26 Şubat 2016 Cuma

Okudum Bitti- 30 : Dünyanın En Güzel 100 Şiiri || Editör : Halil Gökhan





                   Herkese merhaba. Günün kitabı bir şiir kitabı. Arada şiirle de ruhumuzu beslemek lazım öyle değil mi ? Kafe Kültür Yayınları 'nın 'En İyi ... ' serisinden birkaç kitabı daha okumak istiyorum. Böyle derleme kitapları okumak, özellikle şiir seçkileri çok keyifli oluyor.




                              Kimler yok ki kitapta ; Homeros, Shakespeare, Poe, T.S Elliot 'tan tutun da Victor Hugo, Nietzsche, Puşkin , Nazım Hikmet 'e kadar. Birçok sevdiğim sanatçıyı tekrar okuma şansı bulduğum gibi , hiç okumadıklarımı da okumuş oldum. Sevdiğim şairlerin de ben olsam şu şiirini alırdım diye de düşündüm. Hem keyifli hem düşündüren bir kitap oldu böylece. :) Arka kısımda da adı geçen tüm şairlerin kısa hayat hikayelerinin olması çok güzeldi. Emeği geçen herkese teşekkürler. :)






   Birkaç şiirle veda edeyim..


YARIN, ŞAFAK VAKTİ

 Yarın şafak vakti kırlar ağardığında
Gideceğim. Biliyorum beni beklediğini
Ormanlardan gideceğim dağlardan gideceğim
Senden uzakta kalamam artık daha fazla

Yürüyeceğim gözlerim dalgın düşünceli
Hiçbir şey görmeden hiçbir şey duymadan
Yalnız meçhul omzu düşmüş elleri kavuşmuş
Ve hüzünlü biri gibi ve hep gece olacak gündüzlerim

Ne akşam vaktinin sarı ışıklarına bakacağım
Ne de çok uzağa giden yelkenli gemilere 
Vardığımda kapanacağım mezarına
Bir demet çobanpüskülü ve fundalık koyacağım taşına


VICTOR HUGO
Çeviren: Halil Gökhan




HER İNSAN ÖLDÜRÜR SEVDİĞİNİ

her insan öldürür gene de sevdiğini
bu böyle bilinsin herkes tarafından,
kiminin ters bakışından gelir ölüm,
kiminin iltifatından,
korkağın öpücüğünden,
cesurun kılıcından!

kimisi aşkını gençlikte öldürür,
yaşını başını almışken kimi;
biri şehvetin elleriyle boğazlar,
birinin altındır elleri,
yumuşak kalpli bıçak kullanır çünkü ceset soğur hemen.

kimi pek az sever, kimi derinden,
biri müşteridir diğeri de satıcı ; 
kimi vardır, gözyaşlarıyla bitirir işi,
kiminden ne bir ah ne bir figan:
çünkü her insan öldürür sevdiğini,
gene de ölmez insan.


OSCAR WILDE

Çeviren: Özdemir Asaf



ANLADIM


Öyle bir hayat yaşıyorum ki ,
Cenneti de gördüm cehennemi de,
Öyle bir aşk yaşadım ki 
Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de
Bazıları seyrederken hayatı en önden
Kendime bir sahne buldum oynadım.

Öyle rol vermişler ki
Okudum okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde
Hem kızdım hem güldüm halime
Sonra dedim ki 'söz ver kendine'
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin. 

Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin
Uçmayı seviyorsan düşmeyi de bileceksin
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.

Öyle bir hayat yaşadım ki, son
yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman
Hep acele etmem bundandı.

NIETZSCHE 




KAFE KÜLTÜR YAYINLARI
Editör : Halil Gökhan
Nisan 2015
318 Sayfa




21 Şubat 2016 Pazar

Okudum Bitti-29: Komik Bir Hikâye || Ned Vizzini





          Herkese merhaba. Günün kitabı mıknatıslı kapaklarıyla ayrı bir sevdiğim GO! Kitap 'ın, en sevdiğim kapaklı kitabı olan Komik Bir Hikâye .

         Arka kapakta da dediği gibi ;

''Depresyon hakkında olup da insanı depresyona sokmayan bir kitap.''   

         Hepimiz hayatımızın belirli dönemlerinde , çeşitli sorunlarla boğuşuyoruz. Okul, iş, aile, aşk sorunları hiç bitmiyor. Kahramanımız da bu sorunlardan biriyle boğuşarak, bize aslında yalnız olmadığımızı hissettiriyor. Sıkıcı bir kişisel gelişim kitabı değil elbette -hepsi sıkıcı demiyorum-. Depresyona genç bir erkeğin gözünden bakmak, farklı kültürde de olsa gençlerin ortak sorunlarını hissetmek için, üstelik bunları bazen hüzünlenerek bazen de eğlenerek yapmak için, kitabı okumanız lazım. ;) 

       Kahramanımız Craig de yaşadığı stres yüzünden depresyona girer. Geleceği için o kadar endişelenir, o kadar yoğun çalışır ki bir yerden sonra patlak verir. Öyle böyle değil, intiharın eşiğindedir. Arkadaş ortamı da işleri çok kolaylaştırmaz. İntihar etmek üzereyken acil servise gider ve psikiyatri kliniğine yatırılır. 


         Kitabın çoğunluğu bir psikiyatri kliniğinde geçtiği için ilginç karakterler bolca karşınıza çıkacak. Seks bağımlısı bir travesti, karısının ihaneti yüzünden hayata küsüp yataktan çıkmayan bir adam, yerçekiminden korkan bir çocuk, makasla yanaklarını kesmiş bir kız... Craig 'in çizdiği haritalar o kadar hoşuma gitti ki becerebilsem oturup deneyecektim. Bu yüzden kapağı çooook beğendim. 






... ''Uykudayken çok daha iyi vakit geçiriyordum. Kötü tabii. Uyanmak istememem yani. Tersten kâbus görmek gibi, insan kâbustan uyanıp rahatlar ya. Ben de  kâbusa uyanıyorum.''
''Kâbus dediğin nedir, Craig?''
''Hayat.''


...''Zaman insanın uydurduğu bir kavram.''


...Terapistler, mutluluğu başka bir insanda bulmadan evvel, kendi içinizde bulmanız gerektiğini söylüyorlardı.


... Bir başka hayatım olacaksa, geçmişte geçmesini dilerdim. Geleceğin daha kolay olacağını sanmıyordum.


... ''Bu dünyada herkes dibe vurmuş durumda. Ben dibe vurmuş ve bu konuda dürüst olabilen biriyle birlikte olmayı tercih ederim. Kusursuz ve... her an patlamaya hazır biriyle olmaktansa.''



... İnsan gerçeği dile getirdikçe güçleniyordu. 




GO! KİTAP

Çeviren:Ebru Sürmeli
2016
448 Sayfa






     



20 Şubat 2016 Cumartesi

Okudum Bitti-28 : Gökyüzü Çocukları || Katherine Rundell






                     Herkese merhaba. Günün kitabı kapağıyla, kıpkırmızı cildiyle gözlere bayram ettiren Gökyüzü Çocukları. Başlar başlamaz yarısını okuyup, bitirdiğim ; garip bir şekilde yeniden çocuk olma isteği uyandıran, tatlı bir kitaptı. Puntosu da kocaman olduğu için, annem de benim gibi hem severek hem de hızlıca okudu.


                 Charles , Sophie 'yi bebekten bir Çello kutusunun içinde bulur, bir gemi kazasında bu şekilde kurtulduğunu düşünür. Kendi çocuğuymuş gibi sevgiyle büyütür. Her şey yolundadır ta ki  sosyal hizmetler yetkileri on bir yaşında bir kız için uygun bir ortamda olmadığına karar verene kadar.  Ayrılmamak için yetkililerden kaçmaya karar verirler. 


                   Çello kutusunda buldukları bir ipucu sayesinde Sophie 'nin hep hayalini kurduğu gibi annesini bulmak için Paris 'e doğru yola koyulurlar.  'Gökyüzü Çocukları ' ile tanışması bu sebeple olur. Annesinin izinden giderken , yeni arkadaşlarıyla keyifli ve heyecanlı maceralara atılırlar. 


             Kafanızı gökyüzüne umutla çevirmek için, tatlı, zarif bir hikaye okumak için bu kitaba şans verin derim. Bu arada Charles hayran olunası bir adam. Doğum gününde  yaşı kadar kitap hediye edecek kadar da şahane. Hımm bu fikri anneme söyleyeyim, gerçi onlu  yaşları devireli asırlar oldu gibi ama... Şansımı bir zorlayayım. Amacıma ulaşırsam ilham için Charles 'a bir teşekkür borcum olur. 






... Gece vaktinin bir sesi olduğunu düşünün. Ya da ay ışığının konuşabildiğini. Yahut mürekkebi düşünün, mürekkebin ses telleri olduğunu... Bu şeylere kavisli kaşları olan dar, aristokratik bir yüz, uzun kollar ve uzun bacaklar ekleyin. İşte bebeğin çello kutusundan yukarıya doğru çekilirken gördükleri bunlardı. Adı Charles Maxim 'di.



... Charles daha önce hiçbir çocuğu gerçekten tanımamıştı. Yolda giderken ona bunu söyledi : ''Korkarım, kitapları insanları anladığımdan daha iyi anlıyorum. Kitaplarla geçinmek çok kolay.''



... Anneler gereklidir, diye düşündü. Hava gibi, su gibi... Kâğıttan anneler bile hiç yoktan iyidir. Hatta hayali anneler bile... Anne insanın kalbini koyabileceği bir yerdir. Nefesleneceği bir duraktır.



...''Kitaplar, bir levye gibi, dünyanın kapılarını açar sana.''



...''Plan yapmanın en önemli kısmı yiyecek bir şeylerin olmasıdır. Eğer başbakanlar toplantılarında şekerli çörek yeseydi çok daha az savaş olurdu.''



... '' Para insanları insanlıktan çıkarabilir. Paraya çok fazla önem veren kişilerden uzak durmak gerekir canım. Onların bayağı, çürük beyinleri vardır.''



... ''Hep şey diye düşünürdüm,'' dedi Sophie. ''sevginin bir kokusu olsa bu, sıcak ekmek kokusu gibi olurdu.''





DOMİNGO YAYINLARI

Çeviren: Duygu Dalgakıran
Şubat 2016
280 Sayfa 



17 Şubat 2016 Çarşamba

Okudum Bitti-27: Cehennemin Kızıl Hakikatı - Clive Barker






                   Herkese merhaba. Günün kitabı Stephen King 'in Quentin Tarantino 'nun övgüyle bahsettiği Clive Barker 'ın  yazdığı Cehennemin Kızıl Hakikatı.


               Dedektif  Harry D'amour doğa üstü vakalarla ilgilenen tanınmış bir dedektiftir. Haliyle de birçok düşmanı vardır ama çoğumuzun bildiği bir düşmanı var ki off off. Bu azılı düşman ; Pinhead.  Çivi kafa... Acı vermekten zevk duyan Cehennem Rahibi. 

          Kitap daha başından vahşetle başlıyor. Gözümün önünde Pinhead 'in silüeti eşliğinde okudum zaten. Oldukça etkileyiciydi. 




            Asıl korkulu macera Harry 'in çok değer verdiği arkadaşı, beraber iş yaptığı kör bir medyum olan Norma 'nın kaçırılmasıyla başlıyor. Hem de Cehennem'e kaçırılıyor. Böylece yolumuz Cehennem'e düşüyor.  

         Kitabın cildi, kapağı çok güzel. Bayıldım, baskı hataları da olmasa çok daha güzel olurdu. :) 




           İyi ve kötünün savaşını okumak gergin ama güzeldi. Üstelik kötüler de kendi içlerinde savaşıyorlar. Bol gerilimli, kanlı, savaşlı, sonunu çok merak ederek okuduğum bir kitap oldu. Pinhead severler okuyun derim.




...Ragowski önünde duran yüzleri inceledi. ''Yani, siz kendi dava kavganızı sürdürürken şeytan, yüzlerce hayatı sonlandırıp gezegendeki en önemli büyücülerin zihinlerini yağmaladı, öyle mi?''



... ''İki kere ölmenin zevkini çok az insan yaşayabilir, özellikle de cellâdı yine aynı kişi olacaksa.''



...'' El yazması müsveddelerin yerlerini söyledin mi ona peki?'' diye sordu Poltash.
   '' Makat deliğime saplanmış o kanca, midemi bağırsakalrıma doğru çekerken mi? Evet Arnold, söyledim. Kapana kısılmış bir sıçan gibi cırlıyordum. Ardından kancanın bağlı olduğu zincir, bağırsakalrımı dışarı dökerken o, evime kadar gitti ve saklı olan her şeyi bulup geri döndü. O süre zarfında ölmeyi o kadar fazla istemiştim ki, canımı alması için ona kalan tüm gücümle yalvardığımı hâlâ hatırlıyorum...''



... '' Savaş, anlamları değişen diplomasilerin sürüp gitmesidir.''



... '' Değer verdiğin hiçbir şey yok mu senin?'' ''Ölüm var. Acı var. Aşk, kaybedişi doğurur kadın. Yalnızlık, kırılganlığa kapı açar. Ne yöne dönersek oramızdan yara alırız. Tek gerçek miraz, ölümdür. Bize bağışlanan tek  gerçeklik.''


... ''Cehennem'deyken ölürsek ne oluyor? '' diye sordu Dale bir gözünü kapıdaki aralıktan ayırmadan.
''Sorunun cevabını bulursan,'' dedi Harry, '' gel beni de bul.''



... Cennet'ten Dünya'ya kadar yayılacak bir savaştı bu gördüğü...





NEMESİS KİTAP

Çeviren: Begümnaz Yürekli
Ocak 2016
446 Sayfa




15 Şubat 2016 Pazartesi

Okudum Bitti-26 : Dünyanın En İyi Kitabı || Peter Stjernström




                   
                           Herkese merhaba. Günün kitabı kış okuma şenliği için seçtiğim İsveçli yazar Peter Stjernström 'ün yazdığı Dünyanın En İyi Kitabı. Hem ismi iddialı, merak uyandırıyor hem de Sabit Fikir 'in 2015 'in Öne Çıkan 50 kitap listesinde görmüştüm. Listenin tamamı burada . Yabancı Yayınları 'ndan başka okunmamış kitabım da yoktu elimde, isabet oldu, ilginç bir okuma oldu benim için. 


               Orta yaşlı bir yazar olan Titus Jensen yavaş yavaş alkolik olma yolundadır. Kariyeri de pek parlak durumda değildir, yine kafasının güzel olduğu bir gün adından sık söz edilen şair Eddie X'le 'bestseller' bir kitap yazma fikrinden konuşurlar. Sonra normal olarak sızarlar.  Kurtuluşunun bu fikirde yattığını düşünen Titus , en kısa zamanda kolları sıvar. Bir bestseller yazmak için kendince gerekli maddeleri sıralar. Polisiye unsurlar mutlaka olmalı diye kahramanını dedektif yapar, biraz sanat kokusu olsun diye Dali 'yi seçer, sağlıklı yaşat, kilo verme konuları da dikkat çekeceği için dedektifi kendi tariflerini uygulayarak epey bir kilo verir. Böylece Hakan Rink 'in maceraları başlar.






                Fikrini yayınevine de beğendirir ama şartları yazarın ayık kalmasıdır. Öyle ki çok yaratıcı bir önlem alırlar. Bayıldım :) 

                  Titus kitabını hızla yazarken, şüphelendiği bir şey olur. Eddie X 'in fikrini çaldığını, aynı kitabı yazmaya başladığını düşünür. 


              İki yazarın çekişmesini, Dünyanın En İyi Kitabı 'nın yazılma sürecini okurken, farklı yazımı sayesinde kitap içinde kitap okumuş , bir taşla iki kuş vurmuş oluyoruz.





             
... Beyazın ona yakıştığını söyleyen bir sürü kadınla tanışmıştı. Bir an onu sonsuza kadar seveceklerini söyleyip hemen ardından da kapıyı suratına çarpan kadınlar. O halde sadece siyah giyiyor diye onu kim suçlayabilirdi ki?



... ''İnsanlar kendilerine bir şeyler veren herkesten hoşlanır. Hoşlanmadıkları, kendilerinden bir şeyler alanlardır.''


... ''İnsanlara görünüşünüzü mü değiştirmek yoksa zekanızı mı arttırmak istersiniz?'' diye sorarsan daha büyük göğüsler, daha küçük bir göbek ve daha dolgun dudaklar ya da süper bir penisi tercih edecekleri kesindir.


... İlgi çeken kitaplar kitap endüstrisinin dolaşım sisteminin alyuvar hücrelerinin ta kendisidir. Böyle kitaplar olmasa sektör kuruyup giderdi.



... Bir kitap rafı bir kişi hakkındaki her şeyi anlatır insana; kısmen içinde hangi kitapların olduğuyla ama hepsinden de önemlisi nasıl dizildikleriyle. Koleksiyondaki kitaplar aslında kitapların sahibinin neleri okumuş olduğunu anlatmaz; kitapların seçimi daha çok kişinin kendisini nasıl sunmak istediğiyle ilgilidir. Ama yerleştirilme biçimleri her şeyi açığa çıkarır. En çok okumuş kişiler kitaplarını türe göre ayırarak işe başlar, biyografilerle kurgular farklı bölümlerde olur, aynı şekilde yemek ve fotoğraf kitapları da ve diğer türler de başka bölümlerde. Ne kadar çok tür varsa edebiyata o kadar ilgi gösterilmiştir ve tabii bundan sonra her kategorinin içinde yazarın soyadına göre katı bir alfabetik sıralama yapılır. Edebiyatla en az ilgilenenler kitaplarını boylarına göre sıralar. İnsanı dehşete düşürecek denli çirkindir ve neredeyse hiçbir şeyi bulmak mümkün olmaz. Zaten kimsenin o tarz bir raftan herhangi bir kitap alacağı da yoktur. Bazı manyaklar kitaplarını renklerine göre sınıflandırmaya girişir ama sayısı azdır.



... Hürriyet bir seçim imkanının olduğunu anlamaktır, diye düşünüyor.


... ''Sevgi. Evrendeki en asil enerji formu budur. Sevgi kullanıldıkça çoğalan tek enerji kaynağıdır. Dolayısıyla bu gezegenin hayatta kalmasını istiyorsanız, birbirinizi sevin! SEVGİYİ SÖMÜRÜN!''






YABANCI YAYINLARI

Çeviren: Boran Evren
Aralık 2014
332 Sayfa