6 Mayıs 2015 Çarşamba

Okudum Bitti -51 : Trendeki Kız || Paula Hawkins






                                Herkese merhaba. Sırada bloga yazılmayı , hatta okunmayı bekleyen bir sürü kitap varken Trendeki Kız 'a torpil yaptım. Yapmadan duramadım , çünkü tanıtımlarını gördüğüm ilk andan beri okumak için sabırsızlanıyordum. Çok sevdiğim kitaplardan oldu. İthaki zaten en çok sevdiğim yayıncılardan. Poe kitaplarının etkisi olabilir. :)




Ana karakterimiz Rachel , kendisini aldatıp , boşanan, ''diğer kadın''la evli olup, bir bebeği olan eski kocasına takıntılı, kısa zaman önce işinden de olmuş, alkol sorunu olan, mutsuz, sorunlu bir karakter. Bunun yanı sıra yaşadığı olayları hatırlamada da sorun yaşıyor. O kadar sağlam kurgulanmış ki karakter gerçekten esaslı bir psikolojik gerilim olmuş. Gerçi Rachel 'e sinir olmamak elde değil ama...

Rachel her gün yaptığı tren yolculuğunda , eski evininde olduğu yerden geçerken , tren camından gördüğü ; kendince birer isim verdiği çifti seyreder. Bir gün farklı bir şey görür, bu sırra kafa yorarken, seyrettiği ev sahibesi Megan'ın kaybolduğu haberini görür. Böylece bir şekilde olayların içine dahil olur. 


Kitabın en sevdiğim yanları üç anlatıcılı olması  ve zamanda ileri geri atlamaları olması. Rachel, Megan ve Anna 'nın gözünden olaylara dahil olup , psikolojik gerilime boğulacaksınız. Olaylardan çok karakter ön planda ama ben çok severek okudum. Ufak tefek pürüzler de vardı. Çok uzun süre sonunu tahmin etmek aklınıza bile gelmeyebilir, geldiğinde de zaten iş işten geçmiş olacak. Tür sevenler bence okuyun. 







                           Kitabın kapağı harika. Böyle olduğunu yakından görene kadar fark etmemiştim. Dış kırmızı kapak çıkınca böyle görünüyor. Bayıldım.



... İnsanların kalplerinin sesini dinleyerek verdikleri zararı nasıl umursamazca görmezden gelebildiklerini hiçbir zaman anlamamıştım. Kalbinin sesini dinlemenin iyi bir şey olduğunu kim söylemişti ki ? Bu egoizmden, her şeyi fethetme bencilliğinden başka bir şey değildi.



... Aklıma Plath ile birlikte yaşadığı eve Assia Wevill 'in taşınmasında bir sakınca görmeyen Ted Hughes geldi. Sylvia'nın giysilerini giyiyor, saçlarını aynı tarakla tarıyordu. Anna 'yı arayıp ona Assia'nın da tıpkı Sylvia gibi en sonunda kafasını fırına sokarak intihar ettiğini hatırlatmak istiyordum.




... Canım acıyordu. Bundan daha büyük bir keder olamazdı. Hiçbir şey, sonsuza kadar bilmeyecek olmak kadar acı veremezdi.






İTHAKİ YAYINLARI
Çeviren: Aslıhan Kuzucan
Mart 2015
360 Sayfa



2 yorum:

  1. İthaki'yi ben de Poe'dan dolayı severim :) Du bakalım trendeki kızı da okuyacağız. Ya ne güzel kitaplar duyuyorum senden :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayy teşekkür ederim. :) Poe için de ayrı bir sevindim. Poe seven herkesi de severim :)

      Sil