Sanırım bu kitabın , filmini izleyenlerin sayısı kitabı okuyanlardan çoktur. Genelde önce kitabı tercih ederim ama filmini izlemiştim. Kitabı okumak nasip olmamıştı , okudum , mutluyum :)
Korkunçlaşmış bir dünyada geçiyor olaylar. Her şey yozlaşmış . Gençler zevk olsun diye , eğlenmek için ölçüsüz şiddet uyguluyorlar. Öyle ki okurken bile rahatsız oldum şiddetten. Kahramanımız ve kendi çetesinin reisi Alex , arkadaşları Pete , Georgie ve Dim ile hem diğer çetelerle güç savaşlarına dahil oluyor hem de ,soygun,gasp,tecavüz gibi suçları işlemekten geri kalmıyor ve bir gün yakalanıyor. Devletin düzeni sağlamak ,suçluları ıslah etmek ve hapishaneleri düzenlemek adına uygulamayı düşündüğü bir sistemin ilk deneği oluyor. Beyni yıkanıyor. Uygulanan çeşitli terapilerle kötülük yapması engellenerek , iyiliğe zorlanıyor. Şiddet içeren bir harekette bulunmak şöyle dursun düşününce bile hastalanıyor. İşte tam burada kendi kendinize acaba iyi mi oldu benzeri sorular soruyorsunuz.
Alex 'iyileştirilirken' , dışarda da işler değişir , şiddete eğilimli arkadaşlarından bazıları polis olmuştur. Yani artık şiddeti uygulayan taraf değişmiştir. Alex kurtulduğunu düşündüğü zaman , yani salıverilince evinde kendisine yer bulamaz ve bu defa farklı zümrelerin amaçlarına hedef olur. Bol sorgulamalı bir kitap .Yazarın yarattığı özgün argo çeviri de sanırım biraz azizliğe uğramış. Cıvır, zumzuk. vs. gıcık etti beni. Yani bu çevirinin kötülüğünden değil , benim orijinalini okuyamamamdan.
... '' Bu bir kitap, '' dedim. '' Kitap yazıyorsun. '' Sesimi epey kalınlaştırdım. '' Kitap yazanlara saygım sonsuz olmuştur hep.'' Son en üsteki sayfaya bakınca kitabın ismini dikizledim- OTOMATİK PORTAKAL- ve dedim ki : '' Bu çok salakça bir isim. Otomatik portakal mı olurmuş?''
... Bu akşam canım felaket müzik çekiyordu, belki de Korova'da şarkı söyleyen o cıvır yüzünden. Pasaportuma uyku diyarının sınırında damga vurdurup da kalkan çizgili engelin altından geçip gitmeden önce kendime sıkı bir müzik ziyafeti çekmek istiyordum.
... Evet evet evet, işte buydu. Gençlik bitmeliydi, ah evet. Ama gençlik, hayvanmış gibi olmaktır zaten sadece. Hayır , sadece hayvanmış gibi olmak değil de hani şu sokaklarda satıldığını dikizlediğiniz minik oyuncaklardan biri olmak gibidir, teneke ve içi zemberekli ve üstünde kurma kolu olan ve gırr gırr gırr diye kurunca gitmeye başlayan, yürüyen filan minik heriflerden biri olmak gibidir, ey kardeşlerim.Ama dosdoğru gide ve bir şeylere çarpar bam bam ve yaptıklarını, elinde olmadan yapar. Genç olmak, bu minik makinelerden biri olmak gibidir.
TÜRKİYE İŞ BANKASI
KÜLTÜR YAYINLARI
14 . Baskı
Ocak 2012
Çeviren : Dost Körpe
176 Sayfa
Ben de filmi izleyip kitabı okumayan gruptanım. :)
YanıtlaSilKitabı da oku bence :)
SilBen de filmini izlemiştim ve hala en sevdiğim filmlerden biridir. Oldukça etkilemişti hikayesi beni. Normalde önce filmini izleyip sonra kitabını okumayı hiç tercih etmem ama bu filmi izlediğimde bir kitabı olduğunu bilmiyordum ne yazık ki. Hala okumadım kitabı ama en kısa zamanda okuyacağım sanırım. :)
YanıtlaSilOkuyunca fikrini paylaş benimle :)
SilOlur :)
SilFilmini sırf kitabını okurum bir gün belki diye izlememiştim. Baya bir zaman olmuş. En kısa zamanda temin edip okunmaya başlayıp sonrasında da filmini izleyeceğim.
YanıtlaSilBen de öyle yapıyorum çoğu zaman :)
Silikisini de yapamamışım ben ya :(
YanıtlaSilBenim de okumadığım ne şahaneler bekliyor bir bilsen :)
SilBen filmi de izlemedim kitabı da okumadım. Filmi açıp izleyecekken neyse kitabını okurum deyip bırakmışlığım var :D
YanıtlaSil;)
SilBaşta argo kelimeler beni de rahatsız etti ama konu ilginçleşmeye başladı,açıklamayı da okuyunca iyi ki bırakmamışım diyorum şimdi
YanıtlaSil