28 Şubat 2013 Perşembe

Okudum Bitti - 22 : Psiko Analist - John Katzenbach



Son zamanlarda okuduğum en güzel kitaplardan diyebilirim. Çok keyif alarak hiç sıkılmadan okudum , tahmin edilebilir kısımları olsa da hatta bütün tahminlerim doğru çıksa da yine de bu keyif almama engel olmadı. İyi ki almışım, okumuşum dediğim kitaplardan oldu ve psikolojik gerilim sevenlere tavsiye ederim.



Kısaca bahsedecek olursam ;

Newyorklu Psiko analist Dr. Frederick Starks (kısaca Ricky ) 50'li yaşlarında eşini kanserden kaybetmiş hala çalışmakta olan kendi halinde bir adamdır.Bütün hayatı doğum gününde gelen bir zarfla değişir.
İntikam peşinde olan kendini Rumplestiltskin olarak tanıtan bir psikopatın hedefi halindedir ve hiçbir şeyden haberi yoktur ve kelimenin tam manasıyla kendini bir ölüm oyununun içinde bulur.



       Detay verip heyecanını kaçırmak istemiyorum , çok güzel bir kitaptı. İlk kısım da belki biraz sıkıcı gelebilir (bana gelmedi) ama okudukça ilerledikçe güzelleşiyor.




                                                      KORİDOR YAYINCILIK
                                                      ÇEVİREN : İPEK İBİK
                                                       491 SAYFA



           Keyifli okumalar :)

Konuşan Kitaplar ile Blog Turları | Aşkın Kollarında - Julianne MacLean | Çok Yakında Sizlerle












27 Şubat 2013 Çarşamba

Teşekkürler ♥Tülin (bulutgolgesi) ♥



Hiç tanımadığınız birinin sizi düşünüp , koleksiyonunuz için size şişe göndermesi , bu yetmezmiş gibi fotoğrafta belli olmasa da bu güzellikleri elleriyle süslediği şeker mi şeker bir kutuya koyup göndermesi ne güzel bir duygu tarif edemem. Üstelik şişler bile beni zaten mutlu ederken güzel tuzluk biberliğim , telefonumun ucunda sallanmakta olan boncuklu süsüm, mini çantam ve güzel yazısıyla ,güzel dilekleriyle doldurduğu çok çok şeker bir kart postalla beraber gelince , duygulandım, sevindim ve çok mutlu oldum.

Bir kez daha iyi ki blogum var ve güzel insanlarla tanışmama vesile oluyor diyorum. Bir ara şişelerimin hepsini fotoğraflayıp göstereyim size bir ara demiştim ama yerleri biraz zor . Çok yakında :)




Paketin üzerindeki uğur böceklerini de Okuduğum kitapların adlarını yazdığım defterin sayfa uçlarına kondurdum , baktıkça Tülin Hnm. 'ı hatırlayacağım. Defteri her elime aldıka Ayşım 'ı , aynı şekilde kelebekleri gördükçe Dr.willdone 'ı hatırladığım gibi :) Çok seviyorum defterimi , konudan konuya atladım ama bu sene bir defter günlüğü de yazıyorum , kısaca kitapları anlatıyorum kendime  ilerde unutmamak için  :)




Uzun lafın kısası kocaman kocaaman TEŞEKKÜRLER

Sevgili Tülin ' e .


dip notcuk : Kendisinin de çok güzel blogları ve çok güzel dikiş yüksükleri koleksiyonu var, bakmak isterseniz buradan ana bloguna, profilinden diğer bloglarına ulaşabilirsiniz.




26 Şubat 2013 Salı

Konuşan Kitaplar ile Blog Turu | Gülümse Anılara - Camille Noe Pagan





Hayatta en çok kime güvenirsiniz?
Ailenize… En Yakın Arkadaşınıza… Sevgilinize…

2-3 Mart günleri Camille Noe Pagan’ın Gülümse Anılara adlı kitabı ile anılar arasında bir yolculuk yapacağız. Arkadaşlık, sevgi ve bağışlama üzerine yazılmış bu güçlü ve duygulu roman ile yapacağımız yolculuğa sizleri de bekliyoruz…

İşte duraklarımız;
9 blog; 

Peki bu yolculukta sizleri neler bekliyor?
2 Mart 2013
Yazar Tanıtım - http://kitaptelvesi.blogspot.com
Kitap Tanıtım - http://kitapsayfalarii.blogspot.com
Ön Okuma - http://kordugumhayaller.blogspot.com
Trailer - http://kordugumhayaller.blogspot.com
Kitap Çekilişi - http://kitapasigi.blogspot.com

3 Mart 2013

Alıntılar - http://asabibakire.blogspot.com ve http://kahvekokulukitap.blogspot.com
Yazar Söyleşi - http://tugceninkitapligi.com
Farklı Bloglara Gezi - http://gokkusagindakisonrenk.blogspot.com
Film olsaydı - http://tarihiaskromani.blogspot.com
Ya Sonra - http://tarihiaskromani.blogspot.com
Kitap Yorumu - *9 Blog Birden


*9 Blog'un yorumlarını bir arada http://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinde bulabilirsiniz...


24 Şubat 2013 Pazar

Okudum Bitti - 21 : Dün Gördüm Gece Bir Rüya - Bedirhan Toprak



Birden fazla kitabı beraber okumayı sevdiğimi söylemiştim , bu aralar yavaş okusam da  yine dört - beş kitabı dönüşümlü okuyordum ama bu kitaba başlayalı nerEdeyse yirmi gün oldu. O kadar sıkıldım ki anlatamam. İçimdeki bir ses : ' yarım bırak ' de se dinleyemedim çünkü yarım bırakamayanlardanım. Dur biraz daha okuyayım güzelleşir diye diye yirmü günde sıkıla sıkıla okudum bitti.

Sabah garip bir şekilde uyanan , yaşadıklarına anlam veremeyip evden çıkan ve ne yapacağını , nereye gideceğini ve bir çok şeyi unutup değişik bir macera yaşayan orta yaşa yaklaşmış bir adamın kaybolmuşluk,aşk,tutku,acı ve değişik kimi duygularına 24 saatlik bir göz atış.


Kitap için ; ' dünyayın ilk günü' ndeki 'ilk soru ' ya 
yani

'Cennetini kaybetmiş bir Adem' i ne avutabilir ? '
ya da
' Cenneti bilen  Adem'in bu dünyada yaşama şansı var mı '

cevap arıyor denmiş olsa da hiç öyle derin bir kitap değil. (bana göre)




Araya başka başka kitaplar girince listem bitmek bilmedi. ( Blog Tur , Yazar Ayları , Kitap Kardeşliği vs. )
Bir an önce bitirip yeni listemi hazırlamak için sabırsızlanıyorum. Herkese keyifli okumalar.

ÇEKİLİŞ: D&R'dan 75 liralık hediye çeki





Yok mu D&R hediye çeki isteyen ? Detaylar için buraya

22 Şubat 2013 Cuma

Yazar Ayları | Mart | Kitap Çekilişi



                           Blogunu ve etkinliğini çok severek takip ettiğim Pinuccia 'nın Mart ayı Yazar Ayları etkinliği için bir sürprizi var . Bir kitap severlere Perulu yazar Mario Vargas Llosa'nın Kent ve Köpekler kitabını hediye ediyor.


Yazarla ben de bu etkinlik sayesinde tanışmış olacağım. Siz de henüz okumadıysanız ya da bir kitabını daha okumak isterseniz etkinliğimize katılıp , bu güzel kitabı kazanma şansı elde edebilirsiniz. Mesela bu etkinlik sayesinde Pınar'ın desteğiyle Asimov 'la tanıştım ve tek kitapla favori yazarlarım arasına girdi bile. Maksat kitap okumak , aynı zaman diliminde aynı yazarı belki aynı kitabı okuyup yakın zamanlarda birbirimizin yorumlarını okuyabilmek. Çok keyifli .


Çekilişin ve etkinliğin diğer detayları için sizi  buradan Pinuccia'mın bloguna davet ediyorum.

Okudum Bitti - 20 : Pamuk İpliği - Brenda Jackson



Bu güzel kapağı görür görmez dolu dolu romantik bir kitap okuyacağımı sanmıştım.Tamam romantizm var ama en çok göze çarpan unsur malesef erotizm. Belki birbirini  tamamlayan şeyler olabilse de bu kadar fazla olunca benim okuma zevkimi az da olsa baltalanıyor.


Daha hafif erotizm yoğun duygular olsaydı , okurken içinize işleyecek aşk hikayesi olabilirdi belki ama değil işte. Çok kaba tabir olacak ama üç çiftin yatak maceralarını bir başkasının -yazarın - gözünden görmüş gibi oldum.Üstelik bir çiftimizde epey yaşlı. :)


Bu kısmı geçecek olursak bir diğer mesele - kendi açımdan - aynı televizyon dizilerinin reklamları gibi reklamlarda her şeyi gösterdikleri için dizinin izlenilesi kalmıyor ya, arka kapak yazısı da aynen o şekilde olmuş.Eskiden kitabı okumadan arka kapak okumazdım , son zamanlarda okuyordum ama vazgeçtim , okumayacağım.  Nerdeyse okumaya gerek kalmayacak şekilde detay verilmiş. Bundan sonra arka kapak mı asla , önce kitabı okurum sonra döner bakarım :)


Birbirini seven iki genç ve onların evlenmelerine şiddetle karşı çıkan anne (kızın annesi) etrafında ilerlese de konular ,dediğim gibi yan karakterlere de bolca yer verilmiş, hem cinsel açıdan hem duygusal açıdan. Bol entrikalı diziler olur ya aynen öyle. Bu kadar eleştiriden sonra yine de  hiç sevmedim diyemem kitabı.Çok gönül okşayıcı romantik sahneler de yok değil.Dozajları yer değişseydi çok daha okunası olurdu. Aşk,dostluk, ihanet,şüphe, bol bol entrika , daha bol cinsellik. Herşey var işte. Daha çok detay verip okuma hevesinizi kırmayayım.

 Gerçi geçen seneden Murakami ( burada ve burada ) sayesinde idmanlıydım erotizme , Yüzyıllık Yalnızlık (burada)   da az değildi hani :)




EPHESUS YAYINLARI
2012
372 SAYFA
ÇEVİRİ : GİZEM ŞİMŞEKSOY

21 Şubat 2013 Perşembe

Okudum Bitti - 19 : Peder Constantin - Iudovic Halevy



Geçen sene çöpe atılmaktan / yakılmaktan kurtardığım kitaplardan biriydi bu da. Arada listelerime eskilerden de bir ya da iki tane ekliyorum , okunmuş eski kitapları okumak ayrı bir keyif veriyor. Hem bu kitabı okuyan üşenmemiş kurşun kalemle baskı hatalarını düzeltmiş , eksik basılan bir yere de harf eklemiş. Hoşuma gitti :) Yaşanmışlığı olan kitap derken bunu kastediyordum .


Peter Constantin  Fransa ' da yaşayan , fakir babası, yardımsever  70' li yaşlarında bir Katolik bir pederdir. Longueval Şatosunun Markizinin ölmesiyle şato ve çevresinde olan  iki çiftlik ve orman satışa çıkarılır ,yerli halk arasında çekişmeye sebep olan tüm bu mülkleri Amerikalı olduğu bilinen Madam Scott ve kızkardeşi Mis Percival satın alırlar. Onlar gelmeden haklarında yalan yanlış dedikodular alıp başını gider. Tek doğru olan çok zengin olduklarıdır. Herkesin kıskanmasına rağmen pederin tek sıkıntısı gelen Amerikalı bayanların Katolik olmamalarıdır. Ama korktuğu gibi olmaz.

Bundan sonrası sürpriz bir aşk ilişkisine dönüşür.(Aşk yaşayan peder değil  :)) Sonunu ve detaylarını elbette yazmayacağım. Kitabı bulabilir misiniz bilmiyorum ama , sahaf severlerin şansı var , okumak isteyenler olursa keyifliydi. Hoş , asil duygular var. Kısa sayılacak bir kitaba bu duygular ancak bu kadar güzel sığdırılabilirdi.


OLUŞ YAYINEVİ
1971 - İSTANBUL
183 SAYFA
TÜRKÇESİ : BABÜR KUZUCU


20 Şubat 2013 Çarşamba

Konuşan Kitaplar ile 5. Blog Turu : Beni Seç - Kiera Cass | YORUMUM | OKUDUM BİTTİ - 18





'Beni Seç' blog tur yolculuğumuzun ikinci gününde sizlerleyiz.Diğer güzelliklere değinmeden önce bu güzel kitap hakkında kısaca yorumlarımı yazayım ;




Bir dünya düşünün ; savaşlar atlatılmış , zengini zengin fakiri açlıktan ölüyor. Tamam bu kısmı çok da fantastik olmadı.America Singer (yani esas kızımız) ' ın yaşadığı Illea ' da çok etkili bir Kast sistemi var.



    Illea Prensi Maxon bir seçimle saraya 35 kız seçer ve bu seçimin sonunda bir kız Prenses olacaktır.
Açlık Oyunlarına tema olarak benzese de daha çok modern bir Cinderella Masalı derdim ben.Ya da geçici , modern harem. Hem kan gövdeyi götürmüyor. Gerçi 35 kız tek bir prens ve tek bir tac olunca her şey güllük gülistanlık olamaz değil mi ama ? :)


 
America ' nın gözünde Prens de saray hayatı da yoktur ama hem annesinin baskısı (maddi durumları açısından) hem de Aspen 'in ısrarıyla adını yazdırır seçimlere. Kaderin cilvesi seçilen 35 kızdan biri olur. Aspen 'i çok sevsem de kızdım. Sonra Prens Maxon ' ı da sevdim ama içime sinmeyen bir şeyler var.Kızımız da en az benim kadar kararsız . Kötü karaktersiz , cadısız masal olmaz. Şimdilik masalımızın cadısı Celeste isminde bir kız.Eğlenceli bir kitap. İşin kötüsü devamı olduğu için tadı damağımda kaldı. Bir sonraki kitabı merakla bekliyorum.


Daha detaylı ve birbirinden güzel yorumlar ve dahası  için turumuzu tamamlayın .


19 Şubat 2013 

Kitap Çekilişi – http://kitapasigi.blogspot.com





20 Şubat 2013 

Yazar Söyleşi - http://tugceninkitapligi.com
Başka Bloglarda Neler Yazılmış –http://kitaptelvesi.blogspot.com
Film Olsaydı Kimler Oynardı? http://tarihiaskromani.blogspot.com
Peki Ya Sonra Ne Olacak? –http://tarihiaskromani.blogspot.com
Kitap Yorumu - 9 blog* birden…



*9 blog’un birden yorumlarını http://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinde bir arada bulabilirsiniz… 

**Dex Kitap’a katkılarından dolayı teşekkür ederiz!







 


Image and video hosting by TinyPic   


Team Aspen:
<a href="
http://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com/" target="_blank"><img src="http://i46.tinypic.com/xp4sna.jpg" border="0" alt="Image and video hosting by TinyPic" /></a>



Team Maxon:
<a href="
http://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com/" target="_blank"><img src="http://i46.tinypic.com/5ciu5y.jpg" border="0" alt="Image and video hosting by TinyPic"></a>

 

                                                Yine gönlüm azcık Maxon 'dan yana :) Sizce ?

19 Şubat 2013 Salı

Konuşan Kitaplar ile 5. Blog Turu : Beni Seç - Kiera Cass | YAZAR TANITIMI



Ve beklenen gün geldi. Konuşan Kitaplar olarak 5. blog turumuzda sizler için Kiera Cass 'in Beni Seç romanını ele aldık. Çok da iyi yaptık , umarım siz de bizim kadar eğlenirsiniz .

İlk günümüzde işe şeker yazarımızı kendi cümleleriyle tanıyarak başlayalım ;



                     80’lerin gururlu bir çocuğu olarak Güney Carolina’da doğdum ve büyüdüm. Babam bir Puerto Ricolu annem ise ekstra açık tenli. Böyle olmasına rağmen nedendir bilmiyorum, ne bir güneyli ne de bir Hiispanik aksanım yok. Büyürken biraz gariptim, popüler olan hiçbir şey ilgimi çekmiyordu ve modadan da pek anlamıyordum (şimdi de çok anladığım söylenemez ve bu durumu hiç önemsemiyordum, çok iyi birkaç arkadaşım vardı ve harikalardı.
Lise yıllarında, koroda yer aldım, dans ettim ve tam bir tiyatro delisiydim. Okul bittikten sonra hala en büyük hayalim tiyatroydu. Bir oyuncu olmak istiyordum. Bir dönem eğitimime ara verip, yerel birkaç gösteride yer aldım, tiyatro kampında çalıştım ve daha sonra, Coastal Carolina Üniversitesinde Müzikal üzerine öğrenime başladım.

Harika bir hata yapıp, bir çocuğun peşinden giderek okul ve eyalet değiştirdim ve Radford Universitesinde önce müzik sonra iletişim ve sonra da Tarih bölümüne geçtim. Okula başladıktan bir yıl sonra tiyatroyu neredeyse unutmuştum - hala oyunculuğu seviyorum ayrı – ve kampus kilisesinde öğrencilere yardım etmeye başladım. Tarih bölümünde kalmaya karar verdim, çünkü o kadar bölüm değiştirdikten sonra zamanında bitirebileceğim tek bölüm gibi görünüyordu ve hikayeleri dinlemeye bayılıyordum.
Daha sonra bu planlarda değişti, çünkü sürekli reddettiğim ama gönlünün bende olduğunu bildiğim bir çocukla tanıştım. Bir şekilde beni Blacksburg’e taşınmaya ve onunla evlenerek çocuk sahibi olmaya ikna etti. Hala bunu nasıl yaptığından emin değilim… İyi bir hamleydi Bay Cass. Bundan sonra tek planım, iyi bir eş ve ev hanımı olmak ve çocuklarımız olduğunda onların yanında olacak bir anne olmaktı.
2007’de dünyamı sarsan bir trajedi yaşadım ve gerçekten üstesinden gelmek zor oldu. Takip eden yıl, üstesinden gelebilmek için birçok şey denedim ve en sonunda kendimi, karakterlerinin, benim yerime, benim sorunlarımla uğraştığı bir hikaye yazarken buldum. Aklım ile sayfa arasındaki mesafe, dışarıdan biri gibi bakabilmeme ve hissettiklerimle başa çıkabilmeme yardımcı oldu. Sonunda o hikayeyi bitirmedim, çünkü bir gün uykudan, The Siren adını verdiğim hikayemin fikri ile uyandım ve onu yazmalıydım. Yazma alışkanlığı kazandıktan sonra, Beni Seç’in de aralarında olduğu ve daha yazılmayı bekleyen bir sürü fikir geldi aklıma.
Yazmaya başladıktan sonra bunu ne kadar sevdiğimi daha önce nasıl farkedediğimi düşündüm. Gerçekten, dans, şarkı söyleme, oyunculuk, tarih… hepsi aslında hikaye anlatmaktı ve çok seviyordum.
2009 yılında Siren’i kendim yayımladım ve beş aylık hamileydim. Birçok takipçim vardı ve onların desteği devam etmeyi denememi ve hikayelerimi bu insanlarla paylaşmamı sağladı.
2010’un başlarında, oğlum henüz iki aylıkken, Beni Seç’i ajanslara yollamaya başladım ve Elana Roth adında harika birini bulacak kadar şanslıydım. Bazen hala bana nasıl inandığını ve risk aldığını merak ediyorum. Birkaç ay sonra Beni Seç’i HarperTeen’den Erica Sussman aldı ve 2012 ilkbaharında kitabım çıktı ve bu seferde kızıma altı aylık hamileydim. Şimdi NewYork Times’ın En Çok Satanlar Listesinde yer alan bir yazarım ve hikayemi tüm dünya ile paylaşabildiğim için çok heyecanlıyım.
Hala, iki çocuğum ve kocamla birlikte Blacksburg’da yaşıyorum ve tüm boş vaktimi YouTube’da ve twitter’da oynayarak ve kek yiyerek geçiriyorum.


                Tüm detaylarıyla ,yazarımızı tanıdıktan sonra yolculuğumuz bugün ve  yarım tüm hızıyla, tüm enerjisiyle devam edecek .Başka neler var derseniz buyrun

19 Şubat 2013 

Kitap Çekilişi – http://kitapasigi.blogspot.com



20 Şubat 2013 

Yazar Söyleşi - http://tugceninkitapligi.com
Başka Bloglarda Neler Yazılmış –http://kitaptelvesi.blogspot.com
Film Olsaydı Kimler Oynardı? http://tarihiaskromani.blogspot.com
Peki Ya Sonra Ne Olacak? –http://tarihiaskromani.blogspot.com
Kitap Yorumu - 9 blog* birden…



*9 blog’un birden yorumlarını http://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinde bir arada bulabilirsiniz… 

**Dex Kitap’a katkılarından dolayı teşekkür ederiz!








Okudum Bitti - 17 : Kayıp Tarihimiz - Taha Akyol



                                           Oldukça ilginç bilgiler içeren , söyleşi havasında işlenmiş , kimi zaman bildiklerimi hatırlatan kimi zaman hiç duymadığım şeyler okuduğum bir kitap olduğu için beğendim.

                                         Kitabın içeriğine bölüm başlıklarıyla değinecek olursak ;

Tanzimat ve Cumhuriyet
Prof. Dr. İlber Ortaylı

İttihat Terakki ve 31 Mart Olayı
Ahmet Turan Alkan - Sacit Kutlu

Atatürk ve Milli Mücadele
Mustafa Armağan - Alev Coşkun

Mustafa Kemal ve Muhalefet
Bir Kadın Portresi olarak Halide Edip
İpek Çalışlar- Prof. Dr. Cemil Koçak

Cumhuriyet ve Kazım Karabekir
Doç. Dr. Ahmet Demirel

Cumhuriyetin İlk Döneminde Muhalefet
Prof. Dr. Cemil Koçak

Atatürk - İnönü İlişkileri
Prof. Dr. Cemil Koçak - Altan Öymen


         Oldukça detaylı arka kapak tanıtım yazısına da bakalım ;

Osmanlı Devletine Hasta Adam yakıştırmasını yapan kimdi? Devlet-i Âliyye gerçekten Hasta Adam denilecek kadar kötü durumda mıydı? Cevabını, Prof. Dr. İlber Ortaylı veriyor.

İkinci Abdülhamitin 31 Mart Vakası ile devrilmesinin perde arkasında neler vardı? Konunun uzmanları Ahmet Turan Alkan ve Sacit Kutlu anlatıyor.

Mustafa Kemal Paşa ile Millî Mücadeleyi başlatan komutanların yolları neden ayrıldı? "Mustafa Kemal, İngilizlerden valilik istedi mi?" sorusunu Alev Coşkun ve Mustafa Armağan tartışıyor.

Kurtuluş Savaşında Mustafa Kemalin yanında yer alan Halide Edip, sonraki dönemde neden yurt dışına, gönüllü sürgüne gitti? Kritik yılların perde arkasını İpek Çalışlar ve Prof. Dr. Cemil Koçak aralıyor.

Atatürk'ün yazdığı Nutuk'la Kazım Karabekir'in kaleme aldığı İstiklal Harbimiz neden birbirini doğrulamıyor ? Atatürk ile İsmet İnönü'nün arasını açan sebepler nelerdi ? Atatürk , İnönü' nün öldürülmesini istemiş miydi ? İnönü ' Devlet içki soralarından mı yönetilecek ' diye isyan etti mi ? Doç .Dr Ahmet Demirel ve deneyimli gazeteci Altan Öymen , tarihin kör noktalarını aydınltıyor.

  Osmanlı Devleti'nin son dönemi ve Cumhuriyet 'in kuruluş hikayesi Kayıp Tarihimiz' de tartışılıyor.


YAKIN PLAN YAYINLARI
1. BASKI
ARALIK 2011
175 SAYFA



15 Şubat 2013 Cuma

Konuşan Kitaplar ile Blog Turları : Işığı Ararken - Elizabeth Haynes | Yorumum | Okudum Bitti - 16



Bu blog turumuzun da ikinci gününe geldik. Dün yazarımızı tanıtıp,ön okuma,kitap trailer ve kitap tanıtımını paylaşmıştık sizlerle.Bugün de alıntılar, farklı bloglara gezi,yazarımızla söyleşi, kitap yorumlarımız ve kitap çekilişimizin sonucunu sizlerle paylaşacağız. Yorumumu okuduktan sonra aşağıda vereceğim tur takvimimizden detaylara ulaşabilirsiniz.

 

Şimdi gelelim  kitap yorumuma , daha doğrusu kitabın ben de bıraktığı etkiye. Bazı nedenlerden dolayı kitabı son anda okuyabildik. Bana ulaşır ulaşmaz ilk 150 sayfasını okudum. Ertesi gün 150. sayfadan başladım ve hiç bırakmadan bir solukta okudum bitti.510 sayfa ama oldukça iri puntolarla basıldığı ve bölüm bölüm ilerlediği için hiç yormuyor.




Çok detay verip heyecanını kaçırmadan konusundan bahsedeyim.Catherine rahat, özgür yaşayan, gece hayatına düşkün tabiri caizse çapkın bir kızdır. Ta ki Lee ' ye kapılana kadar. Her aşk gibi güzel başlar.Herşey yolundadır.Üstelik Lee 'nin büyüsüne kapılan sadece Catherine değildir. Zamanla Catherine ' nin hayatı kabusa döner. İşte kitabımız tam olarak bu kabusla başlıyor. 2001- 2010 yılları arasını dönüşümlü olarak okuyoruz.Bir ileri bir geri .Okurken aklıma Julia Roberts ' ın oynadığı bir film -sanırım Yatağımdaki Düşman'dı - geldi . Kadına uygulanan şiddetin yarattığı travmayı çok güzel işlemiş yazarımız. Gördüğü şiddet sonucu Obsesif kompulsif bozukluk yaşayan Catherine 'ın yaşadıklarını okurken nerdeyse her anında yanındaymışsınız gibi hissedeceksiniz. Aşk var, biraz erotizm, bolca şiddet, yeterli ölçüde gerilim var,sıcak komşuluk ilişkileri bile var.Akıcı, sıkmayan bir anlatım, sorunsuz çeviri.

Kısaca beğendim .Diğer tur arkadaşlarımın daha detaylı yorumlarına göz atmayı unutmayın.



Arka kapak tanıtımına da bakalım ;



29 DİLE ÇEVRİLDİ
AMAZONDA 2011İN EN İYİ KİTABI SEÇİLDİ.


Catherine uzun zamandır yalnızdır ve bekârlığın tadını çıkarırken onu görür görmez büyük bir balık yakaladığını anlar. Lee göz kamaştırıcı, karizmatik, içinden geldiği gibi davranan, adeta gerçek olamayacak kadar çekici biridir. Anlaşılan arkadaşları da aynı fikirdedir, zira her biri sırayla onun büyüsüne kapılır.

Fakat Lee'nin dengesiz ve zaman zaman hükmeden tavırları Catherine'i giderek yalnızlığa sürükler. İnsanlara güvenini kaybetmiş, kendini dış dünyaya kapatıp karanlığa gömülmüştür ve en ince ayrıntısına kadar düşündüğü bir kaçış planı yapar.

Dört yıl sonra, hayatını cehenneme çeviren korkuları yenmeye çalışırken cesaretini yeniden kazanıp tehlikenin geçtiğine, kurtulduğuna inanmaya başlar.

Ta ki her şeyi değiştirecek o telefon gelene kadar. Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır.


Elinizden bırakamayacağınız sürükleyici bir kitap.
The Guardian

Çarpıcı, merak uyandırıcı okuru tamamen tutsak ediyor. Sarsıcı bir başlangıç.
S.J. Watson

Saplantılı bir gerilime teslim olacaksınız.
Karin Slaughter

İnsanın içini ürperten bir psikolojik gerilim.
Publishers Weekly

Başka neler mi var?

 
14 Şubat 2013
Kitap Trailer – http://kordugumhayaller.blogspot.com/



15 Şubat 2013
Kitap Çekilişi – http://kitapasigi.blogspot.com
Kitap Yorumu - 8 blog* birden…
Başka Bloglarda Neler Yazılmış –http://kitaptelvesi.blogspot.com


*8 blog’un birden yorumlarını http://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinde bir arada bulabilirsiniz…

 


Feniks Kitaba katkılarından dolayı teşekkür ederiz...