10 Mart 2014 Pazartesi
Okudum Bitti - 27 : İçeriden Ölmek || Robert Silverberg
Çok büyük bir keyifle severek okuduğum , farklı , eğlenceli , düşündürücü kısaca müthiş bir kitap. İyi ki okumuşum dediğim kitaplardan.
David Selig , 40 yaşını devirmiş , işsiz , geçimini sağlamak için mezun olduğu üniversitenin öğrencilerine karşılaştırmalı edebiyat konularında dönem ödevleri ,tezler yazarak para kazanmaya çalışan , biraz biraz orta yaş bunalımına girmiş , insanların zihinlerini okuyabilme yeteneğine sahip , bir nevi kaybedenler kulübü üyesi bir süper kahraman...
Çok sağlam eleştiriler , değerlendirmeler var kitapta. Hiç boş sayfası olmayan , dolu dolu bir kitap. Özellikle Elektra 'yı öyle net bir şekilde açıklamış ki hayran kalmamak elde değildi , bayıldım... Gizli gücünü biraz lanet gibi gören ama kaybetmeye başladıkça da dehşete düşen David 'i okurken , sağlam edebiyat eleştirileri de okuyoruz arada. Okuduğum en iyi kitaplardandı. Tanrısal konulara değindiği kısımlar biraz sertti ama şiddetle tavsiye edebileceğim kitaplardan. Yorumlama konusunda çok yetersiz kalınacak , okuyanın bir dünya şeyler bulacağı kitaplardan.
.... Affetmek iyidir,
Ama unutmak en iyisi !
Yaşarken , çürüyor;
Ölürken yaşıyoruz.
(Robert Browning 'in Good, To Forgive şiirinden)
... Yeri gelmişken söyleyeyim, ruh evrensel bir dil konuşur. Örneğin Bayan Esperanza Dominguez 'in zihnine bakıp İspanyolca gevelemeler aldığımda kadının ne düşündüğü hakkında pek fikrim olmuyor, çünkü İspanyolcayı çok anlamıyorum. Ama eğer ruhunun derinliklerine inebilirsem bulduğum her şeyi tamamıyla kavrıyorum. Zihin İspanyolca , Baskça , Macarca ya da Fince konuşabilir , ama ruh , gizemlerini röntgenlemeye gelen her türlü sinsi ve meraklı ucubenin algısına açık, dilsiz bir dilde düşünür.
... İnsan içinde bir şeyin ölmekte olduğunu bildiği zaman gelip geçici anlardaki rastgele canlanmalara itimat etmemeyi öğreniyor.
... Kendime acımaya başladığımda kendimle vakit geçirmekten çok sıkılıyorum. Kafamı dağıtmak için gelip geçenlerin zihinlerine değip öğrenebildiğim kadarını öğrenmeye çalışıyorum. Her zamanki oyunumu oynuyorum yani , bildiğim tek oyunu. Röntgenci Selig ; buzdan kalbini şenlendirmek için masum yabancıların mahremiyetini yağmalayan ruh vampiri.
... O yıllarda hep böyleydi işte : sonsuz bir trip , rengarenk bir yolculuk. Ama her türlü güç çürür. En güzel hayallerin rengi atar zamanla. Grileşir dünya. Entropi bizi alt eder . Solar her şey. Gider. Her şey ölür.
... Her şeyin ortasında, ölü noktadayım. Hareketsiz , statik; demir atmış gibi. Hayır , yalan bu, yalan değilse bile en azından kötü niyetten uzak ama yanlış bir ifade, hatalı bir metaforlar öbeği. Deniz seviyem alçalıyor. Hep cezirdeyim. Med- cezirin cezirinde , gel- gitin gitindeyim hep.Çıplak ,kayalık bir kıyı oldum, demir gibi sert ; geride kalan kirli kahve yosun şeritlerinin hızla çekilen köpüklü dalgalara salınmaya çalıştığı. Oraya buraya kaçışan yeşil yengeçler. Evet , çekiliyor sularım, azalıyorum, seyreliyorum. Biliyor musunuz , artık bunu o kadar da dert etmiyorum. Çalkantılar yaşıyor; bir iyi bir kötü oluyorum ama
Artık
Bunu o kadar da
Dert etmiyorum.
... Salı . Seçim günü. Kampanya yaygaraları aylardır pisletiyor havayı , nefes alınmıyor. Özgür dünya yeni süper liderini seçiyor. Çığırtkan seçim otobüsleri sloganlar öğürerek Brooklyn'in altını üstüne getiriyor. Yeni başkanımız ! Bütün Amerika 'nın başkanı ! Oy verin! Oy verin ! Ona oy verin ! X 'e oy verin ' Y' ye oy verin! İçi boş sözler birbirine karışıp bulanıklaşıp dağılıyor.
İTHAKİ YAYINLARI
ÇEVİRİ : ELİF ERSAVCI
1. BASKI
AĞUSTOS 2011
247 SAYFA
Harika yorumlamışsın canım. Henüz kitabın çeyreğindeyim ama cidden sağlam kitap.
YanıtlaSilMırk sevgiler:)