9 Kasım 2013 Cumartesi

Okudum Bitti - 105: Böğürtlen Kışı - Sarah Jio



Diğer kitaplarını da çok severek okuduğum , şeker yazar Sarah Jio 'nun bu kitabını da severek okudum . Diğer kitaplarıyla ilgili detayları paylaştığım yazıma buradan ulaşabilirsiniz.


Kısaca konusuna değinecek olursam ;


 Vera ; 1933 yılında 3 yaşında olan çocuğunu kaybeder. Böyle derin bir acıyla başa çıkmak çok zordur elbette. Daniel , Vera için çok önemlidir. Babasız ve zor şartlarda büyütmüştür. Babası zengin bir ailenin oğludur. Her şey çok güzel giderken kötü kız kardeşin müdahalesiyle , hamile olduğunu bile söyleyemeden kaçar. Burada biraz kızdım. Ondan sonrasında kirasını bile ödeyemediği bir evde yaşayıp , bir otelde hizmetçilik yapıp büyütür oğlunu. Ta ki o korkunç güne kadar.


Clarie ise ;  doğumuna çok kısa bir süre kala geçirdiği bir kaza sonrası bebeğini kaybeder. Acı aynı olsa da bu defa takvimler 2013 yılını gösterir. Bundan sonra eşiyle arasında büyük bir uçurum oluşur. Aynı evde yaşayan iki yabancıya dönüşürler. Bu kısımda da kocası Ethan'a sinir oldum , hem de çok.


Bu iki karakterin yollarının zaman  ötesi kesişmesine mayıs ayında yağan kar sebep oluyor. Aynı tarihte, 3 Mayıs'ta çıkan fırtına herkesi şaşırtır. İlginç yanı ise seksen sene önce aynı tarihlerde aynı fırtınanın yine etkisini göstermesi. Bu fırtınayı araştırırken , Vera'nın kötü kaderini okuyan Claire , aynı acıyı çok iyi bildiği için bu olayı çözmeye karar verir ve bundan sonra bol araştırmalı, koşturmacalı günler bekler onu.


                    Bir yandan Vera'yı öncesi ve sonrasıyla okurken , diğer yandan Claire'in kaza öncesi ve sonrasını okuyoruz. Çok etkileyici ,duygu yüklü, güzel bir kitaptı .Sürprizler bekliyor sizi. Okuyun derim.




... '' Fırtına, '' diye devam etti. '' Ona böğürtlen kışı diyorlar. Meteorologlar, mevsim sonu görülen soğukları böyle adlandırıyor. İlginç değil mi? ''


.... Keşke Daniel da bir dilim çikolatalı pasta yiyebilseydi. Aklımın bir köşesine , topladığım bahşişlerle Daniel için bir pasta yapmayı not ettim. Her çocuk pasta tatmayı hakkediyordu, yoksul olanlar bile.


... Herkes kendi hayat yolunda acılar çekip iyileşir.


... ''Hangisi daha zor, bilmiyorum,'' dedim. ''Birini aniden kaybetmek mi, yoksa onu yavaş yavaş, günden güne kaybetmek mi? ''


... '' Kimse geçmiş hakkında konuşmazdı. Gerçeklerin üzeri özenle örtülmüştü. Ta ki hepsi bir anda serbest kalana kadar. Sırlar böyledir , her zaman yollarını bulurlar. Bu bir ömür sürse bile. ''


... Onun hayatı, son bölümü eksik olan acı bir roman gibiydi. Güzel bir roman. O romanı bulmuş, tozunu üflemiştik. Ve artık onu okumamızın vakti gelmişti. ''



Ve bu da adı geçen SONE  43.


NASIL SEVERİM SENİ/ Elizabeth Barrett Browning (1806-1861)

Nasıl severim seni? İzin ver sayayım yöntemlerini.
Severim seni derinlikte ve genişlikte ve yükseklikte
Ruhumun erişebileceği, gözden kaybolduğunu hissettiğimde
Uçlarının Varoluşun ve mükemmel Zarafetin.
Severim seni her günün en sessiz gereksinmesi düzeyinde,
Yanında mum ışığının ve güneşin.
Severim seni serbestçe, Doğru için çabalayan adamlar gibi;
Severim seni sadelikle, onların övgüyü geri çevirdiği gibi.
Severim seni tutkunlukla, kullanılan eski üzüntülerimde,
Ve çocukluğumun güveniyle.
Severim seni bir sevgiyle kaybettiğimi zannettiğim benim eski ermişlerimle,
- severim seni bütün ömrümün gözyaşlarıyla, nefesleriyle, gülüşleriyle!- ve, Tanrı seçerse,
Seveceğim seni yalnız daha iyi ölünce.

Çeviren: Vehbi Taşar

HOW DO I LOVE THEE
Elizabeth Barrett Browning

How do I love thee? Let me count the ways.
I love thee to the depth and breadth and height
My soul can reach, when feeling out of sight
For the ends of Being and ideal Grace.
I love thee to the level of every day’s
Most quiet need, by sun and candlelight.
I love thee freely, as men strive for Right;
I love thee purely, as they turn from Praise.
I love thee with the passion put to use
In my old griefs, and with my childhood’s faith.
I love thee with a love I seemed to lose
With my lost saints, - I love thee with the breath,
Smiles, tears, of all my life! - and, if God choose,
I shall but love thee better after death.


(mevsimsiz.net 'den alıntıdır. )





                                          ARKADYA YAYINLARI
                                 KASIM 2013
                            ÇEVİREN : DUYGU PARSADAN
                                           353 SAYFA


3 yorum:

  1. BU GÜN FUARA GİDERSEM ALMAYI DÜŞÜNDÜĞÜM BİR KİTAPTI
    TANITIM İÇİN TEŞEKKÜRLER
    HAYIRLI GÜNLER

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim , fuar ganimetlerine baktım bile ablacığım , keyifli okumalar.

      Sil
  2. en sonunda ben de okuyabildim :D

    YanıtlaSil