#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti - 50 : Tanrının Üvey Evlatları || Bahadır İçel

27 Nisan 2014 Pazar

Okudum Bitti - 50 : Tanrının Üvey Evlatları || Bahadır İçel








                                      Sanırım okuduğum ilk yerli korku romanı , ya da uzun süredir okuduğum ilk yerli korku romanı diyeyim. Gece gece hafızama işkence etmeyeyim , migrenin pençesinde boğuşurken... 


                                       Kitabımız , iş kolik , hırslı Kerem 'in beynindeki tümör yüzünden ölmek üzere olduğunu öğrenmesiyle başlar. İstanbul 'da ailesinden uzakta , yalnız ölmek istemeyen Kerem , baba ocağına Kırklareli 'ne geri döner. Kaybedecek bir şeyi olmadığı için her şeyi yok sayıp , son günlerine odaklanır.  

                                     Yüzyıllardır Kırklareli 'nde , ormanın derinliklerinde uyuyan kadim bir kötü güç , uyanır.Sadece bedenleri değil , insanların ruhlarını da alıp , intikam almak isteyen bu güç '' Yeşil '' dir. Kerem 'in yolu Aslı ile tesadüf eseri kesişir. Tesadüfler tesadüfleri doğurur. Caner, Serkan , Kaan , Hüseyin , Recep,  Cem, Aylin, Elif, Serap , Şebnem , Namık ve diğer insanlar. Hepsi yeşille , yani bir sabah ansızın şehirde kol gezen ölümle mücadele etmek zorunda kalırlar. Arada Kırklareli Vize ilçesi çevresinde bulunan taş tabletlerden Türkçeleştirildiği söylenen bölümler de var ve oldukça ilginçler. Bir korku romanı hakkında daha fazla detay veremem , okuyun derim :)


                                   Olay örgüsünün yanı sıra , karakterler ve çevrenin anlatımı da çok doyurucuydu. Özellikle Şebnem karakterinin iç dünyasını çok güzel yansıtmış yazar. Kırklareli 'ne yolum düşmüş olsaydı , çok daha keyifle okurdum. Yazarın anlatımı sayesinde gezmiş kadar oldum. Bir hikaye sever olarak ,  yazarın hikayelerini de en kısa zamanda okumalıyım.







...  Kerem kapıyı arkasından çekip kendini apartmanın koridoruna attığında gözlerine  tırmanan yaşları zor tuttuğunu fark etti. Sevdiklerinizin yanındayken ölümün kapının eşiğinde beklediğini bilmenin , bir insanın dünyada çekebileceği en acı işkencelerden biri olduğunu fark etmeye başlamıştı.




... Kenan 'ın sert kavrayışı onu dizleri üzerine çöktürdü. Melahat elini ağzına sokana kadar Kerem kıpırdamadan kaderini kabullenmişti. Hâlâ kadınla adamın kendine gelmesini bekliyordu. Umut  komik ancak tehlikeli bir düşmandı.



... Sanki deli bir ressamın çizdiği cehennem portresinin içindeydiler.İpleri gerilmiş kuklalar gibi sağa sola sürüklenen bedenler yeşil gözlü birer zombi gibi sokaklarda yürüyor, şehrin ve kutsal bildikleri her şeyin özüne tecavüz ediyorlardı...







                                           ALTIN BİLEK YAYINLARI
                                             
                                                        Şubat 2014
                                                          475 Sayfa

                                          
                                       Satın Almak İçin : Kitap Sihirbazı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder