30 Nisan 2017 Pazar
Okudum Bitti-61: Tanrı'nın Gözü || Barry Eisler
Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı konusunu şöyle bir okuyunca bile merak ettiğim Tanrı'nın Gözü. Arkadya Yayınları'nın çoğu kitabının kapağını çok sevsem de favorilerim kesinlikle Sosyopat (hakkındaki yazım için tık tık) ve Tanrı'nın Gözü oldu.
Yazarın daha önce CIA'nin Gizli Operasyonlar Direktörlüğü'nde üç sene gizli görevde çalıştığını okuyunca daha da merak ettim. Sıcağı sıcağına, daha fazla bekletmeden bir torpil yaparak okuma listemin başına çektim. Çok da iyi yapmışım. Migrenli günüme denk gelmeseydi aynı günde de biterdi. Okurken hep merak ederek çevirdim sayfaları, okuyamadığım zamansa aklım kitapta kaldı. :) Yani çok çok sevdim. Heyecanını kaçırmadan kısaca bahsedeyim:
Edward Snowden 'i hatırlıyorsunuzdur değil mi? NSA 'in kabusu olan çalışanları. Amerika'nın Prizma Projesi'ni sızdıran o meşhur adam. Hatta Oliver Stone , onun hayatını anlatan Snowden isimli bir film yaptı. Hıh işte az çok akılda kaldığı şekilde Snowden künyesi böyle bence. :)
Kimilerine göre kahraman, cesur olarak anılsa da Snowden'i hain olarak gören de çok. Sonuçta yaptığı şey bir nevi 'muhbirlik'. İşte kitabımız da Snowden vakasını şöyle böyle atlatan NSA 'i bekleyen yeni bir tehlike ile ilgili. Bu defa tehlike 'Tanrı'nın Gözü' ismi verilen çok gizli, çok özel bir programın sızdırılabilir olması.
NSA direktörü olan Anders kolay atlatılabilir bir muhbirlik vakası olduğunu düşünse de işler büyür. Dolaylı yollarla da olsa işin içine IŞİD, Ergenekoncular gibi oluşumlar da dahil olur. Böylece Ankara, İstanbul, Kilis dolaylarında da yüksek tempolu ve kanlı gelişmeler yaşanır. Gerçekleri gizlemek için nelere başvurulduğunu okurken hiç de kurgu okuyormuş gibi hissetmedim.
Kitabın kapağında 'Bilgi Güçtür,' yazıyor evet doğru gücün doğru ellerde olması da çok önemli.
Okuyup bitirince yazarın notu ile karşılaşıyorsunuz ve aslında ,'Tanrı'nın Gözü'nün tartışmalı da olsa tamamen hayal ürünü bir program olmadığını belirtiyor. Ve Snowden olmasaydı bu kitap da bir nevi deli saçması olurdu demiş. Komplo teorileri hep var ama bazen gerçek olduklarıyla karşılaşabiliyoruz işte. :)
Konu kaba taslak böyle olsa da asla sıkıcı değil, aksine çok yüksek tempolu bir film gibi. Çok sevdiğim karakterlere falan değinmeyeceğim. Onlar size sürpriz olsun. Hem güçlü, hem akıllı hem de güzel bir kadın karakter gibisi var mı? ;) Okuduğunuza pişman olmayacaksınız. Bu ay okuduğum en güzel kitaplardandı.
... Şimdiye kadar gördüğü kadarıyla şüphe soğuk algınlığı gibiydi. Çok kişi hasta olurdu fakat sadece az bir kısım direnç geliştiremezdi. Zaman ve uygun tedaviyle pek çoğu iyileşirdi, ancak yine de hastalığın gözlenmesi gerekirdi. Ateşin vğücudu tehdit edecek seviyeye gelmesine izin vermemek lazımdı.
...Yeni güvenlik protokolünü korumak için bunu tasarlayan kişiyi öldürmekten daha iyi ne yapılabilirdi? Aynı şeyi firavunlar, hiç kimse izinsiz bir şekilde zenginliklerini keşfetmesin diye piramitlerinin mimarları için de yapmamış mıydı?
...Washington'daki yöneticilerin birçoğunun kafasının nasıl çalıştığını anlamak istiyorsanız özgüvensiz bir ergen gibi düşünmeniz yeterliydi.
... Bir kere bir çizgi film görmüştü. Bir farenin üstüne kapanan bir kartal. Fare tamamen altta kalmıştı, açıkça yardıma muhtaç ve kaderine mahkûmdu. Bu yüzden yapabildiği tek şeyi yaptı, kolunu uzatıp kartala ortaparmağını gösterdi. İtibar ve başkaldırının son bir göstergesi...
...''Tanrı'nın Gözü sadece insanların mahrem kalmasını istedikleri şeyleri tespit etmeye odaklı. Normal tonda konuşursan seninle ilgilenmiyor ama fısıldıyorsan seni izlemeye alıyor. Şimdi düşün bakalım, böyle bir güçle neleri açığa çıkarırsın ve bu bilgiyi nerelerde kullanabilirsin?''
ARKADYA YAYINLARI
Çeviren: Fer Özgüler
1. Baskı Nisan 2017
440 Sayfa
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder