Okuma saatime başlamadan önce günün diğer kitabını da paylaşıp , öyle gideyim. Zoran Zıvkovıc Sırp edebiyatının önde gelen yazarlarındanmış. Sanırım daha önce hiç Sırp yazar okumamıştım. Kitabı okumaya başlama sebeplerimden en önemlisi ismi , diğeri kapağı.
2003 yılında Dünya Fantezi Ödülü 'nü kazanmış. Bence hak ederek kazanmış. Gerçekten yaratıcı ve keyifli bir kitap olmuş. İç içe geçmiş altı harika öyküden oluşuyor. Kitap tanıtımında iç içe geçmiş denildiği için kullandım ama oldukça bağımsız öyküler. Araya başka kitaplar alarak okudum, hemen bitmesin diye. Bir öykü okudum, sonra bir süre başka kitaplardan bölümler okudum, özleyince döndüm.
Hep kitaplara, kütüphanelere dair öyküler haliyle. Şöyle ki ;
İlk öyküde , gelecekte bir gün yazacak olduğu öykülerle , gizemli bir internet sitesinde karşılaşan yazarın dünyasına misafir oluyoruz.
İkincisinde , posta kutusunda sürekli kalın ciltli kitaplar bulan adamın daracık evine misafir oluyoruz. İlk başta şanslı adam dedim ama...
Üçüncüsünde , gelmiş geçmiş tüm insanların biyografilerinin aktif olduğu bir kütüphaneden kaçmaya çalışıyoruz.
Dördüncüsünde cehennemde sürekli kitap okumaya mahkum edilmiş bir suçlunun omzunda oturuyoruz.
Beşincisinde minik bir kitap buluyoruz, dünyadaki tüm kitapları içinde bulunduran bir kitap hem de.
Altıncısında ise korkutucu sayılabilecek, karton kapaklı bir kitabın peşinden epey koşturacağız.
Hepsi birbirinden güzeldi. Çoğunda , 'Gerçekten böyle bir şeyler olsa , nasıl olurdu? Adamdaki kafaya, hayal gücüne bak ya !' dedim durdum. Kısaca çok sevdim.
...Uzun yıllar önce, bu dünyanın açıklanamayan mucizelerle dolu olduğunu fark etmiştim. Bu tür şeyleri açıklamaya çalışmanın hiçbir yararı olamazdı. Açıklamaya çalışanı da büyük bir mutsuzluk bekliyor demekti. Ayrıca, bir insan neden gereksiz yere kendini mutsuz kılsın ki? Olağandışı şeyler, hiçbir açıklamaya gidilmeksizin oldukları gibi kabul edilmeliydiler. Bu tür şeylerle yaşamanın en kolay yolu da buydu.
...Sağduyu şapka çıkarılacak bir şeydir, ama insan her zaman aklıselime bel bağlayamaz.
...Kitaplara ne kadar çok yer verirseniz verin, asla yetinmezler. Önce duvarları ve ardından da adım attıkları her yeri işgal etmeye başlarlar. Kitapların işgalinden nasibini almayacak tek köşe evin tavanlarıdır. Yeni kitaplar eve gelmeyi sürdürürler ve siz tek bir eski kitabı bile atma fikrine tahammül edemezsiniz. Bir de bu arada, yavaş yavaş ve hiç çaktırmadan yeni ciltler kendilerinden öncekileri itelerler. Aynı buzullar gibi.
... Çok zaman önce okumanın televizyon önünde ömür törpülemekten çok daha işe yarar ve zevkli bir şey olduğunu keşfetmiştim.
...'' İnsanlar genelde olup biteni unutma veya bastırma eğilimindedirler.''
...Korkmadığında insanın imkânsızı bu kadar çabuk kabullenmesi şaşırtıcı bir şeydi.
ZEPROS YAYINLARI
Çeviren: Cumhur Orancı
Haziran 2015
134 Sayfa
Çok güzel bir kitapmış, bende hiç okumadım daha önce Sırp yazar vee hemen listeme ekledim :)
YanıtlaSilPişman olmayacaksın :)
SilSen bu kadar beğendiysen okuma listeme alıyorum ben de madem :) Buarada altını çizdiklerinden şu kısım "Çok zaman önce okumanın televizyon önünde ömür törpülemekten çok daha işe yarar ve zevkli bir şey olduğunu keşfetmiştim."" 1 yıldır mottom. 1 yıldır televizyonla hiç alakam yok... Kalemliğindeki kalemlere de bayıldımmmmmmmmmmmm!!!!
YanıtlaSilBen arada izliyorum :) Yarışma programları, nadiren de futbol maçları :)) Oku bence de tatlım, hemencecik bitecek, çok farklı.
Sil