#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Okudum Bitti - 1: Güvercin Bekçileri || Alice Hoffman

3 Ocak 2014 Cuma

Okudum Bitti - 1: Güvercin Bekçileri || Alice Hoffman



                                  Senenin ilk kitabını bitirmiş bulunuyorum. 2013 'den kalma yarım en az sekiz tane kitabm daha var , aynı anda 3-5 kitaba birden başlıyorum , o yüzden geçen seneden bu seneye sarkan kitapların yorumları yavaş yavaş gelecek. 


                                  Güvercin Bekçileri , Alice Hoffman 'in Masada Dağı'nı ziyaret edip , öyküsünden etkilenmesi ve tarihçi Josephius 'un kitabı ( Yahudi Savaşları )  sayesinde oluşmuş , efsaneye dayanan fantastikleştirilmiş bir kitap.



 "Yaklaşık iki bin yıl önce, dokuz yüz Musevi aylarca Romalı askerlere Masada'da karşı koydu. Eski tarihçi Josephus'a göre bu katliamdan iki kadın ve beş çocuk kurtuldu. Bu trajik ve etkileyici olaydan yola çıkan Hoffman'ın romanı; her biri Masada'ya farklı yollardan geçerek gelmiş dört olağanüstü cesur, becerikli, duygusal kadının muhteşem hikâyesini anlatır."   





                                  Arka kapak yazısı her şeyi özetliyor zaten.  Masada , İsrail için derin önemi olan bir yer. Tarihi, siyasi etkinliği var kendilerince . Hatta daha önce bir yerlerde okul çağındaki çocukların bu kaleyi mutlaka ziyaret ettiklerini , askeri yemin törenleri sonrası ziyaret edildiği vs. okumuştum yanılmıyorsam. Efsaneyi duymadıysanız buradan gözatabilirsiniz



                                    Masada'ya farklı hayatlardan gelmiş bu dört kadının hikayesini peş peşe ve birbiriyle iç içe okuyoruz. Yael , annesi kendini doğururken ölmüş, suikastçı babası ve erkek kardeşiyle yaşayan , babasından sevgi görmeyen , annesinin ölümünden sorumlu tutulan , mutsuz bir kızdır. Fırıncının karısı , Revka ise kızı Romalı askerler tarafından işkence görüp öldükten sonra , konuşamayan iki torunuyla mücadelesine devam eden bir kadındır. Aziza , erkek gibi ,savaşçı ,cesurdur ve Shirah , gizemli yetenekleri olan ,  büyüye hakim bir kadındır. İşte bu dört kadının hayatlarına , efsane doğrultusunda detaylı bir bakış sunuyor kitap.  Geleneklere ,dini detaylara yer verilmiş , temposu düşük de olsa ilginç bir kitaptı.







... Kudüs 'ü alma arzusu , aynı sönmeyen bir ateş gibiydi. Bu Kutsal Topraklarda öyle bir kıvılcım vardı ki , insanlar onu elde etmek istiyorlardı ve insanlar genelde istedikleri şeyleri yıkarlardı.



... Kızları geldi ve annelerinin ince beline kollarını doladılar. Ona sevgileri öyle açıktı ki kıskandım. Bir anneye sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu merak ettim, ne yaparsan yap daima yanında olacak biri.



... Kale zaptedilemez diyorlardı, etrafındaki toprak parçası o kadar vahşiydi ki, hiç bir saldırının başarılı olmasına imkan yoktu.



... Tüm hayatımız boyunca tanıdığımız insanlar köyün dışına kaçıyor, bazıları tüm eşyalarını yanında taşıyordu. Kaos bize gali gelmişti, hayatlarımızın bir şans oyununda havaya atılan  zarlardan farkı kalmamıştı , sadece düşecek ve zeminde dağılacaktık.


 ... Romalılar onları kuşattığında , en sevdikleri askerlerden birini tuzağa düşürdüler. Herkesin önünde  en görmüş geçirmiş adamın bile hayallerini zorlayacak işkencelerden geçirdiler.  Romalılar etinden parçalar koparıp kor halindeki dikenleri yaralarına doldururken , dostlarını ve sevdiklerine zorla seyrettirdiler , su toplayan derisini yüzdüler...



... Aşk kendinizden vazgeçmenize neden olur, sizi bu dünyaya ve bir başkasının kaderine bağlar.



              



                                                                HEMEN KİTAP

                                                          ÇEVİREN : EDA AKSAN
                                                                    OCAK 2013
                                                                    519 SAYFA
                                        



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder