31 Ocak 2013 Perşembe

22 Britanya Yolu - Amanda Hodgkinson / Kitap ve Yazar Tanıtımı



Kitap tanıtım yazısı - özet

Her savaş bir kaybediştir...
Kimi sevdiğini, kimiyse benliğini kaybeder...

Silvana ve Janusz, yeni evli bir çifttir ve bu mutlu evliliklerini bir bebekle taçlandırmışlardır. Ancak II. Dünya Savaşının başlayıp Varşova sınırlarına kadar ulaşmasıyla, o huzurlu günler de geride kalır. Janusz, ülkesini savunmak için Polonya birliklerine katılırken, Silvanaya da küçük oğlunu korumak adına tüm zorluklarla mücadele etmek düşer.

Aradan geçen kâbus dolu altı yılın ardından Silvana, sekiz yaşındaki oğlu Aurek ile birlikte bir deniz yolculuğuna çıkar. Janusz, onların Polonyadan İngiltereye gelmelerini istemiştir. Artık barışın hüküm sürdüğü topraklarda yeniden bir arada olacaklardır. Bir aile hayali ise Silvananın biricik oğlu Aurek için gerçekleştirmek istediği tek şeydir. 

Fakat ne Silvana ne de Janusz, eskiden oldukları kişilerdir artık. Mutlu bir aile tablosu çizmeye çalıştıkları her an, beraberinde getirdikleri sırların ağına takıldıklarının farkındadırlar. Ya umuda yelken açıp bu sır ağından birlikte kurtulacaklardır ya da onun kendilerini dibe çekmesine göz yumacaklardır. 

İhanetin, sevginin, şefkatin ve annelik duygusunun birlikte harmanlandığı yürek burkan bir roman... -22- Britanya Yolu, savaş sancısıyla dağılan bir ailenin toparlanış öyküsünü etkileyici bir dille anlatıyor.

"Anne ve çocuk arasındaki o kopmaz bağı konu alan bu romanı kolay kolay unutamayacaksınız."
The New York Times Book Review


Yazar tanıtımı
Amanda Hodgkinson, 1960ların ortasında Somerset’te, oldukça genç ve son derece optimistik bir çiftin, her ikisi de sanatçı ve iyi yaşam hayalleri kuran ebeveynler, çocukları olarak dünyaya geldi. Annesi, kıyafetlerini yapabilmek için kumaş dokur, babası ise bir seramik ustası olarak tabak çanaklarını yapardı. Paraları yoktu ama yemek yedikleri tabaklar gayet güzeldi ve kıyafetleri içinse en sıradışı kıyafetler demek mümkün.
Beş yaşına geldiğinde, Essex’te küçük bir balıkçı kasabasına taşındılar ve hiç kesilmeyen martı sesleri, kasabayı çevreleyen gri-yeşil tuz bataklıkları, çakıl taşlı plajlar ve  çamur tabakalarının hatıraları ile dolu bir çocukluk geçirdi. Bataklıklardan deniz teresi toplar, suyun çekildiği yerlerde midye kabuğu arardı. Arkadaşlarıyla midye, deniz çakısı, salyangoz ve istridye toplarlardı. Babasının aldığı sandal ile babasıyla balık tutmaya giderdi. Gel-gitleri ve ayın etkisini öğrendi ve sular yükseldiğinde, arabaları suların altında kalan turistlere gülerek geçirdiği günler on yaşına geldiğinde değişti.
On yaşında sırtını denize döndü ve kitaplara aşık oldu. Aile ikinci el kitap satan bir dükkan açtı ve evleri kitap dolu kolilerle doldu, taştı. O yaşlarda, artık dört kardeşlerdi ve ağabeyi ile birlikte küçük çocuklara bakmak, ailesi dükkanı işletirken, onların sorumluluğundaydı. Ağabeyi odasında saatlerce gitar çalıp, küçük kardeşleri de televizyon seyrederken, Amanda koliler içindeki kitaplar arasında kaybolur, okur, okur, okurdu. O yıllarda yazar olmak istediğine karar vermişti.
Yıllar sonra, kendi iki çocuğu ve bir dizi farklı iş sonra nihayet rüyasını gerçekleştirmeye karar verdi. East Anglia üniversitesinde Yaratıcı yazarlık üzerine yüksek lisans yaptı ve ciddi olarak yazmaya başladı. Bu noktadan sonra, başka bir rüyayı gerçekleştirmek üzere harekete geçti, bu defa kocasının rüyasını. Ve Fransa’nın güneyine taşındılar. Nihayet istediği gibi yazabileceğini düşünüyordu ama aldıkları ev o kadar harabeydi ki, ilk bir kaç yılını burayı oturulur hale getirmek için uğraşmak zorunda kaldı. Aynı zamanda, Fransızca öğrenmeleri ve kızlarını Fransız okuluna yerleştirmeleri gerekiyordu. Bir yandan da yeni bir yerde, yeni bir yaşamın iniş ve çıkışlarınıa adapte olmak tabii...
Sonunda başardılar. Fransızca öğrendiler, yerleştiler ve kendilerine gerçek bir ev yarattılar. Ve nihayet Amanda, romanını bitirdi...




                    Bu güzel romanı ben de şu an  okuyorum , 230 . sayfa civarlarındayım , yorumum yakında...

30 Ocak 2013 Çarşamba

Yazar Ayları | Şubat | Isaac Asimov



                             Benim üçüncüsüne katılacağım yazar aylarında bu ay ASİMOV okuyoruz. Bize katılmak ve detayları öğrenmek isteyen olursa Pınarcığımın bloguna buradan ışınlanın.


                              Çok keyifli olduğunu garanti ederim , hem belki aynı kitabı okuduğunuz birileri olur. Daha da keyifli olur. Keyifli okumalar hepimize :)

                         

29 Ocak 2013 Salı

Okudum Bitti - 12 : Kumarbaz - Fiodor Mihailoviç Dostoyevski



              Kumarbaz , Dostoyevski' nin ilk büyük romanı Suç ve Ceza'dan sonra yayınevi ile yaptığı anlaşma sebebiyle 25 gün içerisinde tamamlanmış.
Yazarımız yetişememe telaşı ve kısa sürede iyi bir iş ortaya çıkarma kaygısı yüzünden para ile tuttuğu stenografın (Anna Grigoryevna [daha sonra evlenmişler]) yardımıyla yazmış.Bu kısmından emin  olmamakla birlikte yazarın kendi hayatından esinlendiğini , bu kitaptan kazandığı parayla bile kumar oynadığını okudum nette birkaç yerde.


             Sadede gelecek olursa yazmakla iyi yapmış , oldukça beğendim.

           Romanın ağzından anlatıldığı karakter Aleksey İvanoviç ,Fransa'da yaşayan bir generalin tüm umutlarını büyükannelerinin mirasına bağlayan ailesinin yanında mürebbilik yapıyor (öğretmenlik). Başlarda ne zaman kumara başlayacak diye beklerken , bir gönül meselesi araya girdi (Pavlina Aleksandrovna).Tabi tek taraflı görünen bir aşk durumu söz konusuydu.Ölüm haberi beklenen generalin halası (ailenin büyükannesi) kendisi çıkagelir ve asıl kumarbaz o çıkar. Bütün parasını, senetlerini, para edecek herşeyini Moskova'ya dönecek yol parası bile kalamayacak şekilde kaybeder ve borç alarak geri döner.
             
            İvanoviç ufak kumarlar oynasa da iyi bir kumarbaz izlenimi vermez başlarda,  Pavlina'ya duyduğu aşkı yüzünden  (onun paraya ihtiyacı olduğu için)bir gece kumar oynar ve çok büyük paralar kazanır.Umduğu gibi olmaz Pavlina ruhsal bir bunalım geçirip,kaçar.Mr. Astley adındaki ingilizin yanına sığınır, İvanoviç de mirasdan umudu kalmayınca generali terkeden sevgilisiyle Paris'e gider , paraları bitirir.
Burada yaşananlar günlük yazmış gibi anlatılmış ve kitabın sonu da hiç şaşırtmıyor. Kendimden beklenilmeyecek kadar çok detay verdim. Okumayan varsa okuması keyifli, kolay bir kitaptı. Benim için çok daha keyifli hale getiren kitabın oldukça eski olması.Bu sebeple bir sürü eski kelime vardı ,  bilmediklerim için  yattığım yerden anneme başvurdum. Kalkıp sözlük didiklemeye üşenen kız :)


           İSTANBUL AHMET HALİT KİTABEVİ
           1945 / iKİNCİ BASILIŞ
            SAYISI : 143
           ÇEVİREN : NURULLAH ATAÇ


  
                           Herkese keyifli okumalar .

28 Ocak 2013 Pazartesi

Okudum Bitti - 11 : Sokağın Zulası - Ahmet Ümit




                                                    Daha önce annemin Ahmet Ümit' i çok sevdiğini birden fazla söylemiş olabilirim ama yine söylüyorum hatta anneme bana da Ahmet Ümit'i sevdirdiği için huzurlarınızda teşekkür ediyorum.Bu kitabı yazarın evde eksik olan kitaplarını alarak anneme sürpriz yapmak istediğim bir alışverişimde şiir kitabı olduğunu bilmeden aldım.Şiir olduğunu görünce annemin adına daha çok sevindim , tam bir şiir canavarıdır.

                                           Ben de her ay ya da her listemde bir şiir kitabı okuma kararı verdiğimden beri şiir okuyorum.Bu listeme de Sokağın Zulası'nı eklemiştim. Aslında ben şiirde de romanda da öyküde de yazarının siyasi görüşünün gözüme sokulmasından hiç hoşlanmıyorum , tamam illa etkisi olur, oldurur yazan ama fazlasını sevmiyorum.Ahmet Ümit  bunu çok yapıyor.Bu ne yaman çelişki diyeceksiniz :) Evet aynen öyle olsa da seviyorum kendisini , şiirlerini de  sevdim.

                                            Hatta kızının çizdiği bir resim de var kitapta , kızına yazdığı şiirler beraber. Baba sevgisi benim için anlamı bilinmeyen bir kavram olduğu için ; ' Vay be kızına şiir yazmış adam ' dedim:) Acıtasyon değil ,cidden çok hoşuma gitti.Genel anlamda bakacak olursam yine beğendim kitabı.Uzunlu kısalı (kısalar ağırlıklı) yanlış saymadıysam 46 şiiri ve en çok beğendiğim  '' Kuzgun'' a Nazire ile birlikte 47 tane şiiri var. 'Kuzgun' şiiri bildiğiniz gibi Edgar Allan Poe diyince akla ilk gelenlerden. Ahmet Ümit işte o şiire Nazire yapmış, bence gayet iyi yapmış, severek okudum.En güzeli sona kalınca güzel bir bitiş oldu.





Şimdi üstüne bu dinlenmez mi ?



EVEREST YAYINLARI
2. BASIM
ŞUBAT 2011
87 SAYFA


Herkese keyifli okumalar.

Konuşan Kitaplar ''Alıntı Yarışması''



Herkese merhaba,

Biz Konuşan Kitaplar ailesi olarak bir dahaki blogtur çekilişimiz için bir yenilik düşündük. Çekiliş kitaplarından birini size bir yarışma yaparak vermeye karar verdik.

Bu yarışma şöyle olacak:

Siz bizim en son blogturunu yaptığımız kitaptan alıntıları sayfalarını belirterek gerekli notun altına paylaşacaksınız Ve en çok beğeni alan alıntı sahibi kitabımızı kazanmış olacak.

Peki, aynı alıntılar olursa ne olur derseniz?? Aynı alıntıların ilk önce yazılanı kabul edeceğiz ve diğerini sileceğiz. Sildiğimiz kişiye bunu belirterek yeni bir alıntı isteyeceğiz kendilerinden.

Yalnız ilk önce yazan derken, doğru bir şekilde ve istediğimiz formatta yazan demek istiyoruz =)


Ör: "Daha yukarı Merit! Hadi yap şu figürü. Evet, daha iyi."  (sayfa 11)

-güzel bir alıntı yapmıyorum, zira aynısını kullanmak isteyen olursa olmazdı =D


Bu kadar… Eğer bir sorunuz ya da kafanızı karıştıran bir yer varsa sormaktan çekinmeyin ;)

Teşekkürler...


Not: Alıntılarınızda sayfa numarası belirtmek zorunludur...

Eğer siz de bizimle alıntılarınızı paylaşıp gelecek turun kitabını kazanmak isterseniz bekliyoruz ;) 

Katılım için tıklayınız!



26 Ocak 2013 Cumartesi

Okudum Bitti - 10 : Gölge ve Kemik - Leigh Bardvgo




                           Gölge ve Kemik serinin ilk kitabı (The Grisha). Kısaca bahsedecek olursam Alina(esas kız) ve Malyen (esas oğlan) bir yetimhanede beraber büyümüşler ve Alina kendine itiraf edemese de Malyen'i seviyor.Bir görev esnasında Alina'nın kendinin bile farkına varmadığı bir gücünün olmasının farkedilmesiyle her şey, peri masalı gibi görünen bir kabusa dönüşmeye başlar.
             Fantastik kitapları epeydir okumuyordum ama bu vesileyle sevmeye başladım. Farklı bir dünyada farklı sınıflara ayrılmış fantastik unsurlar içeren keyifli bir kitaptı.
           Yormadan,sıkmadan okundu,bitti. Başları biraz karmaşık gibi gelse de ilerledikçe açıldı,tempo arttı son çeyreği çok keyifle okudum. Devamını da merakla beklemedeyim şimdiden.
            Koskoca kitap hakkında  diyeceğin bu kadarcık mı diyen olursa , ben uzun uzadıya yorum yazıp heyecanını kaçırmak istemiyorum.Zaten daha önceleri sık sık söylediğim gibi ben detaylı yorumları okumayı da çok sevmiyorum.Detaylı yorumları biraz sonra yapacağım gibi kendim okuyup, bitirip, yorumladıktan sonra okuyorum.Detaylı yorum isteyenler varsa arka kapak tanıtımını da paylaşacağım , yok daha çok detay derseniz bu aralar sık yorumlanacağı için diğer blogger arkadaşlarımızın güzel yorumlarına göz atın. Baskı, çeviri ve kapak  başarılı. Yazıları bir önceki kitaptan sonra gözlerime bayram ettirdi . :) Kitabı elime alır almaz okuyasım geldi , içinde bulunan harita ve diğer ufak detaylar da hoşluk katmış.


Evet arka kapak tanıtımı huzurlarınızda ;

Onu yalnızca geçmişi....
geleceği ise bir tek o kurtarabilir
'BEKLE!' diye sesimi yükselttim ama o çoktan arkasını dönmüştü. Kolunu tuttum, bizi izleyenlerden gelen şaşkınlık dolu seslere aldırış etmedim. Bir yanlışlık olmalı. Ben düşündüğünüz gibi Yavaşça bana dönüp kolunu tutan elime ters ters bakınca sustum. Elimi çektim ama öyle hemen geri adım atmayacaktım. Ben düşündüğünüz kişi değilim, diye fısıldadım çaresizce.
Karanlıklar Efendisi biraz daha yakınıma geldi, sadece benim duyabileceğim bir sesle, Kim olduğunu bildiğini hiç sanmıyorum! dedi.


Zengin fantastik öğelerle oluşturulmuş bir dünya, büyüleyici kurgu ve sizi kendine bağlayan duygusal bir kanca gibi Sayfaları çevirirken kendinizden geçecek, final sahnesinde tüm tahminleriniz yanlış çıkacak ve doruk noktasında alnınızdan vurulmuşa döneceksiniz!
Horn Book Magazine

Bu büyüleyici dünya, içinde birçok tuzak barındırıyor. Mitolojiyle süslenmiş ve inandırıcı karakterlerle güçlendirilmiş roman sarsıcı sürprizlerle heyecanı ve adrenalini zirveye ulaştırıyor. George R. R. Martin ve J. R. R Tolkien hayranlarına özellikle tavsiye edilir.
RT Book Reviews




Herkese bol okumalı , keyifli günler.

 

24 Ocak 2013 Perşembe

Okudum Bitti - 9 : Dünya Politikasına Yön Verenler - A. Altay Ünaltay



Kitap hakkında kısa bilgi edinmek için önce arka kapak tanıtımına bakalım ;

Dünya Politikasına Yön Verenler William Yandell Elliot Robert Strausz Hupe George Soros Bernard Lewis Sir Henry Alfred Kissinger Zbigniev Brezinski Samuel P. Huntington.

 Bu kitap Britanyanın, onların yaptıklarına oluru olsun-olmasın, ABD içindeki Britanya hayranı imparatorlukçu elitleri tanıtıyor. Artık ABD de de açıkça kabul edilen görüş o ki, bu Amerikan Cumhuriyetçi geleneğinden XX.yy. boyunca sürmüş büyük bir sapmadır; ABD kendi standartlarını koruyarak var kalacaksa, bu akımı tasfiye etmelidir.

                Kitap adı geçen elitler hakkında ansiklopedik bilgi veriyor.Bu yüzden değil ama yazısının küçüklüğünden uzun süre okuyunca kısmi körlük yaşayacak oldum.Tamam abarttım ama minnacık yazıları okumayalı epey olmuş , çok yordu.

              Bir sürü detaylı bilgi var kitapta mesela ;

W. Yandell Elliott :

   Masonik kökenli kişilerce  kurulan Ku Klax Klan' la sıkı ilişkileri vardır.
   Elliott'ın tüm kariyeri dünya çapında  yeni bir ortaçağ feodalizminin karanlık çağını kurmak ,ABD ya da benzericumhuriyetçi diğer ülkeleri yıkmaya adanmıştır.
Stretejik politikadaki rolünün öttesinde bir FBI ajanı idi.

Robert S. Hupe:

   Dış Plitika Araştırma Enstitüsünü kurdu (FPRI)
  Yarım yüzyıl Amerika dahil tüm milli devletleri gömecek dünya impratorluğunun savunucusu oldu.
  Jeopoliitik : Toprak ve Güç için Savaş isimli kitabıyla Jeopolitik  kelimesini Amerikan lügatına kazandırdı.

George Soros :

    Soros Vakıfları ve finans mekanizmaları Doğu Avrupa ve SSCB ' de sosyalizmin çöküşünün kısmi sorumlusudur.Öte yandan Yugoslavya' yı parçalayan saldırının da bir parçasıdır.
1997 'de Tayland ekonomisini çökertmekle suçlandı.
İngiliz sterlini üzerinde spekülasyonla bir günde 1 milyar dolar kazandı.
George W. Bush' u da petrol şirketi batmak üzereyken kurtardı.

Bernard Lewis :
   
   İngiliz oligarşisinin önde gelen oryantalisti, ' kriz hilali' ve 'uygarlıklar çatışması' jeopolitik doktrinlerinin babasıdır.Son 25 yıldır Ortadoğu'ya ve Orta Asya'ya yönelik her felaketli Amerikan politikasının arkasında Lewis vardır.
   1998 'de Usame Bin Ladin'e Foreign Affairs 'in Kasım/ Aralık sayısındaki yazısıyla şöhret sağlayan da Lewis 'tir.

Sir Henrry A. Kissinger:

Nixon ve Ford hükümetlerinde Başkan Ulusal Güvenlik Yardımcılığı yaptı ( 1969-75 )
Dışişleri Bakanı oldu (1973-77)
Kariyeri boyunca Elliott'ın çömezi olarak ve ona sadakatle bir İngiliz ajanı olarak çalıştı ve bunu itiraf etti.
Kissinger Kamboç soykırımından suçlanabilir.



                        vs..

   Kitap bölümler halinde yazılmış.Bu bölümler şu şekilde ;

Önsöz
William Yanden Elliott
Robert Strausz  Hupe
George Soros
Bernard Lewis
Sir Henry Alfred Kissinger
Kissinger ve Britanya
Zbigniev Brezinski
Samuel P. Huntington
Council onForeign Relations
Açık Komplo/ H. G. Wells ve Dünya İmparatorluğu
Fullbright Tezkeresinin Sırrı


           Dediğim gibi kitap ansiklopedik bilgiler içeriyor , büyük bir kısmını zaten zamanla unutacağım için önemli ya da ilginç gördüğüm yerlerin altını çizdim ki hiç tarzım değildir.

           Çok daha keyifli okunacak bir kitap olabilirdi ama baskı soluk, yazılar minicik ,konu ağır.


KIZIL ELMA YAYINCILIK
KASIM 2006
133 SAYFA
                    

23 Ocak 2013 Çarşamba

Çekilişler



     Makyaj blogum. com ' un güzel hediyeleri için tık tık    


Bu güzellikler için tık tık

Ahududu Tadında Hediyeler için tık tık
Fatma'nın ŞEker hediyeleri için tık tık




Kitap sayfalarının  güzel kitaplarını kazanmak için tık tık
                              

Okudum Bitti - 8 : Cinnet - Maupassant



Cinnet'in Maupassant'ın Türkçe olarak yayınlanan ilk kitabıymış.Şimdiye kadar okumak kısmet olmamıştı.
Kitaba adını veren Cinnet'ten başka öykülerde var kitapta.Cinnet ise tuhaf bir varlığın varlığına (nasıl bir tanımlamaysa bu), kendini rahatsız ettiğine ya da içinde yaşadığına inanan bir adamın günlüğü şeklinde yazılmış.Etkileyici anlatım. Tarzını seviyorum yazarın, ama yine de bir türlü bitiremediğim E.Allan Poe diyorum :) Okumayan varsa bu güzel psikolojik öyküyü ve kitaptaki diğer öyküleri tavsiye ediyorum.

Diğer öyküler ise ;

Krallar Yemeği
Serseri
Clochette
Aşk
Delik
Kurtuluş
Fümörol markisi
İşaret
Ormanda
Bir aile
Jozef
Han
Şeytan




OLUŞ YAYINEVİ
1971
173 SAYFA
ÇEVİREN : TİMURHAN SAĞLIK
                                           



Listem yavaş ilerliyor ama gördüğünüz gibi kaçak giriş yapan kitaplar yüzünden , biraz da okuma hızımın yine azalması yüzünden.

Hepimize keyifli bol okumalı günler.

22 Ocak 2013 Salı

Okudum Bitti - 7 : Beklediğim Sendin - Amor Towles







               Kate ve oda arkadaşı Eve'in hayatları 1937 yılının son gecesi Tinker Grey ile tanışmalarıyla oldukça değişir .Yazar bu değişimi bir dönem filmi havasında işlemiş.
Zaten kitabı elime alır almaz puslu bir film sahnesi canlandı gözümde , bu sahne kitap bitene kadar devam etti. İç içe geçmiş olaylar ,değişimler olsa da kitap oldukça durgun bir tempoda ilerliyor.
Eğer film olsaydı sıkılırdım ama okurken beni hiç sıkmadı.Kitabın başında kocasının adını vermeseydi okurken çok merak ederdim acaba kiminle evlendi diye ve tanışma evlenme fasılları olsaydı daha bir hoş olurdu gibi geldi bana ya da içimdeki romantik öyle isterdi ;)

             Kitabımızda 1937-1940 yıllarında yaşanan arkadaşlık,aşk,başarı,başarısızlık,bazen umut, bazen kaybediş anlatılsa da aslında bu olaylar Kate'in 1966 yılında kocasıyla tesadüfen bir sergide Tinker'in resmini görmesiyle canlanıyor, yani Kate ile birlikte bir geçmişe yolculuk yapıyoruz.Kate,Eve,Tinker,Hank,Wallace (en çok onu sevdim ), Anne, hepsinin hayatlarına, karakterlerine ayna tutmuş yazarımız.
Bu kadar karakteri içe vermesine rağmen karıştırılmıyor, çünkü herkes farklı.Mekanlar,zaman çok etkileyici içine alıyor okurken.Zamanda yolculuk yapıyorsunuz ama biraz durgun bir yolculuk.Sık sık caz müzikten,barlardan bahsetmesi adeta canımı çektirdi.Bir de Auld lange syne var çok severim :)

'...Nereye gideceğimden emin değilim, ama nereye gidersem gideyim her yeni güne senin adını söyleyerek başlayacağım..."

    ve bu cümle çok duygulu , öyle değil mi?.


Arka kapak tanıtımına da bakalım ;

Yirmi beş yaşındaki Kate Kontent 1937 yılının son gecesini oda arkadaşıyla beraber Greenwich Villagedaki ikinci sınıf bir caz kulübünde geçirmektedir ve ikisi, ceplerindeki toplam üç doları mümkün olduğunca idareli kullanmak zorundadırlar. Masmavi gözlere ve etkileyici bir gülüşe sahip yakışıklı bankacı Tinker Grey kulübe gelir ve yanlarındaki masaya oturur. Bu tesadüfi tanışma ve şaşırtıcı sonuçları, Kateyyi Wall Street firmasının sekreter odasından New York sosyetesinin üst basamaklarına ve Condé Nastın yönetici ofislerine; kıvrak zekâsı ve kendine özgü soğukkanlılığından başka dayanak bulamayacağı seçkin ortamlara taşıyan bir yıllık yolculuğun başlangıcı olur

Hatta buradan daha önce yazdığım yazar ve kitap tanıtım yazısına da göz atabilirsiniz.

  Kitabın kapağını , ayracını , baskısı çok beğendim.

Son kısımda ise genç George Washington'un yazdığı Nezaket ve Toplum İçinde Edepli Davranış Kuralları verilmiş ,zaten kitapta sık sık anılıyor.(108 maddecik)


EPHESUS YAYINLARI
BASIM 2013
427 SAYFA
ÇEVİRİ : SÜREYYA ÇALIKOĞLU


Herkese keyifli okumalar..



17 Ocak 2013 Perşembe

Okudum Bitti-6 : Dünya Görüşleri, Yaşamları ve Felsefeleriyle Kızılderililer - Mustafa Karaca



Kitap sekiz bölümden oluşuyor , bölüm başlıkları şu şekilde:

Kızılderili  Şeref Yasaları
Toprak İçin Manifesto
Kızılderili Bilgeliği
Kızılderililerin Tarihi
Kızılderili Reisleri
Kızılderili Kabileleri
Kızılderili Burçlar
Kızılderili Masalları


Kızılderilileri çok severim (bu sebepten köpeğimin adı Apaçi , ölen kediciğimin adı Hopi idi) Bu yüzden bu tür kitapları okumayı seviyorum.
Daha önceden bildiklerimin yanısıra bilmediklerimi de okudum , öğrendim.Kızılderililerin Amerikalılardan çektiklerini okurken herzaman olduğu gibi çok üzüldüm.Kısaca yazılmış ama kapsamlı bir kitap. Kızılderili Burçlarını ilk defa okudum , masallardan ,efsanelerden duyduklarım da vardı duymadıklarım da.
Merak edenlere tavsiye edilir :)



Arka sayfa tanıtımına da bakalım ;

Kızılderililerin sahip olduğu topraklarda hiçbir şey beyaz adamı memnun etmedi ve hiçbir şey onun değiştirici elinden kurtulamadı. Nerede kesilip indirilmemiş orman varsa,nerede hayvanlar kuytu köşelerinde dinleniyorsa, soluk benizliler oraya "ehlileştirilmemiş yaban arazi" dedi. Halbuki bize göre yabani, vahşi yer yoktur. Tabiat tehlikeli değil, misafirperverdir; korkutucu değil, arkadaşçadır. Bizim felsefemiz korkudan ve önyargıdan uzak,sağlıklı bir düşünce sistemidir. Bu noktada beyaz adam ve Kızılderili inançları arasında önemli bir fark buluyorum. Kızılderili inancı,etrafını çevreleyen her şeyle insanın ahengini gözetir; beyazlar ise çevreye hükmetmeyi esas almıştır. Kızılderililer aradıkları her şeyi, paylaşma ve sevgide buldu; ama beyazlar aradıklarını korkarak savaşmada buldu. Biri için dünya güzellik doluydu. Diğeri için öteki dünyaya gidene kadar,tahammül edilmesi gereken günah ve çirkinlik dolu bir yerdi, o daima Yaratıcı'ya yarattığı dünyayı değiştirmesi için dua eder. Bu adam bizi anlayamayacaktır. Bizim yaşlılarımız bilir ki insan tabiattan uzaklaştıkça kalbi sertleşir. Bu sebeple biz çocuklarımızı tabiatın yumuşak eline yatkın yetiştiririz. Ayakta Duran Ayı, Siyu Kabilesi


            Herkese keyifli okumalar.


DÜŞ YAYINLARI
1.BASKI
ARALIK 2007
223 SAYFA

Durex'ten Yataktaki Performansınızı Ölçen Bir Uygulama: Sexmograf

Seksi bir kadından daha iyisi varsa, o da yatakta zıplayan seksi bir kadındır! Yukarıdaki videoda yatağı (hatta odayı!) sallayan Durex kızı Alina’yı görebilirsiniz. Bu kız bir teknoloji harikası olsa gerek... :)

Ama esas teknoloji harikası, Durex’in Sexmograf uygulaması... Bir mobil aplikasyon düşünün; yatağa telefonu koyduğunuzda titreşimleri algılayarak performansınızı ölçen! Gecenin sonunda kim tavşan, gol kralı veya makineli tüfek rozetini kapmak istemez ki? ‘Ses getirecek’ bu deneyimi siz de yaşamak istiyorsanız, uygulamayı buradan indirebilirsiniz: https://itunes.apple.com/us/app/sexmograf/id507055633?mt=8

Mobil aplikasyonun yanı sıra; Sexmograf’ın bir de oyununu yapmışlar. Yatağı ve odayı sallamak yetmez; oyunda bir de web sitesini sallıyoruz! Daha çok tıkladıkça daha yüksek performans gösterdiğimiz sitede, Alina’nın sürpriz videolarıyla da karşılaşıyoruz. “Sen iste Alina, ben tıklarım” diyenler buraya: http://www.durexsexmograf.com/ Yatağı da performans tablosunu da sallarım diyorsanız Sexmograf’a!

Kim bilir Durex daha ne sürprizler yapacak... Takipte olmak isteyenler Facebook hayran sayfasına: https://www.facebook.com/Durex.Turkiye

Bir bumads advertorial içeriğidir.

13 Ocak 2013 Pazar

Konuşan Kitaplar Blog Turu | 2. Gün : Gece Isırıkları - Chloe Neill |Yorumum / Okudum Bitti :5






     
           
Blog turumuzun 2. gününde sıra geldi kitabımızı yorumlamaya. Chicago Vampirleri Serisi'nin ilk kitabında (
Bazı Kızlar Isırır)
dediğim gibi uzun süredir fantastik kitap okumuyordum ve vampirli okuduğum ilk kitap oldu. İlk kitabın ardından merakla ,heyecanla hemen
Gece Isırıkları'na başladım. Bu sayede zaten geniş olan okuma skalama Vampirlileri de eklemiş oldum.
            Bu seri sıkıcı,çok kanlı bir vampir hikayesi değil.Oldukça romantik, keyifli bir vampir hikyesi. İki kitabın çevirmenleri farklı ama ikisi de
bence başarılıydı.Her durumda okunabilecek sıkmayan,kolay okunacak bir kitap.
            Kendi isteği dışında vampir olan Merit'in aldığı sorumlulukla, değişen dünyasıyla,belirsizliğini son ana kadar koruyan duygusal durumuyla
olan mücadelesini okuyoruz.Evler arası ilişkileri düzenlemek için Ethan'ın Merit'i Morgan'a itmesine oldukça bozuldum.





            Merit , kendi iç dünyasıyla ve ev içi sorumlulukarıyla uğraşırken, bu arada en sevdiği arkadaşı Mallory 'nin de bir Cadı olduğu ortaya çıkıyor.
Değişen ortalama ayak uydurma çabası bu kitapta da devam ederken Merit'in yeni bir düşmanı oluyor, hem de güçlü bir düşman.Hem evi,hem kendini hem Ethan' ı
korumaya çalışırken her sayfada Ethan'la mercimeği fırına vermelerini bekledim durdum.Ethan'ı esas oğlan olarak çok sevemedim ama ilerleyen kitaplar da göreceğiz:)
 İlk kitapta da tempo biraz düşük gelmişti, bu kitap daha iyi olmakla beraber
yine biraz ağır tempoda ilerliyor. Uzun soluklu bir seri olacağı için bütün heyecan bitmesin diye idareli kullanılmış.
            Serinin üçüncü kitabını daha bir merakla bekliyorum :)

            Kitabın baskısı,sayfa düzeni gayet iyi ama kapağını yine sevemedim.

Tur arkadaşlarımın yorumlarına ve diğer detaylara ulaşabilmeniz için tur takvimimizi de paylaşayım ;


12 Ocak 2013 (Saat – 12:30 itibariyle)

 Yazar Tanıtımı -http://asabibakire.blogspot.com

Kitap Tanıtımı - http://gokkusagindakisonrenk.blogspot.com


 

 

13 Ocak 2013 (Saat – 12:30 itibariyle)

      Alıntılar -  http://kitapsayfalarii.blogspot.com/ ve

                         http://kahvekokulukitap.blogspot.com/
 Yazar Söyleşi - http://tugceninkitapligi.com/

Kitap Çekilişi – http://kitapasigi.blogspot.com


              Başka Bloglarda Neler Yazılmış  –  http://kitaptelvesi.blogspot.com

    *8 blog’un birden yorumlarını http://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinde bir arada bulabilirsiniz…

Optimum Kitap’a bu blog turundaki katkılarından dolayı teşekkür ederiz…














Okudum Bitti - 4 : Meleklerle Yaşamak - Beki İkala Erikli




Aslında bu kitabı iki gün önce bitirdim ama yazmaya bile üşendim , o kadar sevmedim kitabı düşünün artık.

Tek iyi tarafı pozitif düşünün pozitif olsun mantığını barındırması , çok uç noktalarda , bana göre anormal bir kitap.

Kitap bu kadar ince olmasaydı (144 sayfa) yarım bırakırdım ama hem yarım bırakınca aklımda kalacağından hem de sayfa sayısı az ve iri yazılı olduğundan sonuna kadar okuyayım belki hoşuma giden bir kısım olur dedim  ama benim için umutsuz vaka bir kitap oldu. Melek dediğin tavuk mu kuş mu tüyü olsun ve tüy döksün  dedim kendi kendime, o derece yani.

Okuyup beğenen varsa bana kızmasın , ya da okumayı düşünen kaldıysa bana bakmasın :)

GOA YAYINCILIK
144 SAYFA
27. BASKI



Listem yavaş ilerliyor ama araya kaçak kitaplar girdi:))


Keyifli Okumalar...

12 Ocak 2013 Cumartesi

Konuşan Kitaplar Blog Turu | 1. Gün : Gece Isırıkları - Chloe Neill / Yazar Tanıtımı




Konuşan Kitaplar ile 3. Blog Turumuzun ilk gününe hoş geldiniz.


Öncelikle yazarımızı kısaca tanıyalım ;





Güneyde doğdu (17 Mayıs 1975), ama şu an Midwest'de , Merit ve diğer vampirlere göz kulak olmak için
 Cadogan evi yakınlarında yaşıyor.

Yazmadığı zamanlardaysa yemek yapıyor,çılgın miktarlarda diet cola
içiyor, Fotoğrafçı olan eşiyle ve köpekleriyle (Baxter ve Scout) vakit geçiriyor(ayrıca köpeğinin kendisini insan sandığını düşünüyor),


Bu güzellikler de yazarın facebook sayfasından alıntı.


   Kocaman bir kalbi olduğuna inanıyor,boğa burcu,kırtasiye malzemelerini seviyor ve tam bir Apple kullanıcısı ve
en sevdiği futbol takımını destekliyor.

Klasiklerden Steinback hayranı ve tasvirlerini çok beğeniyor.
Laurel K. Hamilton (Anita Blake serisi yazarı ), Rachel Caine, Diana Gabaldon ve JD Robb (Nora Roberts) sevdiği yazarlardan.


İncelemek isterseniz yazarımızın kendi sitesi :

http://chloeneill.com


İşte tur takvimimiz;

12 Ocak 2013 (Saat – 12:30 itibariyle)


                                      Yazar Tanıtımı -http://asabibakire.blogspot.com





13 Ocak 2013 (Saat – 12:30 itibariyle)

                                            Alıntılar -             http://kitapsayfalarii.blogspot.com/ ve
                                         http://kahvekokulukitap.blogspot.com/

                                               Yazar Söyleşi - http://tugceninkitapligi.com/

Kitap Çekilişi – http://kitapasigi.blogspot.com

                                              Kitap Yorumu - 8 blog* birden…

                                           Başka Bloglarda Neler Yazılmış  –http://kitaptelvesi.blogspot.com

    *8 blog’un birden yorumlarını http://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinde bir arada bulabilirsiniz…

Optimum Kitap’a bu blog turundaki katkılarından dolayı teşekkür ederiz…