11 Eylül 2017 Pazartesi
Okudum Bitti- 111: Üç Noktalar Sarayı || Berrin Karakaş
Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı yine bir tanışma kitabı. Berrin Karakaş 'ı önceleri Vikitap'tan şimdi de İnstagram'dan takip ettiğim, çok güzel kitaplar öneren Bilalante ( harika yazıları için tık tık) sayesinde duydum. Farklı bir kitabıydı. Ben Üç Noktalar Sarayı'nı seçtim tanışma kitabı olarak. Ve yine çok mutlu oldum.
Masalsı bir anlatımla orta sınıf bir ailenin hayatına mercek tutuyor roman. Polis emeklisi Aydın Bey ve ailesinin hikayesi. Üç kızı var Aydın Bey'in: Dünya, Rüya ve Deren. Kızları çok kıymetli olsa da karısıyla yıldızı pek barışık değil. Hepsinin hayatlarına misafir olup en çok Aydın Bey ve Rüya ile zaman geçiriyoruz. Güzel şarkılar da eşlik ediyor bize. 'Kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına 'ile başlıyor zaten kitap. Aydın Bey ve ailesinin 'Yaprak Dökümü ' bir nevi.
''Yaşlandığını en çok saçları haykırıyordu insanın yüzüne. Gençliğin gür, sağlıklı saçları, o korkutucu orman, zamanla çalı çırpı mezarına dönüyordu insanın tepesinde.''
''Her gecesi bin gece kadar uzun. Küçük adama, İstanbul çok büyük...''
''Fakir üç kardeşler, üçün birini alırlar bu hayattan anca işte.''
''Anların hazzının uzun zamanlara yayılamaması ne acıydı.''
''Eski dediğin ne ki, bir saniye sonra bile, her şey eskiyemez mi?''
''...Güneş çıktı, kardan adamları öldü diye nasıl da ağlamışlardı Dünya'yla Rüya. Deren yoktu o zamanlar. Bir kardan adamı yitirdiğine bu kadar üzülen çocuklar, babalarını yitirdiklerinde kim bilir ne olurlar diye düşününce dayanamadı. Ağladı sessiz sessiz.''
TURKUVAZ KİTAP
Birinci Basım Ocak 2010
200 Sayfa
Ne güzel yorumlamışsın kitabı.
YanıtlaSilKeyifli okumaların olsun canım benim.
Tüm patililerini ve seni öpüyorum, mırkk:)
Canımsın, teşekkür ederim. Sevgiler biz de öpüyoruz.
Sil