31 Mayıs 2016 Salı

Okudum Bitti - 58: Beş Sevim Apartmanı || Mine Söğüt






                             Herkese merhaba. Gecenin kitabı uzun süredir okumak için sabırsızlandığım yazarlardan Mine Söğüt 'ün ilk romanı Beş Sevim Apartmanı Rüya Tabirli Cinperi Yalanları.


                     Adından da anlaşılacağı üzere biraz cinli perili, biraz rüya tabirli harika bir kitap. Hayran kaldım yazarın kalemine , en kısa zamanda başka kitaplarını da mutlaka okuyacağım. Ufak da olsa biraz korkuttu beni, daha doğrusu korkuttu demeyelim de tedirgin etti diyeyim. :) 

                     Cihangir 'de Pürtelaş Mahallesi 'nde bulunan Beş Sevim Apartmanı 'nın ve bu apartmanda yaşadığı varsayılan beş akıl hastası ile aynı durumdaki bir doktorun, cinli perili hikayesi. Doktor Samimi 'nin çocukluğundan beri cinlerle perilerle iç içe olan hüzünlü hayatı ile başlıyor kitabımız. Doktorun yaptığı değişik çalışmalar ve deneyler için uygun ortam olan Beş Sevim Apartmanı'nı almasıyla ve bahsi geçen beş karakteri de yakından tanıma fırsatımız oluyor. (!) Hem cinli perili, süslü hikayelerine hem de gerçeklerine tanıklık ediyoruz. Rüya tabirleri de süsü olmuş kitabın.


                      Bütün karakterlerin bence ortak bir yanları vardı.  Bir şeylere duyulan özlem, eksiklik gibi. Yani kendi çapımda düşündüren bir okuma da yapmış oldum. Son anda ilginç, güzel ama ürkütücü kapak resmi kimin acaba diye bakarken  Bahadır Baruter ismini görüp şaşırdım.







... Pencerelerin öyküleri yaşamın tüm sırlarını içinde saklar. İddiasız, mütevazi ama derin anlamlar taşıyan ve kurgusuz gelişen hayatlar, sayısız pencerede bir hayal gibi oynar biter. Kiminin, zaman zaman da olsa seyircisi vardır, ama çoğu bomboş bir salona açar perdelerini. Tek kişilik oyunlarla ya da kalabalık kadrolarla... Dramlar, eğlenceler, aşklar, kavgalar damların, gökyüzünün, karşı duvarın ya da karşı pencerenin kendilerini seyredip seyretmediğine zerre kadar aldırmadan, fütursuzca sahne alır pencerelerde.



... Samimi' nin her şeyden önce ismi komikti. Küçükler ona bu ismin, Atatürk'ün silah arkadaşlarından büyük babası Miralay Samimi Hakkı Bey'den miras kaldığını bilseler, kaç yazardı. Küçüklerin o acımasız dünyasında boyalı kuş olmak, alayı hak etmek için yeterliydi. Samimi de rengârenk, alacalı bir kuştu.



... Olduğuna inanmadığınız bir şeyi yok edemezsiniz. Ama bir şeyin varlığını zedelemek istiyorsanız ona olan inancı yok ederek işe başlayabilirsiniz.
Paradoksal nevroz.
Ya da nevrotik paradoks.
Ne eğlence!



... Bildiği her şey hayallerle süslüydü. Gerçek, onun ulaşamayacağı kadar derine gömülmüştü. O da bildiği tek şeye , hayale sığınmaya karar verdi...



... - Senin sesin de vücudun gibi çok çirkin, dedi.
    Bunu dedi ve beni öldürdü, ölümü, soğuk suların fışkırdığı kaynaklara gömdü. İçim o günden sonra hiç ısınmadı.
     Babalar kızlarına kötü şey söylemezler. Söylememeliler.



... Hiçbir tıp kitabı doktorun suskunluğunun hastaya iyi gelebileceğini söylemez. Ama zaten tüm doğrular da kitaplarda yazmaz.






YAPI KREDİ YAYINLARI

9. Baskı Ocak 2016
127 Sayfa




      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder