6 Kasım 2017 Pazartesi

Okudum Bitti- 143: Romantika || Turgut Özakman





                 Kitap seven herkese merhaba. Günün yıldızı Turgut Özakman'dan. Uzun süredir okumak istiyordum. Hatta anne kız istiyorduk. Annem sık sık bir dahaki kitap alışverişinde unutma diyordu ama uzun zaman geçti üzerinden. Son iki defadır tekrar gündemimize geldi ama yine unuttum. İlk fırsatta alacaktım ama bana hep güzel kitaplar hediye eden, çok değerli bir arkadaşım hediye etti. Yanında yine başka bir güzel kitapla. Kitap dünyanın en güzel hediyesi bana göre. O yüzden çok mutluyum. Hediye kitaplarım diğerlerinden torpilli oluyor hep. Çok bekletmeden okumak istiyorum. :) 

           Zamana yayılmış bir aşk hikayesi Romantika. Biraz tedirgin başladım. Çünkü hakkında bir şeyler okumuştum. Aşkı yaşayan çiftin başkalarıyla evli olduğunu duyunca da kesin sevmem bile de dedim. Ama yanılttı beni kitap. Ben zaten her şeye rağmen itiraf etmesem de aşka inananlardanım. Eski Türk filmleri izleyerek büyümenin yan etkisi sanırım. Hepsi Kartal Tibet'in suçu. 

         Şirin'in babasının kalp krizi geçirdiğini öğrenmesiyle başlıyor kitap. Sonra babasının kendisiyle paylaştığı üstü kapalı sırrının peşine düşen Şirin, şifreli yazılmış bir defter bulur ve babasının uzun yıllardır devam eden yasak aşkına tanık olur. Aslında yaşananlar her ne kadar yasak aşk olsa da öyle adlandırmaya içim elvermiyor. Çünkü basit, bedensel bir aldatmadan ibaret değil yaşananlar. Engellere, imkansızlıklara rağmen, yıllarca görmeden dokunmadan da sevilebileceğini gösteriyor aslında. Gerçek aşkın aslında ölümsüz olabileceğini söylüyor. Tüm bunları okurken iç sesiniz de şunları söyleyebilir: Ancak kitaplarda, filmlerde olur öyle aşk. Yine de belli mi olur, belki vardır gerçekten aşk. Bu arada eğer varsa  (kendiyle çelişen iç ses) yasaklı olmasın  yine de. 


       Arka kapakta şöyle diyor:

''Şaşırtıcı bir aşkın öyküsü. Bir aşk güzellemesi. 1960-1987 dönemine özgü çalkantılar. Sürprizler, oyunlar, dönüşümlerle dolu, gizemli bir ilişkinin gizli tarihi. Kuşaklar arası çatışmalar. Renkli, ilginç, şaşırtıcı karakterler. Kıvrak, akıcı, neşeli bir dil, yalın bir üslup. Çok açılı bir anlatım tekniği, usta işi bir kurgu.''

              





''İnsanın içine rutubet gibi yavaş yavaş işleyen bir yanı var...''



''Kıskançlık ha?''
Güldü.
''Hiç umutlanma. Malına düşkün bir çocuğun bencilliği gibi bir şey bu. Onun için...''



''Nerden aklına esti bu şiiri çevirmek?
''Şiirdeki kadına âşık oldum.''
''Bir hayalle avunacağına, gerçek birine âşık olsana.''
Acıyarak baktı. ''Aşk doğal afete benzer kızım...'' dedi, ''İstemekle gerçekleşmez ki. Kendiliğinden gelir.''



''Sahici bir sevgi tükenir mi, bir ömüre bile sığmaz...''



''İstiridye hayatında nasıl bir tek inci yapabiliyorsa, ben de ancak bir kez sevebilirim ve sizi seviyorum.''


''Küçük mutlulukları aşk sanan, verilenle yetinen, aşkı hiç tanımayan, tatmayan, aşka inanmayan kadınlara öyle acıyorum ki.''


''Kafanı yalnız bere askısı olarak kullanmana üzülüyorum. Düşünebilsen, her hayvanda bulunan cinsel dürtü ile insana özgü bir olgu olan aşkı birbirine karıştırmazdın. Sakin ol, ben seni sabırla dinledim, sıra sende. İnsan geliştikçe yani insanlaştıkça, bu kör dürtüyü ehlileştirmiş, inceltmiş, güzelleştirmiş, yüceltmiştir. Aşk bu çok uzun gelişimin son aşamasıdır, ilkellikten kurtulmak, bencillikten arınmak, kendine tapmaktan kurtulmak demektir. Bir insanın yalnız güzelliklerini değil, çirkinliklerini, kusurlarını, yanlışlarını da sevmek demektir. Ama kendinden başkasını sevmeyen, bedenini kutsayan, kafası yerine bilmem nesiyle düşünen birinin aşkı anlamasını, övmesini beklemenin, bir kurbağadan arya söylemesini istemek kadar gülünç olduğunu bilirim...''



BİLGİ YAYINEVİ


39. Basım Eylül 2017
163 Sayfa





               

1 yorum:

  1. Merhaba.
    Geçtiğimiz haftalarda bende aldım bu kitabı ama okumak için daha sırası gelmedi.
    Sanıyorum önümüde ki haftaya denk düşecek.
    Sevgiler, iyi haftalar.

    YanıtlaSil