Seneyi bitirmeden okuduğum kitapları bloga yazmayı yetiştirebilirsem kendimle gurur duyacağım. Rüzgar Gibi Geçti de uzun zamandır okumak istediğim ve bir türlü fırsat bulamadığım kitaplardandı. Filmi birden fazla izledim ama kitabını okuyamadım. Normalde pek yaptığım bir şey değil ama arada oluyor. Diğer kitapların aksine bu kitapta filmi izlemiş olmak kötü bir etki yapmadı. Tam tersi Scarlett O'hara 'yı zihnimde canlandırmaya çalışsaydım Vivien Leigh 'den uygununu bulmam imkansız olurdu. Kitap boyunca film izliyormuşum gibi oldu, adı gibi bitti. Yeni bitirmedim , taşınmadan önce okuyup kolileyip kaybettiğim kitaplardandı. Şükür buldum.
Güneyli zengin bir çiftçi kızı olan Scarlett ; gayet rahat bir hayat yaşamış, refaha, kölelere, hizmet edilmesine alışmış bir genç kızdır. Güzelliğiyle ve incecik beliyle de dillere destandır.
Yaşadığı döneme göre fazlasıyla cesurdur.(1860'lı yılların Amerikası) Hazır lafı gelmişken dönemi de çok güzel işlenmiş. Özellikle kadın olmanın zorlukları ve gereklilikleri açısından. Aşık olduğunu düşündüğü adamın nişanlandığını öğrenmesiyle ve özellikle Rhett Butler ile tanışmasıyla hayatı epey değişir. Bu arada arka planda savaşın gerçekleri de gözler önüne serilmiş. ( Amerika Kuzey , Güney iç savaşı)
Yaşadığı rahat hayattan sonra sefaletle, yoklukla boğuşan Scarlett 'in var olma mücadelesini, bu uğurda yapacaklarını okumak hem güzeldi hem de ara ara sinir bozucuydu. Rhett ile olan uyumlarına rağmen mutsuzluğa sürüklenmesi beni bile sinir etti .
Kitapla ilgili bilgiler de zaten oku beni diyordu. Yazarın yazdığı tek kitap olması, 1936 yılında ilk defa yayınlanması, Pulitzer ödülü kazanması, bir araştırmaya göre Amerika' da İncil 'den sonra en çok okunan ikinci basılı eser olması gibi ... İç savaş zamanında geçen bir aşk üçgeni , hatta dörtgeni ama gerçekten dolu dolu. Bir çok duyguyu yaşatacak en az filmi kadar güzel bir kitap. Benim gibi okumak için gecikenlerdenseniz, büyük ihtimalle filmi izlemişsinizdir ama olsun daha güzel bir okuma olacak. Kafanızda cast çalışması yapmanıza gerek kalmayacak.
... Kısa boylu olup da çalımlı hareket etmeye özenen insanlar daima az çok gülünç olurlar. Ama kümeste horoz, ufak tefek de olsa, daima saygı görür.
... '' Kadınlarda aşk denen şey , evlendikten sonra gelir. ''
... Ellen rahat ve mutlu bir yaşam sürmüyordu, zaten rahat bir yaşam beklemiş değildi. Mutlu bir hayattan kadınların zaten nasibi yoktu. Dünya erkekler içindi.
... ''Birçok kimselerin bilmediği bir şey var. İnsan bir uygarlık kurulurken de, yıkılırken de para kazanma olanağını bulabilir.''
... '' İnsan zengin olmak için bir ülkenin ya gelişmesine, ya da yıkılmasına yardım etmeli. Birinci şıkta zengin olmak biraz uzun sürer. İkinci şıkta ise uzun sürmez...''
... Ashley bezgin bir tavırla: '' Yiğitlik bu değil ki Scarlett,'' dedi, ''Savaş şampanya gibidir. Korkakları da kahramanlar kadar çabuk sarhoş eder. Herhangi bir aptal da savaş alanında kahramanlık gösterebilir. Orada ya yiğitlik göstermek ya da ölmek vardır çünkü.
... '' Zevk için mi? Aptal aptal konuşma Rhett! Evlilikte hiçbir zevk yok. Belki erkekler için zevklidir ama , kadınlar evlilikte bir yığın dırıltıdan başka şey bulmazlar. Erkeğin acayip arzularına katlanmak, her yıl bir çocuk doğurmak zorunda kalıyorlar. ''
ALTIN KİTAPLAR
Çeviren: Samih Tiryakioğlu
5. Basım 1988
653 Sayfa
Ben filmini de izlemedim holleyy kitaba spoiler yemiyceem :D
YanıtlaSil:) Yaşasın. :)
SilBen de filmini izledikten sonra kitabını almıştım ama çok uzun yıllar oldu. Tesadüf aynı yayınevinin almışız sanırım ve yıllardan sonra yine aynı kapak fotosu:)benimki yırtılmıştı çünkü çok sevip, yıpratana kadar tekrar tekrar okudum:)fakat aradan onca yıl geçtiğinden o sözleri unutmuşum, özellikle "bir insan zengin olmak istiyorsa bir ülkenin ya gelişmesine ya yıkılmasına çalışmalı" sözü çok vurucu hani şu yaşadığımız yılda söylense isabet olurmuş. Romanda Rhett savaş sayesinde zengin oluyordu ya, hatta Scarlett de savaş bitince zengin olmuştu kereste imalatı sayesinde, Irak'ta, Libya'da da öyle aynı zihniyet...sadece yıkılan evleri yaparken zengin olanlar değil, satılan silahlarla da zengin oluyorlar, o ülkenin petrolüne vs. konarak da....:((( onca yıl aradan geçmiş zihniyet aynı zihniyet...Arap Baharı filan palavra...yine de o savaş olmasaydı kölelik kalkmayacaktı işte bir yandan bir hayır da doğmuş...bu arada romanı filmine göre çok daha beğenmiştim, çok kapsamlı, ayrıntılı ve bol sayfalı olduğundan olsa gerek ama filmi de unutulmazdı...
YanıtlaSilTeşekkürler..:)
Filmi tekrar izleme isteği uyandırdı yorumun ablacığım. Evet alıntı bana da öyle geldiği için yazdım. Sevgiler.
Siloff çok iyisin sen yine bir de beni görsen :D
YanıtlaSilBu sene olmadı seneye süper olalım.:D
Sil