31 Ocak 2014 Cuma

Okudum Bitti - 13: Gazi Paşa || Attila İlhan





                                                   Atilla İlhan ' ın kaleme aldığı   Aynanın İçindekiler serisinin son romanıymış ve yazar vefat ettikten sonra yayınlanmış.  Seri olmasına rağmen kronolojik öncelik olmadığını okuduğum için elimde olan bu kitabı okumayı daha fazla ertelemek istemedim. Allah 'ın Süngüleri üst başlığı ile yazılmış . Dili biraz ağır geldi , içerdiği eski kelimelerin çokluğundan sanırım. 


                                                 O yılları , Kurtuluş mücadelesini bir de Attilla İlhan 'ın kaleminden okumak güzeldi. Gözlerim doldu çok yerde. Çok güzeldi . Romanda bir çok tanıdık isim de var. Nazım Hikmet , Vala Nureddin , Halide Edip , Zübeyde Hanım , Fikriye Hanım , Latife Hanım . Hem o yılların atmosferine bir kez daha  tanık olmak , hem de Gazi Paşa 'mızın özel hayatına misafir olmak çok ilginçti. Olaylar hem romanda işlenmiş ,  hem de gerek gazete yazıları ,çeşitli yazışma ve tarihi belgelerle süslenmiş. 




...  Kaç gündür karınlarına doğru dürüst iki lokma ekmek girmemişti; harcırahı alır almaz , hemen Nazım 'ın camlarından böreklerine masmavi dalıp gittiği , o börekçiye damladılar.



... Halide Edip Hanım , kağnıların yürek parçalayan iniltisi, beygir aksırıkları ve nal sesleri arasında, kamyonun penceresinden bakıp, kalabalığı izliyordu; o kadar müteessir, o kadar bezgin ve ümitsizdi ki, kirpikleri  nemlenmişti; zihninden, bir türlü içine sindiremediği ,karanlık düşünceler geçiyor :

   '' ... Bu ric'at , bizi nerelere götürecek ? Eskişehir, Kütahya derken Ankara da düşer mi? Bunu kimse bilemiyor... Artık kader denilen kudret tamamiyle millete döndü , fertlerin hiçbir ehemmiyeti kalmadı... ''



... '' ... hatırım için, bunu tadacaksınız Paşam ! Bilirim başınız hoş değildir , yemekle filan ! Lakin bunu , elceğizimle yaptım... ''
     Mustafa Kemal , aklı hala general Papulas 'ın taaruzunda , uzak gülümsedi:
   '' ... Yok mu senin bu tatlı dilin , Fikriye... Hani nasıl derler , yılanı deliğinden çıkarır... ''



...  Mustafa Kemal Paşa , artık yakından gelen , iyice belirgin davul zurnayı dinlemeye dalmıştı ; içlendiği gözlerinin buğulanmasından belli oluyor ; oradakilerden çok , kendi kendine mırıldandı :
    '' ... İşte büyledir bu millet : düğüne gider gibi muharebeye gider... Sırtını kim yere getirebilir ? ''



...  Telefonu kapatırken , yüzü gerilmesin mi? Ah , kaburgasındaki şu kırıklar ! Besbelli , sargılar onu hareketlerinde zorluyor. Fikriye , elinde olmaksızın , kaygılı bir sesle :
     ''... Paşam , eza çekiyorsunuz... '' diyerek daha yakınlaşmıştı : ''... İhtimal , size ıstırap veriyor , bir iki gün daha istirahat buyursaydınız... '' 
     Mustafa Kemal , eğreti bir gülümsemeyle , -şaka yollu fakat kesin - itiraz edecekitr :
     '' ... Harptir bu , bre kızım ! Olur mu hiç ? Canımı kurtarayım derken , vatanını kaybedersin!... ''



... Süvarilerin nal takırtısı , piyadelerin ayak sesleri ; arada silah gibi patlayan , ' Gazi Paşa , sen bin yaşa ' nağraları arasında , türkü Punta 'dan Pasapaort 'a yayılıyor ; yukarıda İzmir Şehri' nin ' Alamet-i farikası ' Kadifekale ; sanki her zamankinden farklı ; belki daha mağrur , daha cesur , çünkü burçlarının en yükseğine ay yıldızlı bayrak dikilmiştir. 


        ''... Ankara 'dan uçan kuşlar ,
              Afyon yaylasından kışlar ,
              Biz İzmir 'i alacağız 
              Kolu sırmalı çavuşlar... ''

         İşte almışlardı.



... Mustafa Kemal Paşa sözünü keserek , Falih Rıfkı 'ya :
   '' ... Jeneral Papulas ... '' diye soruyor , ''... Aya Fotini Kilisesi'nde , bilir misin ne demiştir? Aynen şu cümleyi : ' Anadolu'yu terk mecburiyetinde kalırsak , geride bir yangın enkazı bırakacağız !' ''
    Göğüs geçirerek , kendi kendine mırıldanıyor : 
   ''... Bunların gücü... Ancak bu kadarına yeter !... ''




... '' ...kısmen !... Hakikatte , sebeb-i saadetim de , sizsiniz... sebeb-i felaketim de ... Bunu biliyorsunuz zannındayım : Yanınızda iken , mes'udum , yanınızda olmadım mı bedbaht... ''
      Latife , tekrar sustu , sonra birden kirpiklerini ve gözlerini kaldırdı ;  Mustafa Kemal Paşa 'nın , engin maviliğine dimdik bakarak, hiç de bu bakışa uymayan , fısıltıya yakın bir sesle dedi ki:
     ''... çünkü Paşam... Sizi seviyorum... ''








                                     TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI

                                                   3. BASKI ŞUBAT 2006
                                                        468 SAYFA   


2 yorum: