25 Kasım 2016 Cuma

Okudum Bitti- 131: Jane Austen'la Çay Saati || Kim Wilson




             Herkese merhaba. Gecenin kitabı tanıtımını gördüğümden beri fotoğraflarını çekmeyi heyecanla beklediğim Jane Austen'la Çay Saati. Danteller, örtüler biraz işe yarasın , değil mi? :) 


                    Jane Austen ile çay içmek ister miydiniz? Ya da hangi yazarlarla ne içmek isterdiniz? Saymakla bitmez benim için. 


              Bu senenin en zarif kitabı benim için açık ara farkla bu kitap oldu. Kapağı, sunumu, içindeki detaylar, çizimler, görseller... Hepsi çok tatlı. 





             Çay hakkında yazılabilecek en tatlı kitabı yazmış Kim Wilson. Çaya dair birçok ilginç bilgi, her bölümde güzel tarifler... Yok yok kitapta. Jane Austen ve ailesinin çay kültürü, Austen kitaplarından da başka kitaplardan da çaya dair alıntılar. Severek okudum, son çayımı daha bir saygı duyarak içtim. :) 







... Jane Austen'ın en sevdiği şairlerden biri olan William Cowper'ın ''The Task'' adlı şiirinde, akşam çayı içmenin insanda yarattığı hoş duygu şu sözlerle anlatılır:


Şimdi ateşi harla ve kapak kepenkleri, 
Perdeler yere değsin, döndür sediri,
Semaverden çıkar ıslık sesi ve su kabarcıkları,
Buhardan bir yol oluştururken, çay fincanları
Pek mutludur halinden; ama etmez sarhoş
Bekleyelim ve tadını çıkaralım akşamın pek hoş.



... ''Çay! Çay! Her derde deva çay!''
     ÇAY ve SAĞLIK

Çay! Çay! Her derde deva çay!
Siyahı, yeşili, karışığı, sertiyle güzel çay!...
Sinirleri gevşetip kalbimi yumuşattığından,
Düşünemem bir an olsun ayrı kalmayı ben ondan...
Ve ölüm bir gün gelip kapıma dayandığında,
Karşılayacağım onu bir fincan sert, leziz çayımla.

(On dokuzuncu yüzyılın başlarında söylenen 'The Tea' adlı şarkıdan)



... Jane Austen 'ın zamanında çay insanların hayatının o kadar önemli bir parçası haline gelmişti ki insanlar içinde gerçek çay yaprağı olsa da olmasa da demleyebildikleri her tür yaprağa ''çay'' demeye başlamışlardı. Yüzyıllar boyunca Britanyalılar bitki yapraklarını kaynatmışlardı (ve bu içeceklere çay manasına gelen ''tisane'' ismini vermişlerdi), ancak Çin çayının ülkelerine gelmesiyle birlikte bu eski adı kullanmayı bırakıp her şeye ''çay'' demeye başladılar.



... Öğleden sonra ''beş çayı'' modası, Victoria döneminde akşam yemeklerinin giderek daha geç saatlerde yenilmesiyle başladı. Tarih kitaplarında beş çayı alışkanlığının 1840'lı yıllarda 7. Bedford Düşesi Anna'yla başladığı yazar. ''Bayılacak gibi hissetmekten'' şikayetçi olan Anna, saat beşte çay içip atıştırmalıklar yemeye başladı. Anna genelde kendi seçtiği arkadaşlarını da çaya davet ederdi ve böylece bu gelenek sosyetik kadınlar arasında yaygınlaştı.



... Hizmetçilerin arka kapıdan kullanılmış çay yapraklarını sattıkları bir dönemde, ev sahiplerinin hizmetçilere taze çayı emanet etmeleri elbette olanaksızdı. Çayı genellikle evin hanımı yapardı; ancak bazen de bu görevi kızına ya da evin başka bir kadın bireyine teslim edebilirdi.






MARTI YAYINLARI

Çeviren: Nihan Çevirgen
1. Baskı Ekim 2016
176 Sayfa





1 yorum: