#subscribebox{background:#576269;padding:20px;font-family:'PT Sans',sans-serif;} .widget_follow_subscribe .widget-detail{padding:36px 30px 40px} #subscribebox p{color:#fff;font-size:15px;text-align:center;font-weight:700} .follow-subscribe-social{margin:0 0 15px;padding:0 0 14px;border-bottom:#858585 solid 1px} .follow-subscribe-social ul{list-style:none;margin:0;padding:0;text-align:center} .follow-subscribe-social ul li{display:inline;margin:0 15px 0 0;border-bottom:none} .follow-subscribe-social ul li:last-child{margin:0} .follow-subscribe-social ul li a{font-size:17px;color:#cacaca;-webkit-transition:color .2s ease-in-out;-moz-transition:color .2s ease-in-out;-ms-transition:color .2s ease-in-out;-o-transition:color .2s ease-in-out;transition:color .2s ease-in-out} .follow-subscribe-social ul li a:hover{color:#fff} form.subscribe{margin-top:-7px} form.subscribe input{display:block;width:100%} .subscribe-email{height:45px;border:none;margin:0 0 10px;font-size:.928571em;background-color:rgba(255,255,255,0.2);text-align:center;color:#fff} .subscribe-email:focus{outline:0} form.subscribe .placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-ms-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input::-webkit-input-placeholder{color:#cacaca} form.subscribe input:-moz-placeholder{color:#fafafa} form.subscribe input::-moz-placeholder{color:#fafafa} .subscribe-button{height:45px;font-weight:700;font-size:16px;color:#fff;text-transform:uppercase;border:none;background-color:#e06666;-webkit-transition:background-color .2s ease-in-out;-moz-transition:background-color .2s ease-in-out;-ms-transition:background-color .2s ease-in-out;-o-transition:background-color .2s ease-in-out;transition:background-color .2s ease-in-out} .subscribe-button:hover{background-color:#29aae1} .subscribe-button:focus{outline:0} .creadit a{color: #A7A6A6; float: right; font-size: 8px;} Kitaplarım ve Ben : Kitap Blogu : Konuşan Kitaplar ile Blog Turları | Umutsuz - Colleen Hoover | ALINTILAR |

20 Ekim 2013 Pazar

Konuşan Kitaplar ile Blog Turları | Umutsuz - Colleen Hoover | ALINTILAR |

 



                                 Blog turumuz devam ederken sıra geldi  ,dün yorumlarımı paylaştığım güzel kitabımızın alti çizilesi cümlelerine. ( Ben asla çizemem lafın gelişi )


                               Yorumuma bakmak ve çekilişimize katılmak için buraya tık tık




... Uzanıp kitabı sırt çantasından çıkardım ve karşısındaki sandalyeye oturdum. ''Türü ne? Lütfen bilimkurgu olduğunu söyleme''

Sandalyesine yaslanıp bir şey kazanmış gibi sırıttı. Belki de kazanmıştı. Hala karşısında oturuyordum , öyle değil mi?  

''Kitap güzel olduğu sürece türünün ne olduğunun önemi var mı?'' diye sordu.




... Bu his öylesine yabancıydı ki ; ne olduğundan emin değildim .İlk kez başka birine karşı biyolojik bir tepki vermeme neden olan ve onda bu kadar farklı olan şeyin ne olduğunu bilmiyordum. Ama daha önce onun kadar inanılmaz birini gördüğümü sanmıyordum.
                                                                                            -Sky




...'' Yaklaşık sekiz kilometrelik koşunun ve Holder 'ın üzerimde bıraktığı etkiyi ayırt edemiyordum. İkisi de kendimi oksijensizlikten bayılacakmış gibi hissetmeme neden oluyordu. ''
                                                                                           -Sky




... '' Dün öğle tatilinde kafeteryada Breckin 'e sarılıp gülümsediğini gördüğümde, mutlu olmana çok sevindim, Sky. Ama seni o şekilde ben güldürebilmeyi isterdim. Bizi önemsemediğimi ya da seninle geçirdiğim hafta sonunun hayatımın en güzel hafta sonu olmadığını düşünmen içimi sızlatıyordu. Çünkü seni önemsiyorum ve o hafta sonu geçirdiğim en güzel hafta sonuydu. Tüm hafta sonları tarihimdeki en güzel hafta sonuydu. ''
                                                                                        - Holder



...  '' Yerde bir hediye paketi vardı, eğilip onu aldım. Yatağıma gidip oturdum ve kutunun kapağını kaldırdım. İçinde bir kutu dolusu Snickers vardı. Lanet olsun , onu seviyordum.''
                                                                                                



...  Birbirimize o kadar yakındık ki aramızdan hava bile geçemezdi ama buna rağmen yeterince yakın değilmişiz gibi hissediyordum.



... On santimetre ötemdeki dudakları yumruklamak mı öpmek mi istediğime karar verememek içsel bir savaştı.



...Onu kendime doğru çekip öptüm. Onu her zaman doğru şeyleri söylediği için öptüm .Daima yanımda olduğu için öptüm. Vereceğim her kararı destekleyeceği için öptüm. Her şeyi anlamaya çalıştığım sırada bana karşı sabırlı olduğu için öptüm....


... Üzüntü ve yalanlarla dolu yeni dünyamda , bir kez daha bu umutsuz çocuk beni gülümsetmenin bir yolunu bulmuştu.


... Sözcüklerle birinin ruhunu bölmek mümkün olsaydı , az önce söylediklerimin ruhunu ikiye böldüğünü söyleyebilirdim.


... Ne hissettiğini çok iyi biliyordum , çünkü aynı acıyı paylaşıyorduk. Onun hissettiklerini ben de hissediyordum. Aynı şekilde, benim hissettiklerimi de o hissediyordu. İki insan bir olduğunda olan şey buydu: artık sadece sevgiyi paylaşmakla kalmazlardı. Acıyı , üzüntüyü ve kederi de paylaşırlardı.


... '' Yanlış sebeplerden ötürü yapılan tüm evliliklerin süre sınırı vardır. Evlilikler zamanla kolaylaşmaz... aksine zorlaşır. Bazı şeylerin iyiye gideceğini umarak biriyle evlenirsen , 'Kabul ediyorum' , dediğin andan itibaren kronometreyi çalıştırsan iyi edersin. ''
                                                                                                    - Holder









Super Six Sunday yazısı için buraya ,

Kördüğüm Hayaller 'in yorumu için oraya ,

Yorum Durağım 'ın yorumu için şuraya uğramayı unutmayın...



  Bol kitaplı günler...









2 yorum: