26 Şubat 2015 Perşembe
Okudum Bitti-21 : Babamı Beklerken || Clare Vanderpool
Herkese merhaba. Ay bitmeden okuduklarımı bloga aktarıp bitirme niyetindeyim. Babamı Beklerken de okuma şenliği için okuduğum kitaplardan. Okuma şenliğinin , benim okuma hevesime , hızıma çok faydası oluyor. Bazen benzer, bazen aynı kitapları okuduğum insanların varlığından haberdar olmak da cabası. Bu anlamda instagramı da çok seviyorum.
Abilene ve babası , babasının uygun olmayan çalışma şartlarından dolayı ayrılmak zorunda kalırlar ,zaten yerleşik , düzenli hayatları yoktur , kendisiyle beraber oradan oraya sürüklenmesine engel olmak için babası onu bir trene bindirip , bol göçmenli Manifest kasabasına gönderir. Abilene burada kısa süreli kalacağını düşünse de gün geçtikçe babasının dönmesine dair umudu azalır. Bu yeni kasabaya ayak uydurmaya çalışırken bir yandan da kasabanın geçmişine dair bazı sırlara ,bilgilere ulaşır.
Abilene ile baba hasreti çekerken ,bir yandan da Manifest kasabasının geçmisine yolculuk yapacağınız , yerel gazetelerden kupürler , mektuplar okuyacağınız ,keyifli, az da olsa yetimler trenine (öksüzler treni) değinen , bu yüzden daha da duygusal, gizemli , hoş bir kitaptı.
... Gideon'u dinlemek ağızda eriyen karamela tadındaydı. Yumuşak ve tatlı.
... Hatıralar gün ışığı gibidir. Sizi ısıtıp hoş ışıltılar bırakırlar ama onları kucaklayamazsınız.
... Güneşe bakarak '' Dünya kurumadan önce neye benziyordu acaba ?'' dedim.
'' Dünya mı? Peh, dünya hakkında ne bilirsin ki?''
'' Şimdiye kadar bulunduğum her yerin ölümüne kurak olduğunu biliyorum.''
'' Mümkün. Ama unutma ki ölüm içinde hayat barındırır.''
... '' Bir kasabaya gerçek olmayan bir karantina koydurtmaktan ve kaçak içki üretimine ev sahipliği yapmaktan daha tehlikeli ne olabilir ki?''
''Umut etmek...''
... Evrensel denilebilecek bir şey varsa- ki henüz kesinlikle var demeye hazır değildim- o, hikâyenin içindeki güçteydi. Ve eğer biri size nezaket gösterip zencefilli çöreğin yanında bir hikâye anlatıyorsa size düşen de hikâyeyi dinlemek ve o zencefilli çöreğin her ısırığından zevk almaktı.
... İnsanlar hakkında hep bir iki şey bildiğimi sanırdım; onları sıradan ya da değil diye listelerken bile. Düşündüm. Belki dünya, insanların küçük paketler halinde özetlenebileceği şekilde dizayn edilmemişti. Belki onlar sadece insandı. Yorgun, incinmiş ve yalnız ve kendi zamanlarında ve kendi yollarında.
PARODİ YAYINLARI
Çeviren: Filiz Saban
Ocak 2014
408 Sayfa
BElki de onlar sadece insandı .yorgun, incinmiş ve yalnız ve kendi zamanlarında ve kendi yollarında.
YanıtlaSilSon cümle yeni bir kitap yazılacak kadar vurucu
Bence de :)
SilGüzel bir kitaba benziyor aldım listeme :)
YanıtlaSilHoş.
Sil