Birden fazla yazarın yazdığı kitaplar okumuştum ama 26 , çoğu bildiğim yazarın bir araya gelip , güzel bir amaç için yazdığı bu kitabı görür görmez merak etmeye başlamıştım . Bitireli birkaç gün oldu ama benden ayrılmak istemeyen migrenim yüzümden paylaşacak halim olmadı. Hemen okuyup bitirdim , oldukça hoştu. Kopukluklar , saçmalıklar yoktu. Gayet akıcı ve güzeldi. Tamamen ters köşe olmadım ama yine de sürprizini yaptı kitap.
Dedektif John Nunn 'un yazdığı günlükle başlıyor kitap. Kocasını öldürme suçundan on sene önce yargılanan Rosemary Thomas 'ın davası çoktan kapanmış , suçlu bulunan kadın idam edilmiştir ama dedektifin kendi hayatını da etkileyen şüpheleri vardır ve vicdanı rahat etmez. Ölümünün 10 .yılında Josemary için bir anma töreni düzenlenecektir ve kocasını vahşice öldürüp , parçalanmış cesetini eski bir işkence aletine koyup bir müzeye yollayan bir katil için anma töreni yapma fikri bazılarına çok farklı gelir ama işler ilginçleşmeye başlar.
Günlüklerden başka geçmişe dönüp Rosemary ve Christopher 'ın hayatlarına da misafir oluyoruz ve Thomas 'tan nefret ediyoruz :) Başlarda kim öldürdüyse iyi yapmış dediğim zamanlar olmadı değil , o kadar iğrenç bir insan ki ... Olay örgüsüne kendinizi kaptırınca , hemencecik okuyup bitirebileceğiniz hoş bir kitap. Merakla okudum , hem kızdım , hem hüzünlendim .
... Aslında hiçbir zaman unutmuyorsunuz , sadece yaralarınızın üzerini bir doku kaplıyor ve hayatınıza devam ediyorsunuz...
... Birlikte bir sanat eseri yaratmışlardı. Tuval insan hayatlarıyla örülmüştü ; boya kan, gözyaşı ve meni karışımından oluşmuştu ve konusu da zenginlik , arzu ve ihanetti.
... Christopher buraya , bizim müzemiz, demeyi severdi. Ne şaka ama. Christopher yirminci yüzyıl sanatının mühim ve başarılı bir küratörü haline gelirken, Rosemary yalnızca köhne bir salonun, daha da köhne yaşlı adamları ve ayaktakımı gençleri cezbeden Silahlar ve Zırhlar bölümünden sorumlu bir ortak olarak kalmıştı.
MARTI YAYINLARI
Çeviren : Güneş Demirel
1. Baskı Nisan 2014
432 Sayfa
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder