#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti-76: Filler Çapraz Gider || Altay Öktem

8 Haziran 2017 Perşembe

Okudum Bitti-76: Filler Çapraz Gider || Altay Öktem




               Kitap seven herkese merhaba. Günün kitabı okuyalı epey zaman geçtiği halde bloga yazılamayanlardan. Çünkü daha alıntılarımı bile bloga yazamadan, üzerinde işaretlediğim kağıtlarıyla emanet alınmıştı. Yeni kavuşunca hemen bloga aktarayım dedim. Okuduğum en ilginç kitaplardan oldu Filler Çapraz Gider.

       Yitik Ülke Yayınları çok sevdiklerimden. Okumayı istediğim birçok kitapları var. Şu anda okuduğum harika bir kitap da yine onların öykülerinden. Çok yakında yazarım bloga. Ürün yerleştirme gibi bir sonraki kitabım reklamını yaptım. :) 

      Filler Çapraz Gider kısacık ama çok hızlıca okudum bitti kitaplarından değil. Biraz özen istiyor. Hak ediyor da. İlginç çünkü bütün erkekler Kerim, bütün kadınlar Leman. Tam hepsi aynı mı derken  farklılıklarını gördüğüm derin, dolu dolu karakterle dolu; içinde hem öykü hem de tiyatro barındıran bir kısa roman. Hem kısa hem de upuzun bir roman okumuş tadı veren, biraz kafa karıştıran bir kitap. Yıllar önce basılıp hak ettiği ilgiyi göremediği için ihmal edilenlerden. Yitik Ülke bu yitik hazineyi bulup çıkarmış ben okumak da geç kalmışım ama olsun. Alıntılarımla veda ediyorum, şimdilik. :)




... Anılar da tozlanıyordu zamanla.



... Kızmak saçma bir duyguydu. Ama saçma duyguları da olmasaydı insanların, hayat ne kadar tekdüze olurdu.


... Ne günlerdi onlar... Ama ne kadar zor olursa olsun, günler geçip gidiyordu. Yalnızca anılar kalıyordu geriye. Anıların en güzel tarafı, içindeki acıların bile tatlılaşmış olmasıydı. Zaman, Tanrı gibi bir şeydi. Hangi olaydan geriye ne kalacağını, içindeki sevincin, coşkunun, acının, hayal kırıklığının ne ölçüde geleceğe taşınacağını belirliyordu. Tanrı gibi bir şey değil, Tanrı'nın ta kendisiydi.



... Ölüm, kaskatı olmaktı. Çırılçıplak soyunmak, yıkanmak, karanlığa gönderilmekti. 



... İnsanın geçmişi özlemesi gibiydi bir dostu özlemek.



... İnsanların hâlâ savaştıklarını, inançlarından, düşüncelerinden dolayı birbirlerini öldürdüklerini göz önüne alırsak, karakedilerin öldürülmesi devede kulak kalır, diye düşünebilirsiniz; ama yanlış olur bu.
    Bir kişinin, yalnızca uğursuz saydığı için kılı bile kıpırdamadan bir karakediyi öldürmesiyle, başka bir mezhepten ya da başka bir düşünceden diye bir insanı öldürmesi arasında pek fark yok aslında.
   En kısa zamanda bir karakedi almalıyım eve. Kediden daha iyi dost olmaz. Kediler için nankör denir ama bence sakıncası yok. Varsın nankör olsunlar. Kedilere göre insanlar nasıl acaba? Onlar ne düşünüyorlar insanlar hakkında, eğer düşünebiliyorlarsa? İnsanlar nankördür, diyorlardır herhalde. Kediler nankörmüş. Nankör olsunlar, buna hakları var.
    En kısa zamanda bir kedi almalıyım. Ama kapkara bir kedi.




YİTİK ÜLKE YAYINLARI

1. Başkı Şubat 2014
125 Sayfa





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder