Blog turumuz ikinci günüyle tam gaz devam ediyor. Önce özetle kitabın bende bıraktığı etkiyi yazıp ,yani kısaca yorumlayıp , tur takvimimizi de ekleyeceğim ki kaçırmayın :) Çekilişimiz devam ediyor, ya bu yazının en altındaki katılım formundan ya da bir önceki yazıma buradan ulaşıp , isim ve mail bilgilerinizi yazıp katılabilirsiniz. Hepinize şimdiden bol şans.
Kitabı elime alır almaz biraz korkmuştum hem sayfa sayısı fazla (589) , hem puntolar biraz küçük gelmişti. Eyvah demedim dersem yalan olur. Ama korktuğum gibi olmadı. Üç günde keyifle okudum ki okuma hızım çeşitli sebeplerden düşük. Başlayınca kitap beni kendine bağladı. Gerçi bunda romantik film ya da kitaplardan daha çok tabiri caizse bol maceralı şeyleri , vurduyu kırdıyı sevmem de etken. Zaten ben futbol hastasıyım , sanki erkek olacakmışım da son da karar değiştirmiş gibiyim :) Ne alaka demeyin içimden geldi , bir kitap yorumunda bu kadar gereksiz laf yeter sanırım.
Kısaca bahsedecek olursam ;
Durzo Blint ( çok sevdim kendisini ) bir suikast sanatçısı. O nasıl oluyor demeyin , o bir tetikçi değil. Suikastı sanat olarak gören bir üstat. Herkesin korktuğu ,saygı duyduğu üst düzey bir suikastçi.
Azoth ise ( O nu da çok sevdim ) arkadaşları Taşbebek ve Jarl ile sokakta binbir zorlukla yaşam mücadelesi veren , güçlü bir çocuk. Kötü karakterimiz (Sıçan) , o ve bütün diğer çocuklara zulmeden ,istismar eden korkunç bir şey.Azoth'un tek hayali, tek kurtuluş ümidi ; bir gün bu bataktan kurtulup , hem kendi hem arkadaşları için Durzo Blint ' in çırağı olmak. Böylece , onun gibi korkusuz, güçlü olacak , hem kendini hem arkadaşlarını koruyacak , kurtaracak. Ama bu öyle kolay kolay gerçekleşecek bir hayal değildir. Hiç çırak almayan Durzo ' nun zorlu şartları vardır. Önce bu mücadeleye şahit oluyoruz. Azoth ya her şeyden vazgeçip Kylar Stern olarak , yeni hayatına başlayacaktır ve dönüşü olmayacaktır ya da ölecektir.
Sonrası ise detay vermeden anlatması zor olsa da ; bolca macera,dövüş,cinayet,aşk, mücadele ,büyü,gölgelere saklanan savaşçılar , görünmez olan savaşçılar. Neler yok ki. Sıradan bir macera değil biraz fantastik , hatta biraz aşk kokan... Fedakarlık , ödenen bedeller, değişen hayatlar ama en baskını her şeye rağmen sevginin gücü. Şaşırtıcı detaylar, sürpriz karakterler de yok değil. Yani ben çok çok severek okudum. Gece Meleği Üçlemesinin ilk kitabı olduğu için , şimdiden sabırsızlanıyorum devamı için.
Bu kitapta neler var bir alıntılara bakayım derseniz Kitap Avcısı' na buradan uğrayın.
Bir de şöyle güzel bir yorum okuyayım derseniz Tuğçe'nin Kitaplığı' na buradan uğrayın.
a Rafflecopter giveaway
Çekilişimizi unutmayın :)
Artemis Yayınları ' na katkılarından dolayı teşekkürler.
Ne güzel özelemişsin hayatım ya, bir ben beceremiyorum şunu galiba :)
YanıtlaSilTeşekkürler tatlım , sen bizim en kıymetlimizsin.
Sil