#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti- 94: Pandemonyum || Lauren Oliver

28 Temmuz 2017 Cuma

Okudum Bitti- 94: Pandemonyum || Lauren Oliver





               Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı Eylem sayesinde listeme aldığım Deliryum serisinin ikinci kitabı Pandemonyum. Deliryum hakkındaki yazım için tık tık.  

         İlk kitap normal olarak heyecanı dorukta bırakmıştı. Bu ay benim için zor okuma ayı oldu. Ya yavaş okuyorum ya da okumaya başlayınca uykum geliyor. O yüzden okurken hakkını verememiş olabilirim. İlk kitabı büyük bir heyecanla okumuştum. Bu kitapta daha fazla olay var ama ben de heyecan yoktu. O yüzden iki günden fazla sürdü bitmesi. 

        Kitap ''Önce'' ve ''Şimdi'' olarak bölümlere ayrılmış. Böylece geçmişe de dönüşler yapıyoruz. Aklım hep Alex de kalmış olsa da Julian'ı da sevdim. Kitabın sonuna kadar Alex'in ölüp ölmediğini merak edip durdum. Sırf o sebeple dur biraz okuyayım diye kendimi motive etmiş olabilirim. :) Beklemeden son kitaba başlarım diyordum ama araya birkaç ince kitap aldım. Şimdi gidip final kitabından biraz biraz okuyayım. Distopya seviyorsanız bu seriyi de seversiniz bence. Ya da zaten okumuşsunuzdur. Gerçi sanki çok sık görmedim. Distopyaya yeni başlayanlar çok daha fazla sevebilir. Farklı gelir. Bol okumalı, mutlu günler dilerim.





     
'' Eski Lena öldü.
Onu gömdüm.
Onu bir çitin ötesinde, duman ve alevlerden oluşan bir duvarın arkasında bıraktım.''


''Keder bulanık bir suyun içinde dibe batmak, gittikçe o suya gömülmek gibi. Tekmeleyerek kaldırılmış toz toprağın renginde bir suyun içindeyim sanki. Aldığım her nefeste boğulur gibi oluyorum. Tutunabileceğim bir şey yok.''


''Bir keresinde ağaçlarda yetişen bir mantar türüyle ilgili bir yazı okumuştum. Mantar köklerden dallara su ve besin taşıyan sistemleri gasp etmeye başlıyor. Onları teker teker işlemez hâle getiriyor ve boğuyor. Çok geçmeden suyu, kimyasalları ve ağacın hayatta kalması için gereken her şeyi taşıyan mantar -yalnızca mantar- oluyor. Aynı zamanda ağacı yavaş yavaş, içten dışa çürüterek anbean öldürüyor.
     Nefret de böyledir işte. İnsanı besler, aynı zamanda içini çürütür.''



''Yukarıda yaptıkları hata bu. Yalnızca belli insanların yerinin olduğunu düşünüyorlar. Belli türde insanların bir yere ait olduğunu. Geri kalanın çöp olduğunu. Ama çöpün bile bir yeri olmalı. Yoksa her yeri tıkar, pıhtılaşır, çürür ve iltihaplanır.''



''Cennet sıcak suymuş. Cennet sabunmuş.''




ARTEMİS YAYINLARI

Çeviren: Bilge Gündüz
1. Basım Mayıs 2015
432 Sayfa



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder