5 Temmuz 2016 Salı

Okudum Bitti - 76 : İyi Kız || Mary Kubica





                           Herkese merhaba. Ramazan ayı da geldi geçti, son günleri saymazsak güzel ve okuma açısından iyi sayılabilirdi benim için. Son günlerde yine migrenle cebelleştiğim için , pek okuyamadım. Bugün tam bayram öncesi canım Kitap Eylemi 'nden çok güzel bir paket aldım. Bayram hediyesi oldu. Tekrar teşekkür ederim. Okunacak kitaplar sayesinde iki tane daha arttı ama gün içinde en fazla 30 sayfacık okuyabildim. Baş ağrım biraz hafiflemişken, sıra bekleyen kitaplardan birini, çok severek okuduğum İyi  Kız 'ı seçtim ve buradayım. :)


                   Resim öğretmeni olan Mia bir gece ortadan kaybolur. En son bir barda tanıştığı adamla  görülmüştür. Ünlü bir savcının kızı olan Mia 'nın kaybolması ile ilgili çeşitli şeyler düşünülür ve olayları araştırması için iyi bir dedektif olan Gabe tutulur. Mia aylar sonra ıssız bir kulübede bulunur. Başına gelenleri anlatamayacak durumdadır ve adının Chloe olduğunu söylemektedir. 

                 Kitap Önce, Sonra olarak bölümler halinde devam ediyor. Mia 'yı kaçıran kişi olan Colin 'in , annesi Eve'in ve dedektif Gabe 'in anlatımıyla ilerliyor bölümler. Böylece kaçırılmasından itibaren, zamanda atlamalarla günü gününe neler yaşandığına tanık olurken, şaşırtıcı sonuyla hayran kalacaksınız. En azından ben öyle hissettim. Çok severek okuduğum bir kitap oldu. Polisiyeden çok güzel bir gerilim kitabıydı. Kitap boyunca Mia 'nın babası ve ablasına sinir olduğumu da eklemeden geçemeyeceğim.






... Dünyanın en iyi annesi değilim, orası kesin. Bunu söylememe bile gerek yok. Gerçi niyetim de asla kötü bir anne olmak değildi. Sadece öyle oldu. Meğer kötü anne olmak, iyi anne olmanın yanında bebek işiymiş. İyi annelik, tükenmek bilmeyen bir mücadele, asla kazanma ihtimaliniz olmayan bir durumun içinde gece gündüz savaşmakmış.

                                      *EVE


... Soğuk bir kış gününde çöken kara bulutlar gibi ona ne olduğunu asla öğrenemeyeceğim gerçeği dank ediyor kafama. On hatta bazen yirmi yıl sonra nihayet sevdiklerinden kalanlara kavuşan bütün o aileler geliyor aklıma. Acaba ben de onlardan biri mi olacağım, merak ediyorum.
                                        *EVE


... Umursamaz bakışların, bir şeye gerçekten görmeden bakan gözlerin neye benzediğini bilirim. Birinin sesinde duyduğum önyargıyı hemen tanırım. İhanetin ve hayal kırıklığının nasıl bir his olduğunu, biri sana dünyaları verebilecekken en ufak bir parçasını bile sana çok görmesinin ne demek olduğunu bilirim. 
    Belki de birbirimizden o kadar da farklı değilizdir.
                                          *COLİN



... Araştırmalara göre evinde evcil hayvan bulunan insanlar daha sakin ve daha düşük tansiyonlu olurmuş. Kolesterol düzeyleri de düşük olurmuş. Yani kısaca daha sağlıklı bir hayatları olurmuş.
                                             *GABE



... Bütün dünya sessiz. Her şey huzurlu. Daha önce hiç bu kadar mükemmel bir gece geçirmediğime eminim. ''Şu anda dünyanın başka bir ucunda savaş olduğuna inanmak imkansız,'' diyor bana. ''İnsanlar açlıktan ölüyor. Çocuklar istismar ediliyor. Medeniyetten kopmuşuz. Bir çocuğun çalkaladığı kar küresinin içindeki iki minik figürüz,'' diyor. Söylediğini hayal ediyorum. Simli kar taneleri etrafımızı kuşatırken kendi küremizin içindeki seramik tepeciklerin arasında dolaşıyoruz.





MARTI YAYINLARI

Çeviren: Zeynep Yeşiltuna
Ocak 2016
462 Sayfa






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder