mıydı yaşamanın? O zaman kimi özler, kimi beklerdim? Senin için yaşamak ve yine bir gün senin için ölmek varken, kim bilir nasıl bir ölüm olurdu sensizlik? Şimdi, sabahları gözlerimi açar açmaz ilk işim seni düşünmek oluyor. Her yerini ayrı ayrı hatırlıyor, özlüyorum. Birlikte geçen her günümüz bütün dakikalarıyla tekrar tekrar geçiyor aklımdan. İlk tanıştığımız günden, son buluştuğumuz güne kadar her şeyi, evet her şeyi bir bir hatırlıyorum. Güzelliğin bir şiir gibi yerleşmiş hafızama. Her gün birkaç kere okumadan edemiyorum artık. Seni kelime kelime anıyor, mısra mısra yaşıyorum yeniden. Düşün, sensizliğe bile razıyım. Seni düşünmek olsun da... Seni özlemek olsun da...''
''Meğer çaresizliklerin en korkuncu, çaresizlikleri olduğu gibi kabullenmekmiş! ''
'' Burası büyük şehir, günahkâr şehir, o vurdum duymaz, o deli dolu
şehir. Ben bu şehirde sensiz yaşayamam. Bir gün kanıma girer şu
kalabalık, şu caddeler, şu tıklım tıklım gazinolar. Burası şarkılar
şehri , resim gibi kadınlar, kadın gibi erkekler şehri.
Ben bu şehirde yaşayamam.
Yağmur yağıyor, iliklerime kadar üşüyorum. Güneş açıyor, utanıyorum yalnızlığımdan. Kar yağıyor. Ağarıyor çirkin yüzü merhametsiz sokakların. Güneş açıyor, utanıyorum yalnızlığımdan. Ben bu şehirde sensiz yaşayamam.
İnsan bir vapur olmalı bu şehirde, bir tramvay olmalı, bir otomobil olmalı.
En iyisi bir bulut olmalı, gelip evinin üstünde durmalı. Madem ki bulut değilim;
ben bu şehirde sensiz yaşayamam.
Şehirler de insanlara benzer. Gövdeleri, ayakları, dudakları, gözleri vardır,
yürekleri vardır, kocaman kocaman elleri vardır. Bu şehrin yüreği sende
çarpıyor. İnsan, sana kan taşıyan bir damar olamayacaksa;
bu şehirde yaşamamalı. Çekip gitmeli.
Şehirler de insanlara benzer. Duyguları, açlıkları, uykuları vardır, kinleri
ve nefretleri vardır, aşkları vardır, büyük. İnsan aşık değilse,
bu şehirde yaşamamalı, çekip gitmeli.
Şehirler de insanlara benzer. İnsan bir şehir olmayacaksa, senin içinde
yaşadığın; artık yaşamamalı buralarda, çekip gitmeli.
İnsan bir vapur olmalı bu şehirde, bir tramvay olmalı, bir otomobil olmalı.
En iyisi bir bulut olmalı, gelip evinin üstünde durmalı. Madem ki bulut değilim;
ben bu şehirde sensiz yaşayamam.
Şehirler de insanlara benzer. Gövdeleri, ayakları, dudakları, gözleri vardır,
yürekleri vardır, kocaman kocaman elleri vardır. Bu şehrin yüreği sende
çarpıyor. İnsan, sana kan taşıyan bir damar olamayacaksa;
bu şehirde yaşamamalı. Çekip gitmeli.
Şehirler de insanlara benzer. Duyguları, açlıkları, uykuları vardır, kinleri
ve nefretleri vardır, aşkları vardır, büyük. İnsan aşık değilse,
bu şehirde yaşamamalı, çekip gitmeli.
Şehirler de insanlara benzer. İnsan bir şehir olmayacaksa, senin içinde
yaşadığın; artık yaşamamalı buralarda, çekip gitmeli.
Bir gününde dört mevsim var bu şehrin. Her sokağında bir dünya var.
Bütün sefaletiyle, bütün çirkinliği ile, bütün orospuluklarıyla bu şehir
baştanbaşa sevgi.
Bu şehir baştanbaşa sen.
Bu şehirde sevmeyen ya da seni tanımayan yaşadım demesin.
Ölüler susmasını bilmeli....
*Yedinci Mektup ''
EVEREST YAYINLARI
13. Basım Ocak 2017
276 Sayfa
Alıntılar çok hoş. Bir ara okumak isterim. Emeğinize sağlık:)
YanıtlaSil